10🎐

698 66 276
                                    

"Efendim, Kralla artık konuşmayacak mısınız?" Uraume çekinerek sorusunu sordu ama Ryomen ile ilgili hiçbir şeye cevap vermek istemediğim için görmezden geldim ve uzun uğraşlarla yapılan saçımı çözmeye devam ettim.

Hayır, gece olduğu ve uyku vakti geldiği için erkenden odama çekilmemiştim. Burada sinirle saçlarımı yoluyordum çünkü sevgili eşimin iddiasına göre evliliğimizin mutsuzlaşmasının nedeni benmişim...

Komik değil mi?

Ve bana yaptığı açıklamayı özetlersem: "Bana yeterli gelmedin."

Yeterli değilmişim...

"Krala odalarımızın ayrılacağını sen söylersin. Bugünden itibaren ayrı odalarda olacağız. Hatasını anlarsa benimle konuşabilir." Ayağa kalktım ve Urui'ye döndüm. "Oda hazırlandı mı?"

"Evet efendim. Eşyalarınızı şimdi taşıyacağız."

"Acele edin. Hemen bitsin istiyorum. Peki o kadın? Ne yapıyor ve karnındaki piçin durumu?" Urui, tereddüt ederek Uraume'ye baktı. Sonra bana döndü ve konuşmak için çabaladı. "Hekim erkek olduğunu doğruladı. Yani eğer sizin çocuğunuz erkek olmazsa tahta hak
İddia edecek."

"İsterse ilk erkek o olsun. Sadece sarayın bir köşesinde yaşayacak. Taht hayaline kapılmasın çünkü doğumdan sonra ilk işi kendisine yeni bir ev bulmak olacak."

"Haklısınız efendim ve..."

"Ve?"

"Kızlardan duyduğuma göre... Kral..." Onay almak ister gibi Uraume'ye bakıyordu ama Uraume susmaya devam etti. "Lafı daha fazla uzatacak mısın? Ne oluyor?"

"Kral, bazı geceler onun odasına gidiyormuş..." Kısık sesle, duyulmamak isteyerek konuşsa da gayet iyi anlamıştım.

"Anlıyorum..." Umursamayarak daha fazla beklemeden yeni odama yerleşmek için ilerledim. Bu boğucu odada daha fazla durmak istemiyordum.

Yüzün eğik ilerlerken karşımda duran büyük cüsseyi fark edememiştim. "Miyuri?" Başımı kaldırdığım bir zamanlar görünce kalbimin hızlandığı yüz bu kez can acıtıyordu. "Neler oluyor?"

"Hiçbir şey." Daha fazla ona bakamayacağım için sıyrılıp gitmek istedim ama tekrar önüme geçti. "Bana bu saçmalığa neden olan şeyi söyle."

"Soruyor musun bir de?" Ciddi olup olmadığını anlamaya çalışıyordum. "Ufak şeyler için kavga edeceksek-"

"Ufak!? Başka bir kadını hamile bıraktın sen Ryomen! Bana ne anlatıyorsun!?"

"O bir hataydı-"

"Ya dün gece de mi hata!? Hataysa neden hâlâ o kadının koynundasın!?" Etraftaki kalabalığı artık umursamıyordum. Bana bu sabah söylediği sözleri ve yaptığı diğer her şeyi günlerce sadece sindirip görmezden geliyordum. Şimdi ise sinirlerim daha fazla dayanacak hâlde değildi.

"Bunu burada konuşmayalım." Tek bir bakışı ile herkes hemen toz olmuştu. "Konuşacak bir şey yok. En azından bir süre benden uzak dur. İkimize de zarar veriyorsun." Elimi karnımın üzerine koydum kuşağımı bağlamamı zorlaştıracak kadar büyümüştü artık.

"Benim yanımda olmalı."

"Ona zarar veriyorsun." Ve elleri eskisi gibi sevmek için değil zincirlemek için tekrar bana tutundu... "Babasına ihtiyacının olduğunu biliyorsun..." İsmimi duymayı sevdiğim ses bu kez daha manipülatif idi.

Bir an vazgeçmek ve tekrar ona sarılarak uyumak istedim ama hayır. Olmaz. Geri dönemem. Ağırlığımı koymam gerek. Bir adım geri attım ve zincirlerinden uzaklaştım. "Bunu belirleyen ben değilim Sukuna. Kendi eylemlerin buna neden oldu."

Mea Culpa (Sukuna X Yn)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin