(jisung)
minho'nun o tweetlerinden sonra seungmin'den nasıl olduğunu öğrensem de içimdeki endişe bir türlü bitmemişti. ben de o duyguyla oturup joong ve bin hyungla yaptığımız şarkının sözlerini tamamlamıştım sabaha kadar. sabah dörde doğru göz kapaklarım ağırlaşmıştı ve kendimi uykuya bırakmıştım.
öğlen on ikide telefonumun sesiyle uyanmıştım. changbin hyung arıyordu. doğrulup telefonu masanın üstünden aldım ve açtım.
"alo hyung."
"jisung şarkı sözlerini yazdığım müsveddeyi arıyorum da dün sen mi aldın?"
"evet hyung, ben aldım. gece üstünde çalıştım da biraz. sözler tamam şu an, okula gitmeden stüdyoya uğrar bırakırım sana."
"tamam o zaman. görüşürüz."
"görüşürüz hyung."
bu kısacık telefon görüşmesinden sonra kalkıp elimi yüzümü yıkayıp, dişlerimi fırçalayıp küçük bir duş aldım. duştan sonra üstümü giyinip kendime her zamanki sandviçimden yaptım. bitirdiğim şarkı sözlerini de alıp evden çıktım.
binadan çıktığım sırada telefonum yine çalmaya başladı. cebimden çıkarıp arayana baktım, felixti. "alo jisung, ne yapıyorsun?"
"iyiyim felix evden çıktım şimdi, sen?"
"ben de dünkü dersten kalan notları geçiriyordum. sana bir şey diyecektim."
"de bakalım, ne diyecekmişsin?"
"sen bugün benimle ilk dersime gelecektin ya, acaba senin yerine chan mı gelse ya da dur ikiniz beraber gelin."
"ooo şimdiden başlamış sahiplenmeye."
"JISUUNG!!"
"tamam tamam bir şey demedim. bana fark etmez, zaten oranın sahibiyle arkadaş gibi bir şey olduk. seninle ya da sensiz oraya gidebilirim ama bugün seninle geleceğim."
"tamamdır, görüşürüz o zaman."
"görüşürüz civcivim."
telefonu kapatıp kulaklıklarımı taktım ve şarkı listemden i'm so tired... şarkısını açtım. bu aralar aşırı takmıştım şarkıya, her an dinliyordum. bugün yine yürümeyi tercih edip stüdyoya kadar yürümüş, changbin hyunga gözden geçirmesi için sözleri bırakmış, oradan otobüse binip okula gitmiştim. bugün piyano dersi vardı. en sevdiğim derslerden biriydi çünkü herhangi bir enstrüman çaldığımda kendim oluyordum. kendi yorumumuzu kattığımız bir ders olduğu için daha da çok seviyordum.
piyano dersinden sonra, iki ders de müzik tarihi ve edebiyatı dersine girdikten sonra sonunda rahat bir nefes alabilmiştim. derslerim öğleden sonra ikide başlamıştı, üç saat derse girdiğime göre saat beşi geçmişti bile. büyük ihtimalle felix ve chan hyung dans stüdyosuna gitmişti çoktan. telefonu çıkarıp baktığımda felix'in mesajını gördüm. birkaç kez aradıktan sonra yazmıştı.
"büyük ihtimalle hâlâ derstesin biz geçiyoruz, derslerin bitince gelirsin."
mesajı okuduktan sonra stüdyo okula yakın olduğu için hızlı hızlı stüdyoya doğru gitmeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
save me with your dance | minsung
Fanficmüziğe aşık bir adamla dansa aşık bir adamın yolları bir gün yine aynı yere çıkar, minho hatırlasa da jisung hiçbir şey hatırlamamaktadır. minho önceden yitirdiği umudunu onu tekrar gördüğünde yeşillendirirse eskisi gibi olacaklar mıydı? - x'ten bur...