İyi okumalar dilerimm.
Adliye koridorunda omuzları dik ve kendinden emin duruşuyla yürüyordu Aras Kurgan. Dudağında her zamanki çarpık gülümseyişi vardı. Tabi bunda az önce içerisinden çıktığı mahkemenin payı da vardı. Sonuç başarılı bir şekilde elde edilmişti.
Sinir yumağına dönmüş bakışları ile elleri kelepçeli olan adam sert adımları ile cezaevi aracına bindirildi. Ama bu noktada gülüşü solarak ifadesizliğe büründü Aras'ın. Karısını öldürüp çocuklarını yetim bıraktığı için değil de, İftira atıldığı için cezaevine gider gibi bir hali vardı. En ufak bir pişmanlık kırıntısı göremiyordu yüzünde. Gerçi neden şaşırıyordu ki? Karısını boğup soğuk kanlılıkla gömen bir adam neden pişman olsundu?
'Adalet yerini bulmuştu'. Şuan ki tek gayesi bu cümleyle tatmin olmaktı. Tabi bununla ilgili içinde en ufak bir umut kırıntısı yoktu.
Bulunduğu camın önünden katil zanlısı şerefsizin gidişini izlemeye son vererek odasına doğru ilerledi. Geçen herkesin verdiği selamı içten bir tebessümle karşılık verdi.
Bursa'da Savcılığa işi düşen herkes tanırdı onu. Ellerine düşmemek için dua ederlerdi. Zira yumuşak yüzünün ardında onların seveceği türden şeyler yoktu. Aksine altlarına ettirecek kadar korkunç şeyler vardı.
Buna yakından tanık olmayan adlandıramazdı. Adlandıran ise ne dile getirebilirdi ne de düşünebilirdi. Aksinin onlar için pek iyi sonuçlar doğurmayacağını bilirlerdi.
Odasına girdi ve kendini koltuğunun rahatlığına bıraktı. Bir haftadır bu dava için gözünü dahi kırpmamıştı. Biraz da olsun Dinlenmek onun da hakkıydı.
Tam gözünü kapatıyordu ki kapının açılma sesiyle doğrulmak zorunda kaldı. Gelen kişi Baş savcıydı. Peki ya burada ne işi vardı.
Ayağa kalktı. "Baş Savcım?" dedi.
Babacan bir şekilde gülümsedi baş savcı. "Otur evlat otur." dedi
Oturdu Aras. Baş savcı ise karşısındaki koltuğa oturmuştu. Aras sorgulayıcı bakışlarını baş savcının yüzünde gezdiriyordu, anacak karşı tarafta en ufak bir söze girme girişimi yoktu. Bu yüzden daha fazla dayanamadı ve kendi girdi söze.
"Odama kadar gelme sebebinizin hayra alamet olduğunu düşünebilir miyim?" diye sordu merakla. Zira gerçekten de merak içindeydi. Genelde baş savcı bir şey söyleyeceği zaman ya odasına çağırırdı, ya da insanlar vasıtasıyla iletirdi.
Yani odaya kadar gelmiş olması kurduğu cümleye inat bir şekilde pek de hayra alamet durmuyordu.
"Hayır, hayır." dedi koca bir gülümsemeyle baş savcı. Aras boş bakışlarını sürdürürken o devam etti. "Tebrikler savcım. İstanbul'a tayinin istenmiş." Hala boş bakıyordu Aras. "Yani anlayacağın yeni görev yerin İstanbul. Hatta ilgilenmen gereken dosya bile hazırmış."
"Nasıl?" dedi Aras göz kırpıştırarak. "İyi ama benim burada ki üçüncü senem bile henüz dolmadı. Nasıl olabilir ki bu? Neden yani?" diyerek boş bulunup soru yağmurunu yağdırmış bulundu.
Elindeki dosyayı masanın üzerine bıraktı Başsavcı. Ardından açıklama yapmaya başladı.
"Son zamanlarda elde etmiş olduğun başarılar, üstlerin gözünden kaçmamış. Benim de kaçmadığı gibi tabi." dedi Başsavcı büyük bir taktirle. "Ortaya çıkardığın suç çeteleri ve liderleri, Yakaladığın katil zanlıları, ele geçirilmesini sağladığın yasaklı madde vb. Bunlar kariyerin için çok büyük adımlardı Savcım. Tebrik ederim." diyerek de devam etti.
"Bunları sizden duymak benim için çok önemli. Teşekkür ederim düşüncelerinizi belirttiğiniz için." dedi Aras derin bir tebessümle. Şuan çok belli edemiyordu ancak içi kıpır kıpır olmuştu. Babası tarafından taktir edilmiş küçük çocuklar misali.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞIRINGA (+18)
Mystery / ThrillerKişisel ve fiziksel özellikleri ile eleştirilen onlarca kadından biriydi Sahra Sıraç. Yapamazsın denilen herşeyi yapan. Başaramazsın denilen her başarıya ulaşan inatçı bir kadındı. Bu hayatta karşısına çıkan her davada kesin bir sonuç elde eden ülke...