chapter four: ruhuna sakladığım sevgi

525 45 13
                                    

♪ halsey, so good

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

halsey, so good

SANRI

ruhuna sakladığım sevgi

Umutsuz yaşanmaz derlerdi ama umudumuzla birlikte bizim de öldüğümüzden bihaberlerdi. Umutlarımızın katili olurken kolayca yaşayabilir miydik? Hayır, bir başkası değildi onları öldüren. Bizdik. Kalbimize onu yerleştirip, büyütüp, daha sonraysa öldürüyorduk.

Katildik hepimiz, kendimizi öldürüyorduk.

İlk cinayetim Efe'yi sevmek olmuştu, bu sevgi ki beni öldürmüştü. Bu cinayetin bedelini birçok kez acıyla ödemiştim; Efe beni görmediğinde, Efe'ye sarılamadığımda, onu bir başkasıyla sarılırken gördüğümde, onunla olmak isteyip de sadece bir boşluğa tutunduğumda. Birçok an vardı. Birçok kez kendimi bile bile öldürmüştüm ve bunların hepsi ilk cinayetimle olmuştu.

Bir kez cinayet işleyen için ikinci bir cinayet pek de zor olmazdı sonuçta.

Ama bir kez sevebilenin ikinci kez birini sevmesi neden bu kadar zordu? Bir başkasını sevmemi engelleyen gerçekten Efe'nin bende bıraktığı kalp kırıklığı mıydı? Aynı Lara değildim; birini sevebilirsem eğer büyük ihtimalle o kişiden sevgime karşılık alabilirdim, en azından dış görüşümle alakalı kırıcı kelimeler duymayacağıma emindim. Ama birini sevmeyi hiç denememiştim, isteğim de yoktu.

Efe'nin bıraktığı kırgınlıktan mıydı yoksa Efe'nin yüzünden mi?

İkinci ihtimal kendime kızmama neden oluyor, beni korkutuyordu. Onu sevmediğime emindim, bu sorun değildi. Ama yıllar önce Efe'den başkasını sevemeyeceğini düşünen Lara'nın haklı çıkmasından korkuyordum. Onu sevmiyordum ama ondan başkasını sevmek, gerçek sevgi olmaktan çıkmışçasına bir ihtimaldi gözümde.

"Bu kadar dalıp gitmenin nedeni ne?"

Önüme bırakılan kahveyle başımı kaldırıp Kıvanç'ın kahverengi gözlerine gözlerimi değdirdim. Karşımdaki sandalyeyi çekip oturdu, parmaklarım o sırada karton bardağa sarılarak sıcaklığı hissetti. "Teşekkür ederim kahve için," diyerek sorusundan kaçtım. Bir tebessüm edip başını salladı. "Nasıl geçti?"

Bir haftadır vizelere çalışmaktan hepimiz sözün tam anlamıyla manyak etmiştik kendimizi. Bu durumdan tek memnun olan Umay'dı çünkü Enes'le birlikte vakit geçirmiş oluyordu, Yener'in tüm boş yapmalarını saymazsak birlikte fazlasıyla verimli bir zaman geçirmiştik ders açısından. Tabii Umay için sadece ders açısından değildi.

"Akif hocanın beni geçireceğine inancım, Yener'in bahsedip durduğu kızla sevgili olma ihtimali kadar düşük."

Güldüm. Yener o kızı kafaya fazla takmıştı. Hiçbir kızla uğraşmayıp kendi halinde takılan Yener olmaktan çıkmıştı tamamen; tüm gün gözleri o kızı arıyor, bulamadığında asık suratla dolaşıyor, bulduğundaysa onu izleyip duruyordu. Böyle giderse gerçekten aşık olacaktı.

SANRIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin