"Majestelerinin yalnız kalmasına izin vermemelisiniz." Gözlerimi zorlayarak açmaya çalışırken hekimin sesini işittim. Ne konuşuyorlar? Gözlerimi tamamen açtığımda Uraume ile hekimi gördüm ama sonra yine gücümü kaybedince gözlerim istemsiz tekrar kapandı. Ne oluyor? Neden bu kadar kötü hissediyorum?
Sukuna… Nerede?…
Saçlarımın arasında hissettiğim ve tek bir sahibinin olabileceği büyüklükte elle mayıştım. Her şey bir rüya mıydı? Kötü bir kabus gördüm ve sonunda uyanıyor muyum?
"Dışarı çıkın." Sukuna'nın sesi kulaklarımı doldurdu. Ne öfkeli ne de neşeli bir sesti, sanki gizli bir hüzün vardı sesinde. Kapı sesini duyduktan sonra çıktıklarını anladım. "Ryomen…" Baygın bir sesle ona seslendim. Hâlâ gözlerimi açabilecek gücü kendimde bulamıyordum. "Buradayım hayatım. Sorun yok." Boynumu örten saçlarımı iterek serinlememe yardım etti. Terden ıpıslak hissediyordum.
"Ryomen ne oluyor?…"
"Sonra konuşuruz, sen uyumaya devam et. Ben halledeceğim." Zaten daha fazla güç yetiremeyerek kendimi bıraktım. Kasıklarımdaki ağrıyı bile düşünecek hâlde değildim.
"Üzgünüm…"
"Neden özür diliyorsun?…"
"Onun için."
Ne kadar süre geçtiğini bilmiyorum ama tekrar kendime geldim ve gözlerimi aralamaya çalıştım.
"Neredeyim?…" Oturmak istedim ama karnıma saplanan keskin bir acıyla kasılıp kaldım. Ne oluyor? Berbat hissediyorum, midem bulanıyor.
"Majesteleri uyandınız mı?" Uraume yüzüme korkuyla bakıyordu. "Ne oluyor Uraume? Kendimi iyi hissetmiyorum."
"Şey... Siz uzanın ben şimdi hekimi çağıracağım." Onu durdurmak istedim ama sesimi yükseltecek halim yoktu. Yanıyormuş gibi hissediyorum.
Bir saniye?
Üzerimdeki yorganı kaldırıp attığımda yatak kana bulanmıştı. Ne demek oluyor bu?… Hayır…
Kapının tekrar açılmasıyla dolu gözlerim ile o tarafa döndüm. Hekim anladığımı fark edince başını eğip yanıma geldi. "Bu ne demek oluyor?…" Sesim titreyerek cevabı bilsem de sordum. "Maalesef efendim… Düşük gerçekleşti."
Her şey elimin altından kaymaya başlıyormuş gibi hissettim. Tekrar gözüm kararmaya başladıktan sonra tam yana doğru düşecektim ki beni tutup yatırdılar.
"Miyuri!"
•°•★
Tekrar kendime geldiğimde en sonki gibi yapış yapış olan bedenim tertemiz ve yeni çarşafların içinde uzanıyordum. "Yuji..." Elimi artık şişkinliğini kaybetmiş karnımın üzerine koydum. Boşluk hissine düşmemle çıldıracak gibi hissetmeye başladım.
"Hayır! Hayır!" Bacaklarımı kendime çekip içimdeki bütün hisleri dışa vurarcasına ağlamaya başladım. "Olamaz! Olmasın! Yuji!…" Yuji'm… benim minik bebeğim…
"Miyuri!" Sukuna'nın sesini duymuştum ama ilgimi verecek kadar kendimde değildim. Bir nevi cinnet geçiriyordum. "Bebeğim bana bak." Ryomen ellerimi tutup daha fazla saçlarımı çekmeme engel olmaya çalıştı.
"Nefret ediyorum senden! Nefret ediyorum! Her şey senin suçun! Senin yüzünden! Yuji… Bebeğim… Senin yüzünden öldü!"
"Ben sana dokunmadım bile! Geri adım atan sendin!"
Söylediği şeyle donakaldım. Olanlar tekrar gözümün önünde canlanırken aslında benim suçum olduğunu fark ettim. Eğer kaçmaya çalışmasaydım…
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mea Culpa (Sukuna X Yn)
Fiksi PenggemarMea Culpa: Her şey benim hatam tek sorumlu benim... ⚠️Angst