Elimi yıkayıp kuruladiktan sonra lavabodan çıktım. Çıktığım an birisi bir eli ile ağzımı kapadı diğer eli ile bileklerimi tuttu.
"Sonunda görebildim seni. Nasılsın bebeğim?"
Gözlerim büyüdü, bu kişi ondan başkası olamazdı
O çocuktan asla kurtulamaycaktım, asla. 7 yıldır peşimde, beni sapık gibi her yerden takip ediyor. Ama Benim bundan 3 yıldır haberim var. Oda hyunjin ile aynı yaşta, beni umurumda mı? Hayır.
Ellerini çekmeye çalışamıyordum. Beni tutup ilerleyeceği sırada geri savrulmuştu. Yere yığılan beden onun sayesinde yere yığılmıştı.
Hwang hyunjin'den:
Giselle hala gelmemişti, normalde daha erken gelirdi. Son zamanlarda onu sıktığımın farkındayım ama hep yanımda olsun istiyordum.Artık endişelenip restauranta girmiştim. Birisi onu bileklerinden tutmuş, ağzını kapamış bir yere götürüyordu. Kimse benim olana ben bile dokunmuyorken dokunamaz, o kim oluyor?
Koşup adama yumruk attım. Hemen yere yığıldı, burnunu tuttu. Giselle'ye baktım, korkmuş gözüküyordu. Yanımıza gelen korumalar ile adamı almalarını söyledim. Elimi bir gereksiz için yormazdım. Giselle'e tekrar baktığımda donmuştu.
Ceketimi çıkarıp kollarına bıraktım. Dolmuş gözleri ile bana baktı. Ona sarılmak,elinden tutmak istiyordum ama yapamazdım. Çünkü neye dokunsam mahvediyorumdum. Ona dokunmak onu kaybetmem demekti.
Hiç bir şey konuşmadan arabaya bindik. Onunla saçma bir sessizliği bile tercih ederdim eğer yanımda olacaksa. Ona kaba davrandığımı düşünüyor olabilir ama ben sadece onun iyiliği için yapıyorum. Beni sevmesini isterken bir yanım, diğer yanım beni istemesin, sevmesin istiyor. Çünkü beni seven herkes gitti başında kardeşim olmak üzere.
Yeji...neden gittin? Neden yanlız bıraktın bizi? Annem kafayı yemiş durumdaydı. Yurt dışında babam ile her gün seni gördüğünü sanıyor. Peki ben? Bende seni çok özledim. Keşke ölmüş birini hayata geri getirebilseydim. Ama sen, umarım orada mutlusundur. Umarım dünyada bulamadığın mutluluğu ahirette bulmuşsundur.
Eve geldiğimizde arabayı park ettim. Yanıma baktığımda Giselle'nin uyuduğunu gördüm. Yüzünü örten saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdım. Kardeşimi koruyamadım bari seni koruyayım, izin ver bana.
Arabadan indiğimde korumaya kapıyı açmasını söyledim,giselle'yi kucağıma aldıktan sonra koruma kapıyı kapattı ve evimin kapısını açtı. İçeri girdik, onun odasına doğru adımladım. Korkmuş olmalıydı ve korkusu onu sakinleştirmek üzere uykuya dönüştürdü.
Odasına girdiğimde onu yatağına bıraktım, üstünü örttüm. Sabah kendisi üstünü değiştirebilirdi eğer ben değiştirseydim benden de uzaklaşırdı, sapık sanardı. Dedim ya, dokunduğum her şey mahvoluyordu,kaybediyordum.
Onu bıraktıktan sonra kendi odama gidip üstümü değiştirdim. O adamın kim olduğunu yarın öğrenecektim. Saat şimdi geç olmuştu. Öğrenmeye çalışsam kafam yerinde değildi. Acaba son kez giselle'ye baksam mı? Üstü falan açıktır.
Sabah~
Üstümü giyinip aşağı indim. Dedem çoktan uyanmış olmalıydı. Merdivenlerden aşağı indiğimde dedem ile gülen Giselle'yi görmem ile durup gülümsedim. Gülümsemesi bir ay gibi parlak, güneş gibi ısıtıyordu. İkisi de beni fark edince gülümsememi bozup boğazımı temizledim ve yanlarına gittim.
"ne yapıyorsunuz bakalım?"gülümsemedim çünkü Giselle nin yanında sert birisi olmalıydım.
Dedem bana bakıp gülümsedi "hem konuşuyoruz hem de ben kahvaltı ediyorum. Sıradan bir şey yok yani."
Giselle ile göz göze gelmem ile gülümsemesi soldu. Onu kaybetmemek için sert biri olmalıydım. Onu sevdiğimi belli edersem daha çok kaybederim,aynı diğerleri gibi.
Dedem kahkaha attı "yaşlı başlı bir adamı bayağı güldürdün kızım. Sen burada olduğun sürece keyfim daha çok yerinde."
Giselle çekingen bir şekilde gülümsedi ama artık gitmeliyik "hazırsan gidelim."
Bana baktı ve yine gülümsemesi soldu "çantamı alıp geliyorum." dedi ve oturma odasına geçti. Arkasından baktım sadece her zaman yaptığım gibi.
Dedemin konuşması ile ona döndüm. Gülüyordu. "seviyorsun değil mi?"
Hayır desem de evet, seviyordum onu. Dedeme danışsam bana yardım ederdi,İçimde ki bu korkuyu öldürmeme yardım ederdi. Beni dinlerdi,bunu biliyorum.
Tam bir şey diyeceğim an giselle geldi. "hazırım, gidebiliriz."
Dedem bana bakıp gülümsedi ben ise hiçbir şeyi belli etmemeye çalışıyordum tıpkı bunca zaman yaptığım gibi. Beraber arabaya bindiğimizde bir değişiklik yapıp kapısını ben açtım ve kenara çekildim. Şaşırsa da yargılamadan bindi. O bindikten sonra gülümsedim ve kendi kısmımda oturdum.
Arabayı şirkete doğru sürdüm. Konuşmuyordu galiba dün bayağı korkmuştu. Kulaklığımda felix aradığında konuşmaya başladı
"şirkete mi geçiyorsun?"
"evet, birazdan orada olurum. Sana dediğim şeyi yaptın mı?"
"Ben aslında onun için aradım seni. Bir sorun çıktı."
Giselle'ye baktım ve yola döndüm "hemen geliyorum. Şirkete geç ve beni bekle sen." diyip daha çok gaza bastım.
"hey! Yavaşla!" Arabayı durdurdum şirkete geldiğimizde. Ona döndüm bana sinirle bakıyordu. "derdin ne senin? Öldürecek misin ikimizi? Ne bu-"
671 kelimeee. Nasılsınızzz?
![](https://img.wattpad.com/cover/355305217-288-k788163.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
you can be the boss/ hwang hyunjin
Fiksi PenggemarKısa bir kurgudur! Alsında her şey hyunjin in komoda iken rüyasında gördüğü şeydi. Hyunjin katiline aşık olmuştu. Hemde Rüyasında görecek kadar... 1#straykidsfanfic : 17/11/2023 Boyxgirl