Tuttuğu saçımdan kurtulmaya çalıştım. Park jimin, yeter artık! Bıktım senden! Senin yüzünden 7 yıldır ailemi göremiyorum!
"bırak saçımı!"
Beni kaldırıp duvara doğru attığında çok fazla acımıştı. Burada olduğum sürede zayıflamıştım, incelmiştim, güçsüzleşmiştim.
"işimiz var seninle. Lafımı ilkiletmeden kalk."
"ne işi?"
"video çekeceğiz,bebeğim. Kalk hadi."
Bana bebeğim demesinden, temas etmesinden nefret ediyordum. O gün videoyu çekerken kendimden nefret etmiştim. Bana dokunmamıştı ama dokunmuş gibi hissetmiştim.
Giselle, lisede aynı sınıfta olduğum kızdı. Şuan en azından büyüyüp, mezun olup abimin yanında olması beni mutlu etmişti. Abim onun ölmesine izin vermezdi. Beni ölü sanmaları bile benim ölü olduğuma inanmama yetiyor bile.
Bulunduğum yerden kıpırdamadan "ne videosu?" diye sordum. Soruma cevap vermeden beni kaldırdı ve sandalyeye Otutturdu.
Arinden:
Hyunjin ve minho bey ile odasına girecekken telefonuma gelen bildirim ile bakışlar üzerime çevrilmişti.Odaya girdikten sonra Bildirimin üzerine tıkladım. Bir kız, bu kız Yeji değil miydi! Elim ağzıma gitti istemsizce. Bu da neydi böyle? Herkes ölü bilmiyor muydu? Ya da bir oyundu bu.
Elimi Ağzımdan çektim ve videoya bastım. Yeji'nin eskisine göre inceldiği, yüzünün soluk olduğunu fark ettim. Kesinlikle ölmemişti!
Bacaklarında ki yaralar dikkatimi çekmedi değildi. Yardım istiyordu kesinlikle bir şey demiyordu. Telefonda kişi değişmişti,Park jimin'e dönmüştü.
"eğer kendi canını feda etmezsen bu kız cidden ölür. 7 yıldır yapmadığım şeyi gözünün önünde yaparım. Seçim senin. Bu kız ailesine gitmek istiyor."
Gözümden yaş düşmüştü. Ne yapacaktım? Elimden telefonun alınması ile olduğum yerde kaldım. Hyunjin şimdi daha çok yıkılacaktı. Hyunjin de gelip videoyu izlemeye başladı. Video bittiğinde hyunjin minho beye döndü
"gerçek olamaz değil mi?"
Minho bey iç çekti "maalesef, hyunjin. Baksana yüzü soluk, bacaklarında yaralar var,incelmiş. Esir tutuluyor olmalı Yeji."
Hyunjin bana döndü. Ben ise ne yapacağımı düşünüyordum. Yüzümü elleri arasına aldı "bir yolunu düşüneceğiz, benim yanımdan ayrılma." dedi.
Yüzümden ellerini çekti, beni kendisine çekip sarıldı. Hyunjin bana mı sarılıyordu? kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi.
Saçıma kısa bir öpücük kondurdu "bir yolunu bulacağız her şeyin."
.
.
.
.
.
Hyunjin minho bey ile konuşurken bende onları dinliyordum. Telefonuma gelen bildirim bakışları üzerime çekmeden telefonu açtımZürafa Soobin:
Her zaman buluştuğumuz Yerdeyim. Gel de konuşalım. Eğer işin varsa akşam buluşuruz.Siz:
Tamam, ben çıkarım birazdan. Şuan hyunjin
De zaten Minho bey ile konuşuyor.Zürafa Soobin:
Tamam, bekliyorumTelefonumu kapatıp odadan dışarı çıktım. Onlar ne yapacaklarını düşünüyordu bu yüzden beni fark etmediler bile. Şirketten çıkacakken Lisa ve seokjin'in kenarda bir şey konuştuklarını fark ettim. Gidecekken winter'in adını duymam ile durdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
you can be the boss/ hwang hyunjin
FanfictionKısa bir kurgudur! Alsında her şey hyunjin in komoda iken rüyasında gördüğü şeydi. Hyunjin katiline aşık olmuştu. Hemde Rüyasında görecek kadar... 1#straykidsfanfic : 17/11/2023 Boyxgirl