Deryadan devam...
Saat çok geç olmuştu. Ama hâlâ uyuyamıyordum düşünmekten. Eminim ki 1 saate sabah ezanı okunur. Gece içinde Sanem iki kez kriz geçirmişti ikisinide kapıda Mert onu sakinleştirmeye çalışırken izlemiştim. Neden Ege değil diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Ege'nin görmesini istemiyor onu bu haldeyken. Tabi ki arkadaşıma üzüldüğüm kadar Mert'in ona daha ilgili davranması canımı sıkıyordu.
***********
Sabah ezanının sesiyle yataktan kalkıp üzerime kot pantolon ve düz beyaz tişört geçirdim. Saçımın sadece önünü toplayarak. Koşucu ayakkabımı giydim. Kulaklık ve telefonumu da alıp evden sessizce çıktım. Kulaklığımdan Rihanna- unfaithful (Bu kitabı yazarken hep bunu dinliyorum eski ve güzel bir şarkı) sesi gelirken koşmaya başladım. Kendimi beğenmiyordum bunun için formuma dikkat ediyordum şimdi siz soruyorsunuzdur kot pantolonla koşmak nasıl bir zekadır. Ben eve girdiğimde Mertgil uyanmış olacak ve ben eşofman içinde heleki terliyken berbat dururum.
Çiftliğin bakkalına gidip biraz patates aldım patates bitmişti. Oradan Fırına uğrayıp sıcak pide ve simit aldım. Yavaş yavaş evin yolunu tuttum.
Ev çiftliğin çıkışına yakındı. Toz pembe ve biraz yıkık duvarları vardı. Alt kattaki camlarında demir vardı. Bahçesinde sadece içi boş minik bir havuz vardı. Ayrıca kurumuş güller de vardı. Sonbahardaydık ama hava o kadar garipti ki bir sıcak bir soğuk bir yağmurlu bir karlı. Örneğin bugün sıcak ama akşama doğru yağmur yağacak gibi. Garip. Evin kapısını açıp içeri girdim evden sadece televizyon sesi geliyordu. Yani umarım televizyon sesidir çünkü adamlardan ahh! Diye sesler çıkıyordu.
Poşetleri mutfağa çıkarıp televizyon olan dinlenme odasına girdim. Sanem, Mert ve Ege gülüşerek dövüş oyunları oynuyorlardı konsoldan. Bir saniye ben Sanem gülerek oyun oynuyor mu dedim? Suratım daha da asıldı ve biraz onları izledim. Neden gözlerim doldu ki? Dün geceden sonra neden Bensiz eğlenmeleri canımı daha da sıkmaya başladı ki? Acaba haberleri var mı benden? İlk olarak intikamıma hepsinden başlayacağım ve Saneme de bir şey sormayacağım!
Hızla odama gidip eşyalarımı topladım ve aşağı indirdim hâlâ oyun oynuyorlardı. Bir kağıda
Artık yalnız değilsin ve dosta da ihtiyacın yokmuş gibi görünüyor.
Yazdım ve evime gittim. Annemle biraz sohbet ettikten sonra odama çıkıp öğleden sonra derslerine yetişmek için üstüme dj model açık renk kot pantolon ve sıfır kollu salaş gömlek giydim. Yanıma yine de bir ceket alıp çantamı hazırladım ve okula gittim. Telefonumu da uçak moduna aldım. Ne olur ne olmaz.
Okulum iki binadan oluşuyordu birinde 9-10 diğerinde 11-12 ler vardı. Küçüklerin binaları daha büyüktü bizimkine göre ve çiftlikteki bir okul olduğundan bahçesi büyük değildi ve az öğrencisi vardı.
Sınıfa girip direkt yerime oturdum ve dersin başlamasını bekledim.
**************
Okuldan çıkarken etrafa bakıyordum ama kimse yoktu tüm gün bir umut Sanemi beklemiştim. Yanılmışım Sanem sadece bana acıdığından dostumsun dedi bana. O hüzünle yavaş yavaş eve gittim.
♥
İyide Talha benimle neden gezmek istesin en önemlisi beni neden izlesin. Durun baştan anlatıyım eve girer girmez annem beni köşeye çekip gız git üstüne başına elbise giyin gel dedi başta anlamadım ama düğüne gidiyoruz galiba diyip pembe etek beyaz büstiyer giydim. Bunları Sanem le almıştık. Elime bir çanta alıp aşağı indim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZEMLİ KIZ
Novela JuvenilSimsiyah bir gökyüzüyüm ben. Güneş beni terketmiş. Yanlış, üzücüyüm ben. Düzeltemezsin sen beni. Kendi duvarlarında hapsolmuş bir kız. Hasta... Yorgun. Belkide Savaşçı. Yalnız bir kız. Sensin sen bana Sessiz bir çığlık. İçten bir tebessüm. Acına...