chapter two: kalbin, sensizliğimin aynası.

707 53 44
                                    

04

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

04.11.23

°
mac demarco, chamber of reflection

SANRI

kalbin, sensizliğimin aynası.

Onu kalbimde öldürdüğüm o günden beri kaç mevsimi geride bırakmıştım bilmiyorum ama şimdi Kasım ayının bu rüzgarları arasında tekrar onunla göz göze gelmişken, onsuz geçirdiğim her mevsimin her birinin soğuğunu, yağmurunu, karını ve sıcağını onun gözlerine bakarken yaşadım.

Kalbim dört mevsimi dört odacığında hissetti de bir ben onun kalbinde kendime ait bir duvar köşesi bile bulamadım.

Üç sene önce gözyaşlarımı akıta akıta kalbimdeki sevgiyi nefrete çevirmiştim. Ondan nefret etmek dahi istemeyecek kadar onu silmek isterdim zihnimden ama o, o gece canımı öyle çok yakmıştı ki, hayatım boyunca hiç kimseye karşı hissetmediğim bir nefreti ona hissetmiştim.

Beni sevmemesi değildi beni bu duruma getiren. Birine beni sevmedi diye nefret besleyemezdim, öyle biri değildim. Her şeyden önce sevgime yazıktı. Ben ona hislerimi açıkladığımda kalbime batırdığı o dikenler hâlâ kalbimde durmaya devam ediyorlardı. Sorun tam olarak buydu. Beni bu kadar kahreden o gün bana söyledikleriydi çünkü o günden sonra ben ne bir daha sevileceğime ne sevebileceğime inanmış ne de aynadaki o kızı sevebilmiştim.

Kalbim, ona karşı olan nefretimin aynasına dönüştü.

Kalbin, sensizliğimin aynası. Bir duvarın köşesine sığdıramadın beni. Senin için odanın güzelliğini bozan eski bir eşya bile olamadım ben.

O karşımdaydı, seneler sonra gözlerini görebiliyordum. Gözlerimi kapattığımda görebildiğim o gözlerini şimdi gözlerimi açtığım zaman görebilmiştim. Gerçek olamayacak kadar acı vericiydi ama hayır, gerçekti.

Peki neden bana bakıyordu?

Beni tanımasına imkan yoktu. Adım en az benim kadar onun için önemsiz olduğundan üç sene boyunca aklının bir köşesinde tutamayacağına emindim. O zamanlar ben onun gözünde tıpkı mesajda yazdığı gibi çirkin Lara'ydım ama şimdi o karşısında durup gözlerine baktığı kızın o çirkin Lara olduğunu bilmiyordu.

Beni tanımıyordu.

Bana ne kalbinde bir yer ayırdı ne de aklında.

Seneler sonra onu görmenin kalbime bıraktığı burukluk hissi yüzünden orada durmaya devam ettim; rüzgar yerdeki sararmış yaprakların bile yerini değişti ama ben bir milim oynayamadım yerimden. Onun gözleri beni olduğum yere çiviledi sanki.

"Lara?"

Bakışmamızı bölen Gökhan'ın ismimi telaffuz etmesi oldu; Efe'nin kahverengi gözleri usulca benim gözlerimden kayıp da çok kısa bir an Gökhan'a dokunmasının hemen ardından tekrar benim ela gözlerimle buluştu. Adımı duymuş olmasını umursamadım.

SANRIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin