Deniz kenarındaki bir banka oturdum.
Kulaklıklarımı kulağıma yerleştirip bendenime etki eden melodileri dinlemeye başladım
Gözlerim denizin üzerinde Gezinirken hayatımı denize benzetiyordum.İçim o kadar durgundu ki...
Hiç bir duygu beni etkileyemiyordu.
Gülümsesem içimde bir eksikliğin oldugunu hissediyordum. Ve canım yanıyordu.
Canımın yanmasını istemiyordum sadece bende bu hayatı yaşayabilmek istiyordum ama içimde siyah bulutlar geziniyordu. Hava hep pusluydu...
Güneşin doğmasını doğduktan sonra batmamasını istiyordum bende adım gibi parlamak istiyordum ama hayat bana izin vermiyordu.İçten attıldığı belli olan kahkaha sesleri benim bakışlarımı denizden çekip sesin geldiği yöne dönmeme neden oldu bunlar birkaç küçük kız çocuğuydu koşturuyorlardı. Ve hepsinin yüzünde sanki bitmek tükenmek bilmeyen tebbesümleri vardı mutlulardı. Bunu o kadar çok garipsemistim ki.. çünkü ben hiç arkadaşlarımla böyle oyunlar oynamamıştım. Hep dışlanmıştım...
9 yıl önce
Küçük parla her zamanki banktaki yerini almıştı. Okuldaki yalnızlığına tek çare olan şey beyaz peluş tavşanıydı.
"Gofi sence neden beni oyunlarına almıyorlar"
Diye sordu Küçük kız gofiden ses gelmedi gofi onun tavşanın adıydı.
Gofiyi bir kenara koydu. Çantasından öğle yemeğini çıkardı. Sandiviçinden bir lokma almıştı ki arkadaşı pirayenin gelmesiyle kas katı kesildi onunla iyi anlaşıyorlardı ama pirayenin yüzündeki donuk ifade onu korkutmuştu.Piraye konuşmaya başladı
"Öykü seni çağırmamı istedi galiba bizimle oynamanı isteyecek" dedi
Bunu duyan parlanın Gözleri ışıldadı parla sandiviçini çantasına yerleştirdi eline gofiyi alıp ayağa kalktı pirayeyle birlikte öykünün yanına doğru hızlıca yol aldılar.
Öykü parlaya sinirle bakıyordu.
Ne oldu demeye kalmadan Öykü bağırmaya başladı.
"Sana dememişmiydim? sınavdan düşük alacaksın! ve en yüksek ben alacağım diye"
"Neden senden izin alayım ki sende çalışsaydın" dedi parla.
"Öylemi?!" dedi Öykü.
Öykü parlaya doğru bir adım attı daha parla geriye çekilmeden Öykü onu yere itmişti bile.
Etraftakiler gülmeye başlarken.
Parla çamurun olduğu yere diz üstü düşmüştü en sevdiği beyaz çorapları kirlenmiş ve dizleri yırtılmıştı. Kız ağlamaya başlayınca bakışları pirayenin gözlerine değdi.
Piraye suçlulukla bakıyordu
Pirayede haklı diye düşündü kendi kendine o dışlandı diye pirayeninde dışlamasına neden olmak istemezdi. Parla daha şiddetli ağlamaya başlayınca öykü ve arkadaşları çoktan gitmişti parla toparlandı. Gofide çamur olmuştu. Teneffüs bitmeden sınıfa geçmesi gerekiyordu. Parla dizine kadar gelen çoraplarını lavaboya geçip çıkartı okullarında soyunma odası yoktu çıkardığı çoraplarını elinde büzüştürürken sınıfına girdi. Gözlerindeki kızarıklıklar gitmesi için dua etti.