"Sonunda uyandın, karım."
Baykuş gibi gözlerimi kırpıştırdım ve kalçalarımdaki derin bir ağrı bana saplanmadan önce ona doğru döndüm. Rahatsızlığımı gören Sukuna, hareket etmeme gerek kalmaması için kollarını etrafıma dolayarak beni nazikçe kendisine doğru çekti. Sırtım onun geniş gövdesine çarptı.
"Burası acıyor mu?" diye mırıldandı. "Bir dahaki sefere daha dikkatli olacağım. Biraz heyecanlıydım, sınırını aştım."
Dünün ne kadar tutkulu olduğuyla karşılaştırıldığında heyecan yetersiz kalırdı. Yanıt olarak başımı sallarken kızarmayla mücadele etmek zorunda kaldım. Sukuna'yla bu kadar yakınlaşmış olmak güzel hissettiriyordu ancak eğer bu günlük bir olay olacaksa, vücudumun beslemek için bazı takviyeler ve ağrının gününümü engellememesi için biraz ilaç almam muhtemelen en iyisi olacaktır. Kendime lanet ettim. Keşke vücudum daha güçlü olsaydı ve dayanıklılığım daha iyi olsaydı o zaman ona ayak uydurabilirdim.
Aniden kendimin bilincine vararak, kaçmak için kıpırdandım ama Sukuna beni kollarının arasına kilitledi ve onun bacakları beninkilere dolandı.
"Şimdi gitmem gerekiyor o yüzden beni bırakmalısın" diye mırıldandım. Kendimi tekrar döndürmeye çalıştım ama kalçalarım ona biraz fazla sürtünce acı dolu bir inilti döküldü dudaklarımdan.
"Sevgili karım," diye inledi Sukuna, kulağıma derin bir ses tonuyla. "Eğer böyle hareket etmeye ve ses çıkarmaya devam edersen, istesem bile seni bırakamam." Sukuna'nın açık sözlülüğü beni şaşırttı ve buna nasıl tepki vereceğimi bilemedim.
"Ryomen, yapmam gereken bir sürü iş var. Gitmeme izin vermelisin." dedim, kocam dışında herhangi bir yere bakmaya çalışarak çünkü dün gece ona baktıkça zihnimde tekrar canlanıyor ve beni utandırıyordu.
Sukuna; pembe yanaklarıma, şişmiş dudaklarıma, çekilmek için yalvaran hâlimle dağınık saçlarıma baktı. Göğüslerimden uyluklarıma kadar öpüp ısırırken yuvarlanıp beni yere yatırmayı aklından geçirdi. "Seni tatlı nektarlarını damlatana kadar kucaklamak ve bana durmam için yalvarana kadar altıma almak istiyorum." Büyük eliyle boynumu kavradı. "Nabzının parmak uçlarımın altında çılgınca attığını hissetmek... ve kendimi boşalttıktan sonra bile kendisimi içinde tutamak..."
Sukunanın kalçalarıma baskı yapan penisi sertleşti ama kaşlarımın hafif bir acıyla çatıldığını görene ve acıyla inlediğimk duyunca düşüncelerine göre hareket etmeyi kesti. "Başka zamana o zaman."
Bunun yerine ayağa kalktı ve kıyafet odasına doğru yürüdü. "Ben de gitmeliyim." Sukuna'nın büyüleri ile biraz daha iyi hissediyor gibiydim o yüzden kalkıp yatağın başındaki yırtılmadan kalmayı başaran sabahlığı üzerime sardım.
İçeri girdiğim de Sukuna kimonolarımı yavaşça karıştırdı. Kendi zevkine göre bir şeyler seçiyor olsa gerek diyerek pofuduk sandalyenin üzerine oturdum ve onu izledim. "Sana daha hafif şeyler yakışır..." Kendi kendisine konuşup düşünmesi tatlı gelmişti.
Kimonoların arasında aklındakine uyan birisini bulmuş olacak ki hemen onu seçti. "Bu," dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mea Culpa (Sukuna X Yn)
FanfictionMea Culpa: Her şey benim hatam tek sorumlu benim... ⚠️Angst