"Nereye gidiyoruz Yoongi?" Jimin etrafa bakınıyor ama tanıdık bir yer göremiyordu çünkü oldukça zengin bir bölgeye gelmişlerdi. Kendisi oraya gelip gezmeyi bile sadece hayal edebilirdi. Yoongi arabayı kullanmaya devam ederken onu cevaplamıştı. "Karnın aç değil mi? Önce bir yemek yemeliyiz diye düşündüm. Ne dersin?""A evet olur." Jimin gidecekleri yerin lüks olacağını tahmin edebiliyordu ve bu onun cüzdanını zorlayacak demekti. Yine iş aramaya başlasa iyi olurdu. Sessizce dışarıyı izlemeye dalmıştı. Hem uykusuz hem de parasal durumundan dolayı canı sıkılmıştı. Yoongi onu böyle gördükçe endişeleniyordu. "İyi misin Jimin?"
"Evet iyiyim Yoongi. Sadece, biliyorsun uykum var."
"Güzel bir yemek sana enerji verecektir." Birkaç dakikanın sonunda restorana varmışlardı. Yoongi hızla arabadan inip Jimin'in kapısını açmıştı. Jimin ona teşekkür edip inmişti. Dışarıdan bakıldığında bile lükslük akan bu restorana girmek onun gibi biri için biraz zordu.
Jimin zengin biri değildi ya da zengin bir aileden gelmiyordu. Hatta para konusunda bazı küçük sıkıntıları da vardı. Şu an bulunduğu üniversiteyi tamamen kendi alnının teriyle kazanmıştı. Hayattaki tek övünç kaynağı buydu. Yaşamı boyunca iyi okullarda okumuştu ama hepsi hayırsever iş insanlarının desteğiyle ya da kazandığı burslar sayesindeydi. Fakat bu yüzden hep zorbalık görmüş ve para konusunda kendisini hep kötü hissetmişti.
Yutkunarak restoranın girişine bakmıştı. Bu normal miydi? Yoongi'ye dönmüştü. O oldukça rahat görünüyordu. Çünkü o büyük ihtimalle para dolu havuzu olan biriydi. Ama en azından kendisine zorbalık yapmıyordu. "Girelim mi?" Yoongi'ye bakıp sadece başını sallamıştı. Arkasından onu takip ediyordu ki Yoongi durmuştu. "Yanımda dur Jimin. Neden arkama geçiyorsun?" Onu nazikçe kolundan tutup yanına çekmişti ve koluna girerek onu yönlendirmişti. "Kimleri görüyorum efendim! Hoşgeldiniz!"
"Merhaba Bay Kim! Hoşbulduk!"
"Siz de hoşgeldiniz Bay?"
"Adı Park Jimin." Jimin cevap veremiyordu bile. Onun yerine Yoongi konuşmuştu.
"Bay Park siz de hoşgeldiniz efendim! Lütfen buyrun, sizleri en güzel yerimize alayım." Jimin hâlâ adamın ona 'bay' şeklinde hitap etmesine takılmıştı. O saygı görmesi gereken biri değildi. Adam neden ona öyle demişti ki? Kibar biri olmalıydı.
Masaya karşılıklı oturmuşlardı. Jimin camdan dışarı bakmasıyla şok olmuştu. Çok yüksektelerdi. Evet asansöre binmişlerdi ama ancak birkaç kat çıktıklarını düşünmüştü. Resmen tüm şehri görebiliyordu. Cama doğru biraz daha kaymıştı. Bu sırada Yoongi o adam ile konuşup sipariş veriyordu. "Jimin senin ekstra istediğin bir şey var mı?"
"Hayır hayır yok." Gözlerini dışarıdan çekmemişti. "Tamam o zaman! Teşekkürler Bay Kim!" Adam saygıyla eğilip gitmişti. "Burayı beğendin mi Jimin?"
"Beğenmek mi!? Bana hayatında daha önce böyle bir yere geldin mi diye sormalısın Yoongi." Yoongi bunun iyi olup olmadığına karar verememişti o an. "Yani beğendin demek mi bu? Eğer beğenmediysen başka yere de gidebiliriz."
"Hayır, hayır, tabii ki hayır. Burası gerçekten çok güzel. Hayatımda geldiğim en iyi yer olabilir."
"Beğenmene sevindim." Ona gülümsemiş ve aşk dolu bir biçimde bakmaya başlamıştı. Jimin ise hâlâ camdan dışarı bakmanın peşindeydi. "Buyurun efendim." Üç garson hızla masayı donatmış ve ayrılmıştı oradan. Jimin koyulan şeylere tek tek bakıyordu. Film ya da sosyal medyada gördüğü lüks restoranların değişik şekilli yemekleri vardı önünde. Onları tatmayı dahi sadece hayal edebilirdi. Hep kötü olduklarını düşünmüştü ama aslında fena kokmuyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
secret secret | yoonmin ✔️
Fanfiction𝘚𝘦𝘤𝘳𝘦𝘵 𝘚𝘦𝘤𝘳𝘦𝘵 𝘣𝘺 𝘚𝘵𝘳𝘢𝘺 𝘒𝘪𝘥𝘴 바쁘게 걸어가다 보면 괜찮아지겠지 비 온 뒤에 땅이 굳고 다시금 꽃이 피듯이 ####### Sıradan bir üniversite öğrencisi gibi gözükse de babasının öldürülmesi dolayısıyla yeraltı dünyasının liderlerinden olan Min Yoongi, dünyanın en sa...