2🎐

1.1K 90 337
                                    

Hâlâ burada mı?

Gözlerimi yavaş yavaş açıp çevreyi algılamaya başlamışken karşımda uyuyan -yani sanırım- Sukuna ile epey şaşırdım. Uyuduğum gibi ya beni yer ya da beni bırakıp gider sanmıştım.

Dikkatimi yüzünde, kollarında ve gövdesinde olan bir sürü dövme çekti. "Güzel görünüyor..."

Evet çok güzeldi...

"Güzel görünen ne?" Tam yüzünü seyre dalmışken dudakları hareket edince ağzımdan kaçırdığım şey için utandım.

Bütün gözleri açıldığında manalı manalı bakıyordu, boş ama bir o kadar da derin...

"Dövmeleriniz... Sizde güzel duruyor..."

"Şu ana kadar gören herkes korkup kaçmıştı. İlk kez böyle bir iltifat alıyorum."

Ne yapacağımı bilmez hâlde duruyordum. İkimizde ne bir şey yapıyor ne de söylüyorduk Sukuna'nın saçlarımı okşaması ve derin bakışları dışında. "Dokunmayacak mısın?"

"Anlamadım?"

"Güzel bulduğunu söyledin dokunmayacak mısın? Ben saçlarına dokunuyorum." Yani saçlarımı beğendiği için... Yanaklarımın yandığını hissediyorum...

Bana hep böyle hissettirmiştin...

Çekinerek ince parmaklarımı yanağına yerleştirdim. Bana zıt olarak bedeni neredeyse ölü gibi soğuktu. Bütün yanağını sardığımda gözlerini kapatıp kafasını elime yasladı. Baş parmağımla uzun kavisli çizginin üzerinden geçtim ve çenesindeki işaretde durdum.

"Bunlar ne için?"

"Bir çeşit güç ama aklını bunlarla yorma." Belimde sırtımda ve bacağımdaki eller sadece olduğu yerde durup bazen parmakları ile daireler çiziyordu masaj yapar gibi.

"Sanırım yemek yemen gerek. İnsanların muhtaç olduğu çok şey var." Sonunda yataktan çıkabileceğim için sevinmiştim çünkü daha fazla baş başa ve bu kadar yakın kalırsam iyi şeyler olmayacak.

Bana sarıldığın günleri özledim, bunlar yaşanmadan önce.

Yemek masasına tek başıma oturmuştum ama masa donatılmış hâldeydi. Kuru ekmekle idare etmesine alışmışken bu masa bana çok yabancıydı. Hepsini nasıl yiyecektim ki ben?

"Efendim beğenmediniz mi?" Yanı başımda dikilen Uraume endişe ile ban doğru eğildi. "Hayır tabii ki! Her şey çok güzel. Sadece biraz fazla geldi."

"Zevkiniz hakkında henüz bilgi sahibi olmadığımız için şimdilik böyle bir sofra hazırlandı." Neyse yiyebildiğim kadarını yiyeyim bari...

Koca sofradan bir tabak kadar yiyip kalktığımda Uraume yemeği beğenmediğim için yemediğimi sanmıştı ama yıllardır azla yetindiğim için daha fazlasını yiyebileceğimi sanmıyordum o yüzden halsizim deyip masadan kalktım.

Bir işim olmadığı için mecbur odama geçtim ve kapalı perdeleri açtım. "Tüm gün boşum sanırım." Şimdiden canım sıkılmaya başladı. Acaba sarayı veya bahçeyi gezmeme izin var mıdır?

Kapının yanında bir zil vardı. Uraume eğer o zilin kenarındaki ipi çekersem anında burada olacağını söylemişti ama onu ayağıma çağırmak doğru mudur ki?

Kaybolmayacağımı bilsem onu aramaya çıkardım ama böyle bir şansım olmadığı için zili kullanmak zorunda kaldım. Dediği gibi hemen kapının önünde belirmişti bile, gerçekten çok hızlı. İçeri gelebileceğini söylediğimde saygıyla eğilip isteğimi bekledi. "Şey, sarayı gezebilir miyim veya bahçeyi?"

Mea Culpa (Sukuna X Yn)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin