0.5

172 12 4
                                    

Parmak uçlarında durduğum sandalyeden, yastığı almam ile birlikte dengem bozulup düşüceğimi sanmıştım. Ama birisin beni yakaladığını anladığımda bakışlarımı yanıma doğru çevirdim.

"iyi misin?"

Nefesim kesilmişti adeta. Hyunjin'in zamanlamaları cidden bazen iyi olabiliyordu. Bir kaç saniye bribirlerimizin gözüne baktık, yalandan öksürüp ondan ayrıldım.

"hasta mısın?"

Hasta mı? Kafan yerinde mi cidden? "hasta değilim. Ben o zaman yastıkları götüreyim." diyip oradan utançla ayrıldım sanarken hyunjin kolumu tuttu.

"seninle hiç iletişime geçti mi?"

Anlamayarak kaşlarımı çattım. "kim benimle iletişime geçti mi?"

"jimin, Park jimin."

"hayır,geçmedi de" aklıma gelen şeyi ona sormak istedim ama bu onun Yaralarını açardı. "neyse iyi geceler."Diyip odadan çıktım.

Ya da sadece onu görmek için bahane arıyordum. Kim bilir? Kalbim bilir, kalbin bilir Giselle. Ama hyunjin gibi biri neden benimle ilgilensin ki? Başka güzel kızlar vardır.

Umutsuzca minho beyin uyuyacağı odanın kapısını tıkladım. 'gel' komutu ile içeri girdim. "yastığınızı getirdim de." diyip yastığını yatağa bıraktım

"iyi misin? Üzgün gözüküyorsun."

Gülümsedim. "iyiyim, iyiyim." dedim. "ben gideyim o zaman." odadan çıkıp felix beyin odasına gittim. Kapıyı tıkladım. Ses gelmedi. Bir kez daha tıkladım. Ama içeriden telefon sesi geliyordu.

"winter cidden geliyor musun?"

"şaka yapar gibi halim var mı kuzen? Hyunjin'i çok özledim hem."

Pardon! Hyunjin derken de sen kimsin?

"yine mi? Bitmedi mi aşkın?"

Aşk, ne dönüyor burada? Dayanamayıp kapıyı sertçe tıkladım. 'gel' denilince odaya girdim. Yastığı yatağa koydum "yastığınızı getirdim de."

"ne oluyor lix? O kim?"

Felix bey telefona döndü ben de odadan çıktım. Sana ne kimsem!

Sinirle aşağı inip kendime bir bardağa şu doldurdum ve içmeye başladım. Özlemişmiş! Ben seni Bi özleyeceğim görürsün. Dalıp gittim, neden hiç sevilmemiştim ki?

Annem ve babam beni 12 yaşımda evde bıraktılar bir yere gideceklerini, hemen geliceklerini söyleyeyip ama gelemediler,gelmek istediler galiba. Dedemin yanında kaldım. Nereye gittiklerini hiç sormadım. Çünkü eğer gelmek isteselerdi gelirlerdi zaten.

Omzuma dokunan el ile irkildim. "Ah, sen miydin?"

"evet de sen iyi değilsin galiba. Bir sorun var değil mi?"

Gözlerine baktım "beni seviyor musun?"

Hyunjin den:
Giselle odadan çıktığında iyi olmadığını anlamıştım. Soramazdım, belki daha kötü olurdu. Ama eğer anlatsa belki de daha iyi olurdu.

Aşağı indiğinde herkesin odasında olduğunu kesinleştirince yanına gittim. Su içtikten sonra dalıp gitmişti. Yanına gidip omzuna dokundum, irkildi.

"ah, sen miydin?" başından kovmak istemezcesine söylemişti bunu.

"evet de sen iyi değilsin galiba. Bir sorun var değil mi?" böyle sorulur mu ya?

Gözlerime bakıp o soruyu sordu "beni seviyor musun?" seviyorum.

Yutkunamadım, yapamadım. Sevmiyorum desem bir şey kaybeder miyim ki? Zaten beni sevmiyor, benim gibi sert ve soğuk birini kim sever ki? Ama Seviyorum desem, onu kendimden daha da mı uzaklaştırmış olurdum?

you can be the boss/ hwang hyunjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin