küçük kızın ise bulanmış vücudu

504 26 10
                                    

Kafamı kaldırmaya çalışıyordum. Vücudum o kadar ağırdı sanki tonlarca kilodaydım. Yüzümde bir ağırlık hissediyordum. Eğer parmaklarımı kaldırabilseydim yüzümü parçalardım.

Gözlerimi açmaya çalışıyordum ama sanki biri tüm kirpiklerimi kördüğüm yapmıştı.

"Güneş."

Biri adımı sesleniyordu.

Hayır, biri sonradan yaratılmış o kızı çağırıyordu.

"Güneş."

Heji diye bağırmak geldi içimden. Hayır, benim adım Heji.

"Güneş"

"Heji!"

Eskiden ölmüş kız çocuğunun adını söyledim. Gözlerimi açınca karşımda Ayça'yı gördüm. Bana tuhaf tuhaf bakıyordu.

"Heji mi?" 

Sorduğu soru karşısında ona boş bos baktım.

"Anlamadım?"

Rol yapacaktım. O küçük cesedi gömmüştüm ben. Nereye gömülmüştü ya da mezarını sulayan var mıydı bilmiyorum ama ölmüştü.

"Az önce Heji dedin."

Kaşlarımı çattım.

"Emin misin Ayça? Benim hayatımda Heji diye biri bile yok "

Ona aklından şüphe ettirdiğim için her ne kadar vicdan azabı çeksem de elimden hiçbir şey gelmiyordu.

"Ben mi yanlış duydum acaba ya?"

Kafamı yastığa geri koydum ve içerde bir kaç şey yere düştü. Etrafta isin yaptığı bir toz dumanı oluştu. Dünkü yangından kalmıştır.

Sonra hafızam yavaş yavaş yerine geldi. Oturduğum yerde kalbim o kadar hızlı attı ki sanki maratona çıkmış gibiydim. Zihnimin bana oynadığı bir oyun olması için dua ediyordum.

Boğazım o kadar kuruydu ki sesim titremesin diye kendimi parçalamıştım.

"Ne zamandır uyuyorum?"

Ayça düşünceli halini bırakmış bana tekrar dönmüştü.

"Dün geceden beri işte.  Evde sıkıldım yanına geldim ben de"

Ona sorgular bir şekilde baktım. İçimdeki yangın her ne kadar sönmüşte olsa külleri de yanıyor gibiydi. Göğsümde hala yanıyordu bir yer.

"Alkım nerde?"

Üstümdeki ince çarşafı kaldırdım ve dün geceki kıyafetlerimle olduğumu gördüm.

"İşe gitti. Nerde olacak?"

Başımı elimin arasına aldım. Göğsüm patlayacak gibiydi, o kadar doluydum ki. Ayağa kalktım ama sendeledim. Yangının kokusu burnumdaydı ve ağzımda metalik bir tat vardı.

Birine ihtiyacım vardı. Dev elleri olan birine yaslanmam lazımdı. İçimdeki bu kördüğümü bir o çözebilirdi.

Ağlamak istiyorum. Ama sanki hepsi dünkü yangında kullanılmış gibi. Bencildeydi bu, ben şimdi dışardaki yangını nasıl söndüreceğim?

"Ayça içimde bir ağırlık var böyle, acaba birine bir şey mi oldu?"

Şuan Alkım'ın Demir'e bir şey olmadığını bana söylemesi lazımdı. Demir bile karşıma geçse söylese inanmazdım ama Alkım söylese inanirdım. Eğer Demir ölmüş olsa ve Alkım bana onun yaşayacağını söylese ona o an inanırdım.

Hiraeth|Daddy İssues|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin