11.Bölüm

890 107 29
                                    

Yorumlar sizden bebekler.

Önceki bölüm

Liu Yang, hafif bir gülümsemeyle doğayı izliyordu. Demek dışarısı bu kadar güzeldi.
.
.
.
.
-Eşim, biraz etrafı gezmek ister misin?

Liu Yang'ın gözleri heyecanla parladı ve yüzünde kocaman bir gülümseme belirdi. Utançla söylendi.

-Evet. Gezmek isterim.

Yemeklerini bitirmişlerdi. Huo Siyan, yemek yemeğe çok ihtiyaç duymasada eşlik etmişti. Liu Yang'ın kolundan tuttu ve ayağa kaldırdı.

Liu Yang, mavi duman yüzünden oldukça şişmişti. Fakat duman çıkartıldıktan sonra bile hala şişkindi. 120-130 kilo gibi görünüyordu. Önceden birisi onun 300'den fazla olduğunu düşünürdü.

Ou Wanwan, giden ikilinin arkasından baktı ve derin bir iç çekti.

-Genç efendim oldukça mutlu görünüyor. Sonunda hayatında çiçekler açtı. Onu ilk defa bu kadar gülümserken görünüyorum. Acaba benim eşim ne zaman ortaya çıkacak?

Liu Yang ve Huo Siyan, yavaşça ormanda yürüyorlardı. Liu Yang her yeri iyice inceliyordu.

-Şu anda şehirden ne kadar uzaktayız? Daha ne kadar yolumuz var?

-Oldukça uzaktayız. 1 haftaya evimizde oluruz.

-Evimiz mi? Beraber mi kalacağız?

Şaşkınca söylenmiş bu sözler üzerine o utanırken Huo Siyan gülmüştü.

-Evet. Birlikte kalacağız. Yakında evleneceğiz. Hatta...

Kısa bir sessizlikten sonra Liu Yang merakla sordu.

-Bu Tang ailesi olayı nedir? Neden onlara evlilik sözü verdin? Onlar da mı ölümsüzdü?

Huo Siyan, geçmişi hatırlarken derin bir iç çekti.

-Yaklaşık 250 yıl önceydi. Daha yeni 21 yaşıma gelmiştim. Çok gençtim ve kanım kaynıyordu. Tarikattan çıktım ve ölümlü dünyayı görmek istedim.

- Fakat şanssızdım ve ateş kaplanı ile karşılaştım. Onunla savaştım. Fakat o zamanki genç halim için fazla güçlüydü. Yaralı halimle kaçmak zorunda kaldım.

-Nereye gitmem gerektiğini bilmiyordum. Daha yeni tarikattan çıktığım için hemen geri dönmek istemiyordum. Sakin bir yere gider ve kendimi iyileştiririm diye düşünmüştüm.

-Bir süre ilerledim ve uygun bir yer aradım. Fakat yaralarım düşündüğümden daha derindi. Zorlukla gökyüzünden yere indim. Sonra bayılmışım.

-Beni Tang Lu adında yaşlı bir adam buldu. Bebek torunu, oğlu ve geliniyle yaşıyordu. Onlarla 1 ay yaşadım. İyileştikten sonra da hayatımı kurtarmaları karşılığında onlara evlilik sözleşmesi olan tütsüyü ve bolca da altın verdim. Sonra da geri tarikata döndüm. Yıllarca bekledim.

Liu Yang, ilgiyle dinledi. Aklına yatmayan bir şeyler vardı.

-Tang ailesi ölümlüydü değil mi? Ayrıca neden o bebek torunun büyümesini beklemedin ve onunla evlenmedin?

Bu soru yine Huo Siyan'ı güldürmüştü.

-Evet onlar ölümlüydü. Bebeğin annesi tek çocuğunu korkusundan ve onu bir daha görmeyeceği endişesi yüzünden benimle evlendirmek istemedi. Ben de ısrar etmedim. Onlarla daha uzun süre kalabilirdim ama ustam benim geri dönmemi istemişti.

Liu Yang, yavaşça başını salladı. Oldukça ilginç bir hikayeydi. Acaba o Tang ailesine ne olmuştu da o yaşlı adam kendisine tütsüyü satmıştı?!

Powder pink love (BL) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin