Yorumlarda görüşmek üzere
Keyifli okumalar 💦
**************************
Günlerdir bir kafesin içinde duruyordum, gururum bile kalmamıştı yalvarmaktan, beni korkularım ile vuruyordu.Her gün aynı işkenceler dönüyordu zihnimde... Her gün belirli vakitler geliyor ağlayan güçsüz halimi izliyordu.
Geçen üç haftanın ardından beni bulurlar umudunu yitirmeye başladım. kendimi ölmediğim için mutlu olmaya zorluyordum. Ama bu yaşamak mıydı?
Yaşamak için savaşıyorum ama nereye kadar.
Korkuyordum ondan. Her sözünden küçük bir kedi gibi korkuyordum. Vücuduma her baktığında garip bir şekilde acı çekiyordum. Şimdiyse başka bir şehirdeydim. Bilmediğim bu şehirde bir yavru kedi gibiydim. Ağlamamak için dişlerimi kıracaktım artık.
Kendime söz verdim. Ağlayıp ona bu zevki yaşatmayacaktım.
" İçerde uslu dur. Durmazsan ne olacağını biliyorsun." hemen başımı salladım. Vücudum tir tir titrerken elimle pantolonumun kumaşını sıktım.
Karanlıkta odama yılan atmıştı, bunu omu yapmıştı bilmiyorum ama ondan başkası olamazdı. O kadar korkmuştum ki baygınlık geçirmiştim. Ve beni o yılanla tam üç gün aynı odada bıraktı. Bunları neden yaptığı hakkında hiçbir fikrim yoktu ama ben yorulmuştum.
Siyah elmasla bezeli bir kapıdan içeri girdik. Salon inanılmaz kalabalıktı. Tanıdık birini görürüm diye kalabalığa bir göz gezdirdim ama kimseyi göremedim, başka bir şehirde kimi arıyordu ki gözlerim.
Ayak bileğime bağladığı elektrikli kelepçe artık canımı yakmaya başlamıştı. Her kaçma girişimimde elindeki kumandaya basıp inanılmaz derecede canımı yakıyordu.
Önümdeki adamın sırtından kayıp etrafa bakmaya başladım. Gözlerim kocaman açılmıştı. Elimle Şahin denen adamın ceketini kavramak istedim ama burada en korkunç oydu gözümde.
Birden bana dönünce irkilerek geriye doğru atıldım.
"Şu anlık özgürsün... Sakın beni kızdıracak şeyler yapma."
Yapmazdım. Usulca yok oldu yanımdan.
....
Günah ve terden parlayan, kıvranan, şeytani bedenlerin arasında kaybolmuştu sanki. Hepsi sadece birer siluetti. Şehvet, açgözlülük ve zehirli arzulardan oluşan siluetler. Danstan mürekkep bir karmaşa arasından korku ve heyecanla bar kısmına ulaştım. Bar tezgahının köşesine, buz kesmiş cilalı ahşaba tutundum zoraki. Bir tabureye oturdum, nihayet ayaklarımı ve yorgun zihnimi dinlendirebilecektim... Gözlerimi kapatıp yukarıya doğru baktım.. Ağlayamazdım, dermanım yoktu." Ne alırdınız? Şampanya mı?" diye sordu barmen, elinde sarı , köpüklü içki şişesiyle. Sadece daracık, siyah bir şort giyiyordu. Tuhaf bir çekiciliği vardı; yüz hatları, bu kadar iri biri için fazla narin ve sevimliydi.
Tam reddedecekken fikrimi değiştirdim.
Evimden koparılmış, küçük düşürülmüş ve hırpalanmıştım. Gururum incitilmişti. Aklıma Şahinle birlikte olan şeytan kadın gelmişti, bana bir köle muamelesi yaparak şarabını yudumluyordu, benim acı çekişimi zevkle izliyordu. Bana yaptığı işkenceleri Şahin mi yaptırıyordu bu da muamma idi.
Koyun gibi olmamı, hiçbir şeye ses çıkarmamamı istiyorlardı. Benden beklenen "Sus ve ölümünü bekle" görevini yerine getirmemi istiyorlardı.
Yapamazdım.
Daha fazla katlanamazdım.
İçimi kaplayan ateşin damarlarıma yayılmasını artık hiçe sayamazdım.