gönlüne, Evine, Yatağına

4.1K 178 77
                                    

Ben derdimi anlatamadım sanırım.

Gençler bizim ilham kaynağımız sizin değerli yorumlanız o yüzden sizden neler hissettiğinizi, bize söylemenizi bizimle paylaşmanızı istiyoruz. Kimseye bir zorunluluk yükleniyoruz yani 🤗❤️

Keyifli okumalar  🍀
***************************
Korkmuyordu artık.Çünkü canından başka vereceği hiçbir şeyi yoktu.Ve canını almalarını istiyordu artık. Alsınlar ve bu hayasız duruma bir son versinler istiyordu.

Karanlıkta korkuyla titreyen vücudu artık titremiyordu.
Ürkekçe örttüğü gözleri artık örtmüyordu.

İnadına açık tutuyordu onları.

Öylece görmeyeceğini bildiği kapıya bakıyordu.

Bir gece geçmişti bu kirli yerde. Nefessiz kalması korkusundan değildi artık.

Canı yanıyordu.

Önce annesinden olmuştu. Daha sonra babasından.. Küçücük yaşında annesiz babasız kalmıştı... Kimse onun saçını okşamamıştı. Kimse onu içten öpmemişti. Hep korkutuldu. Hayatı boyunca cezalarla yetiştirildi. Hep geride durdu.

Başkaları için sevindi kendi içinde kan ağlarken. Hor görüldü kendi ailesinden.

Sevilmedi.

Sevilmek için çocukluğunu yaşayamadı Yasemin.

Hiç istemedi mesela; Ne bir oyuncak ne bir kıyafet ne de tabağına bir kaşık daha yemek.

Ne yaparsa yapsın hep hor görüldü. Evde,okulda ya da sokakta.

Ama hepsine şükür etmesini bildi. Hep iyiyi düşündü kendince. İyi diledi kendince.
...
“ Şahin Mirza Karayel.” Dudaklarından fısıldar gibi çıkmıştı sesi. Susuzluktan kurumuş dudakları saatler sonra ilk defa aralandı.

Ve hayatına bu adam girmişti. Onun girişi ile yerle yeksan olmuştu dünyası. Benliği yok olmuştu. İlk defa zehir işlemişti tenine.

“Dediğin gibiyim, korkmuyorum. Titremiyorum, canım yansa da ağlamıyorum. “ Ağıran vücudunu hareket ettirmeye çalıştı fakat çok yorgun hissediyordu.

Boğazında acı hissi yutkunarak yok etmeye çalıştı. Elini yere bastırıp sırtını duvara yasladı.Bir ses duymak istiyordu kulakları bir şey görmek istiyordu karanlığa alışan gözleri.

" Bu savaşta ödül neydi biliyor musun küçüğüm? " Yasemin gözlerini örtüp zihnini o görüntülere teslim etti.

"Hücreydi... Daracık... Soğuk ve acınası, kapkaranlık hücre." Soluğu boğazında kesilirken gözünden bir damla yaş düştü.. Şahin’in de korkuları vardı onun gibi.

"Benim de hayatımın ödülü bu Şahin... İğrenç küçük bir hücre hemde en korktuğumdan, kapkaranlık." Dişlerini sıkıp gözlerini sildi.
Dışarıdan sesler duyunca bulunduğu hislerden sıyrıldı ve derin bir iç çekti. Ne olacaksa olsundu artık.

Kapı ani bir şekilde açılınca irkildi. Gözleri ışığına alıştı yavaşça.

Gördüğü yüzle gülümseye çalıştı. “Hocam. “ Diye fısıldadı elini uzatarak.

“Yasemin... Hay aksi.” Lodos yerdeki güçsüz bedeni kucaklayıp hızla çıkışa ilerledi.

“ Yaralı mısın? “ Diye sordu Lodos. Yasemin kafasını olumsuzca sallayıp kuruyan dudaklarını yaladı.

“Merak etme bunu yapanlar elbet cezasını çekecek. “ Yasemin histerik bir gülüş sundu ona. Çeker miydi cidden?

“Su... Çok susadım. “ Lodos salon gibi bir yerde su aramaya başladı. Bir sürahiyi tutup bardaksız Yasemin'in ağzına dikledi. Genç kız kana kana içip acıyan elleriyle dudağını sildi.

Psikopatın Defteri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin