29. Bölüm

4.2K 283 39
                                    

Sizi bölüm için fazlasıyla beklettim, üzgünüm :")

Bölüm sonunda buluşalım, şimdilik keyifli okumalar!

Duman- Belki Alışman Lazım

🌚
YAZAR

Bir haber insanın canını ne kadar yakabilirdi? Bir insan bir haberle ne kadar yerle bir olabilirdi?

Bir kara bulut Tunalı ailesinin tepesinde durmuş, resmen güneşli günü göstermemek için ant içmişti.

Bir spikerden duyulan haber aileyi yerle bir etmişti. Ilgar Tunalı ve Meva Tunalı hızla karakola gitmek için evden çıktığında, Bigem Tunalı gözyaşları ile oturduğu koltukta küçülmüştü. Yafes abisinin vurulma anını gördüğünden beri hıçkırarak ağlıyor, içten içe iyi olması için dualar ediyordu.

Erez boğazına takılan yumruyla Yafes'e destek olmaya çalışıyor fakat başaramıyordu. Onunda gözlerinden yavaş yavaş akıyordu gözyaşları.

Ural annesine destek olurken kendini fazlasıyla sıkıyor gözlerinden tek bir yaş dahi akmıyordu. Abisini ilk gördüğü anda gözyaşlarını akıtacağını bildiğinden şimdi sakin olmak adına çabalıyordu.

İzem ise donmuştu. Gözleri hâlâ aynı televizyon ekranında, farklı haberler sunulmaya başlasa dahi ekranda hâlâ Safa'nın göğsünden vurulmasını izliyordu. En ufak bir tepki veremiyordu.

Öyle ki ekranda haberler bitti, bir dizinin jeneriği oynamaya başladığında gözlerini kırpıştırdı. Sanki tüm duyuları çekilmişçesine bir şey hissedemiyor, öylece etrafına bakınıyordu. Gözleri ağlayan kardeşine, ona destek olmaya çalışan abisine, annesine, bir diğer abisine baktı fakat onları görmedi.

"Safa," diye mırıldandı. "Safa vuruldu." Sanki yeni idrak ediyormuşçasına dudaklarından çıkan kelimeler gözlerini doldurdu, gözlerinden teker teker intihar etti gözyaşları. Ne yapacaktı? Safa vurulmuştu. Ne yapacaktı?

Hayır, umutsuz olmamalıydı. Safa bulunurdu, Safa iyi olurdu. Bu zamana kadar Safa'nın bir kez kötü olduğunu görmemişti. Safa yine iyi olacaktı. Gözyaşlarını sildi hırsla fakat yerini yeni bir gözyaşının doldurması uzun sürmedi. "Ne ağlıyorsunuz?" diye kızdı salondaki insanlara, sanki kendi ağlamıyor gibi. "Olmamış Safa'ya bir şey. İyi olur o, niye ağlıyorsunuz?" sesi sonlara doğru titrerken gözyaşlarını silmeye devam ediyordu.

"Anne!" diye bağırdı Ural, bilincini kaybeden Bigem Tunalı'ya korkuyla bakarken. "Anne aç gözlerini!" Erez hızla annesinin yanına gittiğinde Ural sanki o görmüyor gibi, "abi annem!" dedi telaşla. "Abi anne-"

"Ambulansı ara!"

İzem ambulansı aradığında çok geçmeden ambulans gelmiş, Erez ise Ural'ı alarak annesiyle gitmişti. İzem ve Yafes'i evde bırakmışlar, dikkatli olmaları gerektiğini de söylemişlerdi.

"Abla..." Yafes ağlayarak İzem'e sarıldığında, "yok," İzem kendini toparlamaya çalıştı. Şu an kardeşi kötüyken kendisininde kötü olma ihtimali yoktu. "Yok ablam bir şey. Ne bakıyorsun sen annenin ayılıp bayılmasına? Her zaman ki şovlarını yapıyor Bigem Tunalı. Sen bakma ona. Safa'da annesi kılıklı, monoton giden hayatımıza renk katmaya çalışıyor." Yafes içli bir nefes çekti içine. Yafes'in kafasına yavaşça vurdu. Kendide ağladığını gizlemeye çalışsa dahi burnunu çekmesi onu ele veriyordu. "Toparlan, yok bir şey oğlum. Bak sen sabah Safa nasıl da giriyor şu kapıdan."

ALEDA İZEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin