"Vazolar için farklı renkte sardunyalar kullanalım diyorum, sence güzel olur mu?"
O çiçeklere bile zarar verdin..
"Zevkli bir karar."
İki aylık emeklerim sonucunda sarayı eski hâlinden neredeyse kurtarmıştım. Hem saray Sukuna'nın adına layık hâle gelmiş hem de eskisi kadar beni germiyordu. Bir de bu iki aylık sürede Sukuna ile daha da yakınlaşmışız gibi hissediyorum!
Bakışları nispeten daha yumuşak bir hâl almış ve sık sık benimle vakit geçiriyordu. Gerçi dün gece evli çiftlerin yaptığı bir şeyi ima etmişti, ne olduğunu anlamadım ama bu gece gösterecekmiş, neyse gece öğrenirim.
Keşke o geceye geri dönebilsem..
"Bunlar ne?" Büyük bedenini arkamda hissettiğim Sukuna'ya döndüm ve kucağımdaki çiçekleri ona gösterdim. "Vazolar için çiçek seçiyorduk. Nasıl? Güzeller mi?" Bir kucağıma bir de yüzüme baktı. "Gereksiz." Umursamaması biraz kırıcıydı ama bozuntuya vermedim. "Çiçekleri sevmez misin?..."
"Farklı renkleri olan tuhaf şeyler işte." Sukuna'nın beğenmediğini düşününce moralim bozulmuştu. Sevinir sanmıştım. "Oi, bu yüz de ne?" İşaret parmağıyla yanağımı dürtükleyince bütün hizmetçiler şok içinde bize döndü. Sukuna anlamamışçasına yanağıma bastırdığı parmağıyla yüzüme bakıyordu.
"Neden üzgünsün? Bu aşağılar sana bir şey yaptıysa öldürebilirim." Odadaki hizmetçiler korkudan titreyip hemen yere kapandı. "Hayır! Sadece sen beğenmeyince biraz moralim bozuldu..." Utandığım için son cümlem kısık sesle çıkmış ve yüzüne bakamamıştım. "Bu seni neden üzüyor? Hem beğenmediğimi söylemedim. Saray tamamen senin sorumluluğunda, beni ilgilendirmiyor."
"Ama birlikte yaşıyoruz."
"Bu işlerden hiç anlamam o yüzden bana takılma." Hizmetçiler hâlâ titreyerek yerde eğilirken onlara acımıştım. "Ayağa kalkın ve defolun yoksa pis kanınızla uğraşacağım." Sukuna onlara acıdığımı fark etmiş olacak ki hemen herkesi odadan kovdu. Zavallılar... Onlar için üzülüyorum...
Ama onlar bana acımadı.
"Oi, hep yanakların düşecek mi böyle?" Tekrar yanağımı dürtüklediğinde kaşlarını çatmıştı. Onu sinirlendirmek istemediğimden hemen gülümsedim. "Hayır efendim."
"Ryomen'de anlaştık sanıyordum." Bu sefer içten bir şekilde gülümseyerek yanağımı kavrayan büyük elin üzerine kendi elimi koydum. "Peki Ryomen."
•°•★
"Şey... Bunlar ne için?..." Özel kokularla hazırlanmış küvet ve bir sürü daha sonra bana vücut masajı yapmak için kullanılacak olan yağlara baktım. Neredeyse yakın arkadaşım sayılan -umarım o da beni arkadaşı olarak görüyordur- hizmetçilerden Sui'ye dün geceki Sukuna ile konuşmamızdan bahsedince hemen apar topar bu hazırlığı yapmıştı.
"Merak etmeyin hanımım, siz sadece kendinizi bana bırakın."
"Ah, peki..."
Beni hemen cilt bakımı için hazırlanan küvete soktuklarında diğer kızların telaşı gerilmeme sebep olmuştu. Sukuna neyi kast etmişti ki kızlar kızarıp böyle bir tepki veriyordu?
Sayamayacağım ve adlarını bile bilmediğin bir sürü bakıma girince yorulmuştum ama ayna karşındaki görüntüme bakınca her zaman ki masumiyetinden uzak bir kadınla karşılaşınca şaşırdım. Üzerimdeki gecelik biraz açık değil mi?...
"Size kolay gelsin hanımım." Sui kolumu destek olmak istercesine tutup sınava girecek çocuğu için ona destek olmaya çalışan anne gibi bir tepki veriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mea Culpa (Sukuna X Yn)
FanfictionMea Culpa: Her şey benim hatam tek sorumlu benim... ⚠️Angst