Hepinize iyi akşamlar, iyi günler, iyi geceler dilerim.
Umarım bol bol yorum yaparsınız, şimdiden keyifli okumalar dilerim.
(Fenrir)
"İnsanlar söz konusu kendileri olduğunda hiç tahmin edilemeyen bir canavara dönüşebilirler ve o an artık kendileri olmaktan vazgeçerler yarattıkları canavarın kölesi olurlar. Ruhu ve zihni köleye çevrilmiş birini kurtarmak ise imkansızdır. "
IV. KENDİM İÇİN
Gecenin karanlığında gökyüzüne yükselen kuleye eşlik eden parlayan yıldızlar göz alıcı güzellikteydi ve ben göz alıcı, ürkütücü ve bir o kadar da tapılası olan Kale'ye bakıyordum. Sadece bakmakla kalmıyordum onu sonuna kadar hissediyordum, ondan gelen kan kokusunu duyumsuyordum ve etrafından yükselen Yüce komutan nidalarını duyuyordum.
Bütün bunlara sahip olan kişi ise parmaklarını parmaklarıma dolamış adını haykıran askeri izleyen Komutan'dı. Bu kalabalık yığının içerisinde mutlak ve kesin gücü elinde tutan iki unsur vardı. İlki Kale'ydi ikincisi ise Komutan'dı. İkisinin tek bir varlık olması ise gücünü daha da korkutucu yapan tek unsurdu.
Ben korkak bir insan değildim, hiçbir zaman da olmamıştım ama bu. Bu ucu bucağı görünmeyen gücün sahibi beni korkutmuştu.
"Albay Aran, kalk." Sert ses tonu ile söylediği sözler tüm gürültüyü bastırmıştı. Fısıltısı... fısıltısı bile güçlü olan bu adamdan kaçma fikri çok uçuk gelmeye başlamıştı. Fenrir'in neden kendinden bu kadar emin bir şekilde konuştuğunu anlamıştım.
Buraya girersen çıkışın olmazdı. Hayır, yanlış. Komutan'ın egemenliğine girersen kaçısın olmazdı.
Saçlarını gümüş rengine boyamış, mavi gözlü bir adam diz çöktüğü yerden kalktı ve Komutan'ın karşısına geçti. Eliyle asker selamı verirken gözleri yavaşça bana ardından Komutan ile birleşmiş ellerimize baktı.
"Sevgili eşiniz ile tekrar buluşmuşsunuz." Sesindeki sevinci yansıtırken dudaklarına samimi bir tebessüm yerleştirdi. Benim evrenimdeki bunak, kendini bilmiş ve yaşlı albaylara kıyasla bu adam tek kelime ile fevkaladeydi.
"Evet, eşime kavuştum." Başını hafifçe eğerek bana bakan komutan ile yüzümdeki şaşkınlığı yok etmek için hafifçe tebessüm ettim. Eşim mi? Hani bu adamla nişanlıydım ben?
Mavi gözlerini benden çeken Komutan, kendisi yokken Kale'nin durumunda herhangi bir değişiklik olup olmadığı ile ilgili Albay Aran'dan dönütler alırken bakışlarımı Fenrir'e çevirdim.
"Hani sadece nişanlıydık?" Fenrir, kaşlarını çatarak bana bakarken yavaşça bana doğru bir adım attı. "En son bildiğime göre nişanlıydınız." Gözleri, donuklaşırken dudaklarını acı dolu bir gülümseme ele geçirdi. "Ve en son bildiğime göre bir çocuğunuz yoktu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALE
General FictionDuha Ezzelin babasının zoruyla başka bir evrene gönderilen güçlü bir Komutan'dı ama gittiği evrende karşılaştığı görsel ikizi kendisinin tam tersiydi. O naifti, güzeldi ve artık ölüydü. Ve onun ölümüne katlanamayacak kadar çok seven bir adam vardı...