15. YENİ BİR MESAJ

14 1 0
                                    

Keyifli okumalar...

Karanlık etrafımda sinsice dans ediyordu. İçimde ki yenilme korkusu ile merdivenleri neredeyse koşarcasına çıkıyordum. Beni izleyen biri vardı veya birileri. Telefonu o kadar sıkı tutuyordum ki paramparça olmasına ramak kalmıştı. Lavaboya girip, arkamdan iki kere kilitledim. Ekranda ki mesaja her baktığımda zihnim karmakarışık oluyordu. Bu mesaj diğerlerinden farklıydı çünkü hiç birinde yanıtla tuşu yoktu. Fakat bunda vardı. Artık benimle iletişim kurmak istediği ortadaydı.

Ne diyeceğimi dakikalardır düşünüyordum. Bi ara yazacak gibi olsam da korkumdan dolayı vazgeçmiştim. Kapının gürültülü bir şekilde çalması ile irkildim. Telefonu kapatıp, cebime attım ve bekleyen kişiye bakmadan dışarıya çıktım. Aynadan kendime baktığımda ter içerisinde kaldığımı fark ettim. Soğuk suyu açıp, makyajımı bozmadan yüzümü ıslattım. Boynuma da aynısını yapıp, ellerimi salladım ve lavabodan çıktım. Cebimde ki telefonu bir daha çıkarıp, saatte baktım. Dersimin başlamasına on dakika kaldığından kendi sınıfıma doğru gitmeye başladım. Okul ne kadar sıcak olursa olsun hâlâ üşüyordum. Tabii bunun diğer sebebi gelen mesaj yüzündendi.

Sınıfa gelene kadar biraz düşünme şansım olmuştu. Gelen mesajı polislere göstermeye karar vermiştim ama hemen ardından bundan vazgeçmiştim. Belki de bu işi tek başıma da yapabilirdim. Sonuçta o benimle oynamak istiyordu ve bu oyuna başkalarını dahil etmek onu kızdırabilirdi. Onun bu okuldan olduğuna emindim. Şafak ile yakınlığımızı görüp, bunları yapmış olmalıydı. Okuldan bunu yapacak kadar psikopat biri var mıydı emin değildim. Yine de ipleri sıkıca tutup, bu işin peşini bırakmak istemiyordum.

Kendi sırama geçtiğim gibi hoca arkamdan geldi. İhtiyacım olan her şeyi sırama koyup, dersi dinlemek için kendime gelmeye çalıştım. Daha demin yaşananları unutup, hocaya odaklandım. Bugün diğer günlere göre daha özenli giyinmişti. Kendisi diğer hocalar arasından en yaşlısıydı. Altmışların ortasında gibi gözükse de bazı öğrenciler onun yetmişlerin başında olduğun söylüyordu. Saçlarının çoğu dökülmüş ve geri kalanı beyazlamıştı. Boyu ise ne çok uzun ne de çok kısaydı. Kahverengi gözlerini kısmış masanın üzerinde ki kağıtları inceliyordu. Siyah, kalın kaşlarını çatmış ve ortasında çukur oluşmuştu. Büyük ve kemerli burnunu kırıştırıp, başını kaldırdı ve sınıfa göz gezdirdi. İnce dudaklarını büzüp, bana döndüğünde incelemeye son verdim. İnsanların dış görünüşünü incelemeyi artık takıntı haline getirmiştim ve bundan nefret ediyordum. Zaten bu hoca oldukça sinirli olduğundan kendisinden korktuğum söylenebilirdi. Bir şeyler anlatmaya başladığından artık tamamen kendimi derse verdim. Önemli olduğunu düşündüğüm yerleri önümdeki deftere not almayı da unutmuyordum.

İki saatlik dersin sonunda rahat bir nefes verip, kendimi dışarıya attım. Temiz havayı içime çekip, banklardan birine oturdum ve bacak bacak üstüne atıp, sırtımı banka yasladım. Telefonumu çıkarıp, masanın üzerine koydum ve gözlerimi kapattım. Bir kaç gündür gözlerim çok fazla sızlıyordu. Ne kadar gözlerimi dinlendirmek istesem de aldığım notları baştan okumam gerekiyordu. Çok ders çalışan biri olmasam da okulda ki çoğu öğrenciden daha fazla çalışıyordum. Çantama koyduğum defteri çıkarıp, derste aldığım notları baştan sona okumaya başladım. Unutacağımı düşündüğüm yerleri renkli kalemle işaretliyor ve aynı cümleyi bilmem kaç kere okuyordum. Diğer dersim on dörtte başlayacağı için daha vaktim vardı. Uykumu bastırma amacıyla kahve almak istiyordum. Masanın üzerinde ki eşyaları toplayıp, okula doğru ilerledim. Etrafta pek kişi yoktu. Zaten çoğu kişinin de gelmediğine emindim.

Kantine geldiğimde kendime zehir gibi bir kahve aldım. Uykumu bastırmak için en iyisi buydu. Camdan dışarıya baktığımda yağmur yağdığını fark ettim. Bu yüzden kütüphaneye gidip, ders çalışmaya kaldığım yerden devam edecektim. En üst katta olduğu için merdivenleri teker teker çıkıp, kütüphaneye giriş yaptım. Etrafa baktığımda koca kütüphanede sadece yedi kişi vardı. Hemen boş bir masaya oturup, eşyalarımı masaya bıraktım. Çantamda ki defteri ve kalemi de çıkarıp, anlamadığım yerleri araştırmaya başladım. Bir yandan sıcak kahvemi yudumluyor, bir yandan çalışmaya devam ediyordum.

MASKEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin