saçmalık*1

156 3 0
                                    


"Güvenmiyorum."

Kalbinden bıçaklandığını hissetti Defne sanki o an. Hem de bir değil birkaç kez. Sürekli ilişkisi için çabalasa da sonunda yine kendisine oluyordu olan. Eline kocaman bir hayal kırıklığı geçiyordu. Oysa bunun mutluluk olmasını dilerdi. Ömer'in ona koşulsuz şartsız güvenmesini, her olayda önce karşı tarafı değil de hatayı kendisin de aramasını, sevgisini her anlamda belli etmesini...

Kalbine olan ilk saplantıyı adamın ona güvenmiyorum değişinde hissetti. En anisi ve acıtanı bu olmuştu zaten. Çünkü olan her şeye rağmen abisinin düğününe katıldığı için hala bir umudu vardı. Belki beni gerçekten uzun uzadıya dinler ve anlar. Hatalarımla yanlışlarımla kabul eder, sarıp sarmalar. Hatta belki el ele ayrılırız bu banktan diye düşünmüştü. Ama düşündüğü tüm bu şeyler ne büyük saçmalıkmış. Koca bi saçmalık.

Hayalleri değildi saçma olan, insanoğlu hayal kurarak yaşama demir atar zaten. Fakat olmayacak duaya amin demek veya hayali olmayacak kişiyle kurmak büyük saçmalıktı. Aşık olduğu kişinin kendinden ödün vermeyen gurur kumkuması Ömer İplikçi olduğunu hep unutuyordu.

İkinci saplantıyı kadın, yüzüne bakmadan annesine ait olan yüzüğü adamın kendi elleriyle parmağından çıkarmasında üçüncü yani sonuncu saplantıyı ise yine yüzüne dahi bakmadan ve de tek kelime etmeden yanından kalkıp gitmesiyle hissetti. Defne şok olmuşçasına adamın yüzüne bakakaldı o an. Bu kadar basit miydi yani verilen sözden hemen dönülmesi.

kalabilirsin, pekala gidebilirsin
daha degersiz hissettiremezdin

Evet, kendince haklı sebepleri vardı adamın; ilk olarak onu dağ evinde terk edişi ikinci olarak annesine ait yüzükle evlilik teklifine geç cevap verişi üçüncü olarak tasarımını Tramba'ya satması sonra ona bu süreç içerisinde sürekli yalan söylemesi... Yani, açıkçası bu durumda güvenmesi daha saçma olur diye düşündü. Ama, dedi içinden ama benimde kendime göre sebeplerim var, dedi. Koskocaman oyunu hala sırtlıyorum, Neriman cadısının tehditleri yetmezmiş gibi bir de Tramba'nın tehditlerine maruz kalmıştı. Üstüne üstelik bunların hepsini Ömer için yapmıştı. Ama eline ne geçmişti, yine kocaman bir hiç, kocaman bir saçmalık.

çünkü ben ne zaman bir şey istesem
bana verilen koca bir saçmalık

Yalancının mumu yatsıya kadar diye boşuna dememişler. Allah bilir büyük oyun ne zaman ve nasıl ortaya çıkacak diye düşündü. O zaman Ömer'in tepkisi ne olur?
Arkasına bile bakmadan kaçmak, Defneyi bir kere bile dinlemeden hem de. Her zaman yaptığı şeydi aslında bu. Onu dinlemez hep yargısız infaz yapardı. Sadece kendi açısından bakmayı ve kendi gururunu tatmin etmeyi çok severdi o zaten. Ne zaman Defne için ondan vazgeçebilirdi ki?

Gerçi büyük lise aşkı İz için bile gururunu ezip geçmemiş biri, Defne için niye geçsin ki? Defne kimdi? Sıradan bi asistan parçası? Ya da iki haftalık Ömer'in büyük aşkı? Veya tamamen oyundan ibaret bi kiralık aşk? Bu şıklardan ilkine ve sonuncusu ona daha yakın geliyordu. Çünkü Ömer aşık falan olamazdı artık onun için. O sadece kendine ve o kocaman duvarları olan gururu ve egosuna aşıktı. Ha bir de işine, dedi içinden. İşi onun için daha da vazgeçilmezdi.

Derin derin Ömer'in onu güvenmiyorum diyerek terk ettiği bankta oturarak düşünüyordu Defne son bir ayda olanları. Terk edilip ondan ayrıldıktan sonra bu işin geri dönüşü yok diye geçirdi içinden. Bi kere o güvenilmez imajı vermişti, o yüzden oyuna veya ilişkiye devam etmek için çabalasa dahi adamın içindeki kuşku tohumlarına asla engel olamam diye düşünüyordu.

Her ne kadar Passionis'in bi alt katında olan Yasemin Hanım'ın yanında tasarımcı olarak işe başlasa da Ömerle sık sık karşılaşmıyorlardı. Karşılaşsalar bile o ortamı ilk terk eden kendisi oluyordu. Adamın belki bi ümit barışırız bakışlarını hissediyordu çünkü. İtiraf etmek gerekirse de o bakışlara yenik düşmekten korkuyordu da. Yavaş yavaş pişmanlık Ömer'in vücudunu eline geçirmişti. Hal ve hareketlerinden, sürekli Defneyle konuşma isteminden bir de Emir'e olan ölümcül bakışlarından anlaşıyordu bu. Defne ve Emir'i ne zaman mola alanında ellerinde kahveyle gülerek sohbet ettiğini görse Defneye selam verip sohbet etmeye çalışır Emir'i ise görmezden gelirdi. Modernlik abidesi koskocaman Ömer İplikçi tamamen bi dağ ayısı magandaya dönüşrdü o an.

part'lıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin