17: yıldızlar gizlendiğinde aydınlanan gökyüzü
İnsan bir kere âşık olduğunda kendini kaybeder.
Efe'yi birine neden anlatmadığımı şimdi bir köşede sevgilisi tarafından terk edilmiş bir kızın dolu gözlerle bir boşluğa bakmasını, yanındaki arkadaşlarının dakikalar öncesinde seninki de dert mi deyip konuyu değişmelerini, sanki arkadaşlarının orada canı yanmıyormuşçasına gülüp eğlenmelerini izlerken anlıyordum.
Bir erkek için ağlanır mı?
Bir kız için ağlanır mı?
Bir aşk için ağlanır mı?
İki ay sonra unutacaksın, düşünme daha fazla.
Başka birini bulacaksın, mutlu olacaksın.
İnsanlar hep her konuda bir şeyler söylerlerdi. Sanki tüm acıları deneyimlemiş gibi her acıya yorum yapma hakkını bulurlardı kendilerinde. En kötüsü bunu yaparlarken o acıyı küçümsemeleriydi.
Okuduğum bir kitapta bir cümle vardı: Acıyı küçümsersiniz ama parmağınızı kapıya sıkıştırdığınız vakit en yüksek perdeden inlersiniz!
İnsanlar acıyı küçümserlerdi ve onlara göre en büyük acı hep kendi içlerindeki acılardı.
Efe'yi birine anlatma korkumun nedenini anlamıştım.
Birinin acımı küçümsemesinden korkmuştum. Belki de hislerimden haberdar olan çoğu insan bunu bana belli etmeden de gerçekleştirmişti. İnsanların acılarını küçümsemenin yanı sıra kötü olan bir şey aşk acısını küçümsemeleriydi.
Aşk acısından nefes alamadığım zamanları hatırlıyordum. Kalbin paramparça olur. Boğazına dizilen düğümler yutkunmana izin vermez.
Bunlar acı değil miydi?
Aşk acısı bir acı değil miydi?
Neden bu kadar yok sayıyorlar bu acıyı? Neden sanki önemsiz bir şeymişçesine konuşuyorlar? Benim kalbimin kırıklığı bana acı hissettiriyorsa buna üzülmeye hakkım yok mu? Sevdiğim adam benim kalbimi kırmışsa buna üzülemez miydim? Sevilmediğime peki?
Her şeyi geçtim.
İnsan bazen âşık olmak ister. Sevmek, sevilmek, kalbini hissetmek ister
Âşık olamamak da bir acı.
Birini neden âşık olmayışına üzüldüğü için küçümsersiniz ki?
Onunki de bir acı.
O sözleri Efe bana söylemeseydi bile sevilmemişliğime çok kez ağlardım. Belki de birinin bana çıkıp da bir erkek için mi ağlıyorsun demesinden korktum. Dediler de aslında. Bir erkek için üzme kendini bu kadar demişti Kübra. Efe veya bir başkası, bir önemi yok. Beni üzen hislerim, kalbim, kalp kırıklığım. Buna kim sebep olursa olsun. Bu benim canımı yakıyorsa üzülemez miydim?
Buraya gelirken çoğu kez kendimi sorgulamıştım. İçimdeki tüm öfkeyi kusmak ve zehirden kurtulmak istiyor olmalıydım. Bilmiyorum. Yüsra'nın buluşma teklifinden kimseye bahsetmemiş, sadece içimden geleni yapıp buraya gelmiştim. Onunla kavga etmeyecektim, konuşup daha sonra gidecektim. Belki de birine söylediğim an beni yargılamasından korktum. Ne düşüneceklerdi? Bir erkek için iki kız kavga edecek mi?
Hayır.
Onunla kavga etsem bile bu sadece kalp kırıklığım için olurdu.
Bana yaptığı kötülük için olurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SANRI
Fiksi UmumLara, lisedeyken platonik olduğu Efe ile yıllar sonra tekrar karşı karşıya gelir fakat bu kez sevgi kalpler arasında yer değişmiştir. ° "Benden seni sevdiğim için mi nefret ediyorsun?" "Hayır," dedim kısık bir sesle. "Beni sevmediğin için." 03.11.23