Beni kucağından indirmeden yavaşça koltuğa oturdu ve sırt üstü uzandı. Böylelikle ben de üstünde yatabiliyordum.
Belimi sardı ve saçlarımı öptü. Sonra kafasını diğerlerine çevirdi.
"Hadi bir şeyler izleye-"
"Jaeyun ağlamış mı?"
"Önemli bir şey değil."
"Emin misin? Heeseung bir şey yapmadı di mi?"
"Yapmadı. O beni üzmez."
"Eminsin di mi önemsiz olduğuna?"
"Eminim."
"Heeseung ne diyordu?"
"Film izleyelim."
"Bence Beomgyu seçsin." dediğimde Heeseung "Bana fark etmez." dedi ve kumandayı onlara attı.
Kumandayı Taehyun yakalayıp Beom'a uzattı.
Beom bizim için film seçerken ben de telefonuma bildirim gelmesiyle telefonumu cebimden çıkarıp bakmaya başladım.
"Ne oldu?" diye sordu Heeseung.
"Yarın iş iptal olmamış. Yangın hiçbir yere zarar vermeden söndürebilmişler."
"Yarın beraber olamiycaz o zaman."
"Of." dedim ve kafamı çevirip göğsüne gömdüm. Tek elini saçlarıma çıkardı ve saçlarımı sevmeye başladı.
"İşten sonra belki bir şeyler yaparız."
"Ne yaparız?"
"Bilmem karar veririz."
"Açtım filmi." dediğinde Beomgyu kafamı çevirdim.
Yavaş yavaş uykum gelmeye başladığında kendimi biraz daha Heeseung'un üstüne yaydım.
"Uykun mu geldi?"
"Nerden anladın?"
"Ne zaman uykun gelse beni yatak niyetine kullanıp iyice yayılıyosun çünkü."
"Evet, uykum geldi."
"Uyumaya gidelim mi?"
"Hayır."
"Ne hayır?"
"Filmi yarıda bırakamayız."
"Beomgyu ve Taehyun izler. Biz sonra beraber izleriz."
"Ama of."
"Oflama. Yarın işe gitmen gerekiyor zaten."
"Beni kucağında taşırsan uyumaya gidebiliriz."
"Şöyle yapalım o zaman, koltuğa otur. Ben ayağa kalkıp seni kucağıma alırım."
"Bir dakika beni koltuğa oturtup kucağına almama gibi bir planın yok di mi?"
"Neden öyle bir planım olsun? Yok tabii ki."
"İyi o zaman." dedim ve yuvarlanarak koltuğa bıraktım kendimi. Sonra oturmaya başladım.
Heeseung ben oturduğumda ayağa kalktı ve yanıma gelip beni kucağına aldı. Kafamı omzuna gömdüm.
"Uyumaya mı gidiyosunuz?"
"Evet. 25 yaşındaki bebeğimin uykusu gelmiş."
"İyi uykular eltim." dediğinde kafamı omzundan kaldırdım ve el sallayıp "Sana da." dedim.
Heeseung beni odaya getirdi ve aynı daha demin yaptığı gibi beni kucağından indirmeden yatağa uzandı.
"Heeseung."
"Efendim sevgilim?"
"Her kavga ettiğimizde bana sarıl ki yumuşayıp seni hemen affediyim olur mu?"
"Ya da kavga etmeyelim çünkü ben sana asla kıyamıyorum."
Kafamı kaldırdım ve dudağına bir öpücük kondurdum.
Kafamı geri omzuna koymadan yüzüne bakmaya devam ettim.
"Ne oldu?"
"Sevgilime bakıyorum hatta ve hatta parmağımdaki yüzüğün sahibine bakıyorum. Yasak mı?"
Ellerini havaya kaldırdı. "Bana istediğin her şeyi yap. Hazırım."
"Kıyamam ben sana."
"Kıyamam demişken. Eğer seni üzmeye devam eden hareketlerim olursa beni uyar. Daha demin ki gibi dolup patlama. Benim için değil, kendine zarar veriyorsun. Tamam mı?"
"Tamam sevgilim."
"Söz mü?"
"Söz." dediğimde kafasını kaldırdı ve yanağımı öptü.
"Hadi uyu artık."
"Canım yatağım."
Kafamı göğsüne koydum ve kollarımı ona sardım.
"İyi gecelerr."
"İyi geceler sevgilim, seni seviyorum."
"Ben de seni seviyorum." dedim ve göğsünü öptüm. O da saçlarımı öptü.
