49

276 23 30
                                    


"Hadi bebeğim, uçağımız kalkacak." Yoongi omzunda uyuklayan sevgilisini uyandırmış ve yerinden kalkmıştı. "Uykum var Yoongi."

"Uçuş sırasında uyursun güzelim." Uçuş yaklaşık bir saat sürüyordu ve Yoongi de bir an önce varmak istiyordu. Böylece Jimin mışıl mışıl uyuyabilirdi. Sevgilisini hep düşünürdü, hep.

Uçağa binip yerlerine geçtiklerinde Jimin tekrar Yoongi'nin omzuna yaslamıştı başını. "Uyu bakalım güzelim." Sarı saçlara bir öpücük bırakmış ve sıkıca tutmuştu minik elleri. "Seni seviyorum sevgilim." Tekrar uykusuna dalarken Jimin kısık bir ses tonuyla söylemişti bunu. Yoongi ona gülümsemiş ve saçlarına bir öpücük daha bırakmıştı. "Ben de seni seviyorum yıldızım."

Uçuş sakin geçmiş ve sonunda inmişlerdi. İnince gece oluşundan kaynaklı olan serin bir hava vardı. Yaz da olsa bu serinlik hoş hissettirmişti. "Hava biraz serin sanki." Yoongi kendi ceketini ona giydirip dikkatle önünü kapatmıştı. "Şimdilik bununla dur bebeğim. Valizlerimizi alınca hemen otele geçeriz. Bekle beni burada olur mu?" Yoongi, Jimin'in yanaklarına birer öpücük bıraktıktan birkaç dakika sonra elinde bavulları ile gelmişti. "Ben de taşıyayım Yoongi."

"Hayır güzelim. Hafifler zaten." Beraber yan yana ilerlerken bir taksi çevirmiş ve otele gitmişlerdi. Otel değil de aslında tatil köyü gibiydi. Belirli bir bölgede küçük bungalovlar vardı ve bu ahşap evler ağaçlarla beraber hoş bir görünüm sunuyordu.

Ana binaya gidip anahtar aldıktan sonra bungalova girmişlerdi. "Vay be! Burası çok tatlı!" Jimin etrafı inceliyor ve hoşuna gittikçe olduğu yerde zıplıyordu. Yoongi onu böyle görmekten çok mutluydu. "Uykun açıldı bakıyorum." Sevgilisine arkadan sarılıp ensesine birkaç öpücük bırakmıştı. "Evet! Yoongi baksana küçük bir ev gibi burası! Biz de böyle bir yer almalıyız!"

"Alırız bebeğim. İstemen yeterli, tüm dünyayı önüne sermek istiyorum." Sarı saçlara öpücüklerini bırakırken Jimin gülümsemişti. Yoongi tarafından sevilmek çok çok güzel hissettiriyordu.

Beraber eşyalarını yerleştirip daha rahat kıyafetler giydikten sonra bungalova ait küçük bahçeye çıkmış ve oradaki koltuğa oturmuşlardı. Tabii ki Jimin başını Yoongi'nin göğüsüne yaslamıştı ve Yoongi de başını onun sarı saçlarına gömmüştü. Sessizce oturuyor ve gökyüzünü süsleyen yıldızlara bakıyorlardı. "Kedicik."

"Hm?" Yoongi başını gömdüğü saçlardan kaldırmamıştı. "Hiç hayal eder miydin böyle olacağımızı?" Jimin başını onun göğüsünden kaldırıp gözlerinin içine bakmıştı. "Seninle kurduğum pek çok hayalim vardı güzelim. Ama seninle olmak hayallerimin de ötesindeymiş gerçekten." Yoongi onun yanaklarını okşuyor ve gülümsüyordu. "Peki ya sen?"

"Seninle her şeyin güzel olacağını biliyordum sevgilim ama ben de bu kadar güzel olacağını bilmiyordum." Jimin yaklaşıp dudaklarını onunkilerde birleştirmişti. "Bak hâlâ kalbim ilk günkü gibi atıyor." Jimin, Yoongi'nin elini tutup kalbine koymuştu. "Beni bu kadar çok seviyor musun gerçekten küçük civciv?"

"Yoongi'm, seni öyle çok seviyorum ki! Hiçbir kelime bulamıyorum sevgimi tanımlamaya, sadece çok seviyorum işte. Çok ama çok seviyorum. Dünden fazla, yarından az."

"Küçük civcivin ağzı iyi laf yapıyor sanırım, yerim ben o ağzını." Yoongi gülümseyip tekrar birleştirmişti dudaklarını. Jimin'in kolları onun boynuna dolanırken Yoongi onu oturuyor oldukları koltuğa yatırmıştı. "Bahçede yapamayız Yoongi." Fakat Yoongi onu dinlemiyor ve boynuna yeni izler bırakıp duruyordu. Jimin'in küçük iniltileri kulaklarına dolarken Yoongi yavaştan kontrolünü kaybediyordu. "Mmmh! Ah! Yoongi!"

"Deli ediyorsun beni." Jimin'i kucaklamış ve içeri doğru adımlamıştı. Öpüşmelerine ara vermeden yatağa ulaşmışlardı. Jimin sırtı yatakla buluşunca üzerinde ona yiyecekmiş gibi bakan Yoongi'ye dikmişti bakışlarını. "Kafayı yiyeceğim, o kadar güzelsin ki."

secret secret | yoonmin ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin