27.Bölüm

685 99 88
                                    

30 yorum isterim aşkolar. ❤

Önceki bölüm

Liu Yang, yavaşça başını salladı ve gülümsedi. Bu sözler kalbini biraz rahatlatmıştı. Çünkü yaptığından hem pişman olmuş hem de utanmıştı.
.
.
.
.
Huo Siyan, Liu Yang'ı eve yetişim yapması için yolladıktan sonra karşısında ki ikiliye baktı.

-Gu Lan, sözlerine biraz daha dikkat et. Henüz ejderha melezi olduğunu bilmesine gerek yok.

Gu Lan, hemen karşı çıktı.

-Ama usta! Bilse sorun çözülmez mi? Hem o mızrağı nereden buldu?! Neden bu kadar öfkelenmiş olabilir ki?!

Ou Wanwan da merak ediyordu.

-Efendim, genç efendi neden öfkelendi?

Huo Siyan, derin bir nefes verdikten sonra açıkladı.

-Onu silah odasına götürdüm. Üçüncü katta bulunan o mızrağı eline aldıktan sonra duyguları biraz değişti.

-Sanırım ona mızrağın, ejderha kemiğinden yapıldığını söylememeliydim.

Ou Wanwan, şok olmuş bir biçimde konuştu.

-Ne!? O mızrak ejderha kemiğinden mi yapıldı? O zaman.. Ejderhaların öldürüldüğünden bahsetmiş olmalısınız. Ahh.. Sinirlenmesi çok normal!

Huo Siyan, yüzünü buruşturdu. Belki de hatalı olan oydu. Yanlış konuşmuştu. Fakat yalan söylemek istememişti ki.

Hem söylemeseydi, o mızrak Liu Yang'ın elinde olduğu sürece her an gerçeği öğrenme ihtimali vardı. O zaman işler daha kötü bir hale gelirdi. Bunu da hiç istemiyordu.

Huo Siyan konuyu değiştirmek için sordu.

-Siz ne yaptınız? Çalışmalar düzgün ilerliyor mu?

-Evet usta. Bu veletin okuma yazması ve vücut gelişimi için uğraşıyorum. Fakat biraz kıt beyinli.

-Ahhh! Diyene bak! Asıl kıt beyinli sensin. Düzgün açıklama bile yapmıyorsun. Öğretmenin ne demek olduğunu biliyor musun?

Huo Siyan, kavga eden ikiliye bakıp gülümsedi. Onların bu haline alışmıştı. Ona göre ikisi gayet iyi anlaşıyordu.

Çünkü tanıdığı kadarıyla Gu Lan, herkese böyle davranmazdı. Birisini sevmiyorsa konuşma gereği bile duymazdı. Sinirlendiyse karşısındakini neredeyse öldürecek kadar döverdi.

-Her neyse, çalışmalara devam edin. Benim bazı işlerim var.

Huo Siyan, kütüphaneye doğru ilerledi. Melezler ve ejderhalar hakkında araştırma yapacaktı.

Gu Lan ve Ou Wanwan da daha önce durdukları yere geri döndüler.

Ou Wanwan için gelişim biraz daha farklıydı. Fiziksel gücünü kontrol etmeyi içeriyordu. Büyük bir gücü vardı ama kontrolü zayıftı. Mesela bir ipi, iğneye geçirmek gibi...

İpi de iğneyi de mahvediyordu. İnce işlerde gerçekten de berbattı.

Ayrıca hem Liu Yang hem de Ou Wanwan okuma yazma öğrenmeye devam ediyorlardı. Hayatları belli bir rutine girmişti.

Liu Yang, günde 8 saat uyuyordu. Üç kez yemek yiyordu. 4 saat gelişim yapıyordu. 3 saat okuma yazma çalışması yapıyordu. 2 saat de mızrak kullanmanın temellerini öğreniyordu. 3 saat de koşuyor ve çeşitli egzersizler yapıyordu. 1 kez geceleri banyo yapıyordu. Kalan vakitleri elbette dinlenmek ve sohbet etmek üzerineydi.

Ou Wanwan ise günde 6 saat uyuyordu. 7 saat işlere ayırıyordu. 3 saat okuma yazma, 3 saat de vücut gelişimi için çalışıyordu. Geri kalan zamanlar da ise ya dinleniyor ya da genç efendisi ile oluyordu.

Powder pink love (BL) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin