4-Yansıma

38 10 3
                                    

SELAMLARRRRR.

Yorum yapmayı unutmayın, 

İyi okumalar dilerim:)

*******

Saçları iki yandan örülmüş, tatlı bir kız çocuğu... O bu savaşı kaybetmek için çok küçüktü! Öyle değil mi?

Yanı başına bırakılmış Rapunzel adlı okuma kitabı vardı. Kapak fotoğrafında bulunan resim, Bu minik kızın yüzünü andırıyordu. Ailesinden öğrendiğim kadarıyla ise en sevdiği kitap buydu.

Artık çığırından çıkmıştı bu iş. Bir çocuğun daha bu şekilde ölmesine izin vermeyecektim. Bunun için gerekirse elimde olan, olmayan her şeyi kullanacaktım! Ama Şırıngayı bulacaktım! En yakın zamanda...

"Bu adam bir ruh hastası!" Dedi yanımdaki Aras büyük bir sinirle.

Etrafta gezdirmeye devam ettim gözümü. "Anlaman güzel. Ona göre hareket edersin o zaman."

"Anlamadım?!"

Gözlerim bir çift gri gözü buldu. "Bende onu diyorum! Anlamadın hala." Sert bir şekilde ekledim. "Henüz bugün başladın göreve. Şırınganın nasıl bir adi olduğunu gördün . Çocukları gördün, ortamı gördün. Yeni bir gün başlıyor Aras Kurgan. Madem bu davanın göbeğine düştün, elinden gelen ya da gelmeyen herşeyi yapmak zorundasın."

"Bunun için burada olduğumu belirtmeme gerek var mı?" Diye sordu.

"Burada ki günler uzundur Savcı. Bitmez. Tersine bitti dediğin an, sıcacık yatağına girdiğin an günün hala devam ettiğini anlarsın. Söyleyeceklerimi nasıl anlarsan anla, o kısmı beni ilgilendirmez. Ama şunu bilmelisin ki; Benim sınırlarım içerisindeyken, yaptığın herhangi bir yanlışa taviz vermem."

Bunları bilmesi gerekiyordu. Söz konusu Şırınga ve çocuklarken tüm kılıçlarımı doğrultabilirdim. Karşımda ki kim olursa olsun...

Adam sadece şırıngaya ruh hastası dedi, sen konuyu nereye getirdin! Normal davran biraz.

Şırınganın nasıl biri olduğunu yakından şahit olmayanlar da bilebilirdi. Bu onun zekasına özgü birşey değildi. Yapması gereken fikir değil, icraat yürütmekti.

Sal da yürütsün o zaman!

"Taviz vermeni istemem zaten." dedi gözlerimin en içine bakarak. Genelde insanların gözüne bakamazdım ama bu adamda bir şeyler vardı. Ben baktıkça içine çekiyordu gri hareler. Bu iyi bir şey miydi, kötü bir şey miydi bilemiyordum. Ancak tehlikeli olduğunu biliyordum. "Şimdi müsaade edersen, Bu davanın bir Savcısı olarak görevimi yerine getirmek istiyorum."

Başımı salladım onaylar nitelikte. O yanımdan uzaklaşırken, ben tekrar küçük kız çocuğuna bakıyordum. Ona kıyanlara ben daha çok kıyacaktım. O zamana kadar elimden gelebilecek tek şey, başka çocukların kaybına engel olmaktı...


*****************

"Tam yetki talep ediyorum!" diyerek daldım Alpin odasına. Gözlerini koca koca açarak karşılamıştı bu tavrımı.

"Dingonun ahırı mı burası. Başsavcının odasına bu şekilde dalamazsın sen!" dedi sinirle. 

Ancak o da çok iyi bir şekilde farkındaydı ki; onun siniri, benim öfkemin yanından bile geçemezdi!

"Duydun beni Alp! Tam yetki talep ediyorum dedim!..." 

Öfkemin büyüklüğünün farkına varan Alp ayağa kalktı. "Bu şekilde mi talep ediyorsun! Saygını koru, Başsavcı var senin karşında." dedi kendini dizginlemeye çalıştığı belli bir şekilde.

ŞIRINGA (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin