Kitabımda iki Akın var biri kuzen olan yani yüzbaşı Akın diğeri biyolojik abi olan doktor akın
Medya: Fevzi'nin teröristlerden aldığı araç
****
Yazar'dan;
Depo yapılan hava saldırıları sonrasında hâlâ alevler içerisindeydi. Akın, Hakan, Can ve Gökhan Duru'nun tahliye emrini önceden vermesiyle güvenli bir uzaklıkta siper almışlardı. Mehmet'in mevzilendiği yer depoyu net görebilmek için uzaktaydı zaten. Fevzi ve Faruk albay çoktan köyün çıkışında uzaktan görebildikleri kadarıyla izlemişti hava saldırısını. Onlarda güvenli alandaydı.
Ancak binbaşı Lodos ve Duru depodan çokta uzak sayılmazdı...
Üstelik Duru kendini boşverip zaten yaralı olan binbaşının daha az etki alması için üstüne siper olmuştu.
Etraftaki toz bulutu hafifleyince ilk kulaklıktan irtibat kuran Yüzbaşı Akın olmuştu. Hakan, Can ve Gökhan zaten yanındaydı, Fevzi'nin köyün çıkışında olduğunu biliyordu. Mehmet'in de yeterince uzak olduğunun bilincindeydi ancak hem binbaşı Lodos, yani kuzeni, hem de Duru komutanının durumunu bilmiyordu.
"Duru komutanım. İyi misiniz? Komutanım cevap verin! Duru komutanım iyi misiniz?"
Bu soruyu kaç defa tekrarladı ancak bir dönüş alamadı. Kulaklığın öbür ucunda bulunan Kenan albay iyice huzursulandı, yanıt verilmemesiyle. Aynı soruları o da dahil timdeki herkes tekrarlıyordu ancak bir yanıt alınmıyordu. Akın'lar bulundukları yerden hızlı ve temkinli bir şekilde ayaklanıp deponun arka tarafına doğru ilerledi. Mehmet'te bulunduğu yerden ayrılıp onlara taraf yöneldi.
Deponun arka tarafına gelince etrafı aradılar. Ancak şuan için görünürde binbaşı'da, Duru'da yoktu. Ekip bulundukları alanı aramaya devam etti.
O sıra biraz ileride kalan kayanın arkasından bir el havaya doğru uzandı. Eli fark eden Can hızla silahını o yöne doğrultup, uygun adımla ilerledi. Onun peşi sıra timdekilere hareketlendi.
Kayaya biraz daha yaklaşınca cılız bir ses yükseldi 'burdayız' diye. Kayanın arkasına gelen ekip yaralı binbaşı, ve ona siper olmuş baygın yatan Duru'yu görümüştü. Akın hızla kulaklığa dokundu.
" Fevzi derhal araçla beraber buraya gel! Binbaşı ve Duru komutan yaralı."
Daha sonra hattın öbür ucunda bulunan Kenan albaya hitaben devam etti konuşmasına."Albayım acil helikopter talep ediyoruz!"
Helikopter talebini alan Kenan albay konuştu.
"Hızla askerî üsse geçin, helikopterin gelişi zaman alabilir. Gerekli müdahale orda yapılsın."
Onay veren Akın ile çok geçmeden Fevzi yanlarında bitmişti. Duru ve binbaşıyı hızla arka koltuğa bırakan Akın, Can,, Mehmet, Hakan ve Gökhan hızla aracın bagajına bindi. Aracın şoför koltuğunda Fevzi hemen yanında ise Faruk albay vardı.
Fevzi son sürat aracı kullanıyor, bagajda bulunan tim üyeleri çevre güvenliğini kontrol ediyor, Faruk albay ise yaralı oğluna uyanık kalması konusunda telkinler veriyordu.
Askerî üsse az bir mesafe kala Duru hareketlenmişti...
Duru'dan;
Üzerimde feci bir ağırlık varmış gibi bir hisse kapıldım. Vücudumun her bir uzvu, her bir kemiğim sızlıyordu. Kulağıma dolan tiz bir ses vardı. Alışık olduğum bir sesti bu. Çınlama. Evet kulağım çınlıyordu.
Gözlerimi açmaya zorladım kendimi. Ancak biri yüzüme oturmuş gibiydi sanki. Açılmıyordu gözlerim.
Nihayet gözlerimi araladığımda bir aracın içinde olmayı beklemiyordum. Kafam sağ tarafa çevirince binbaşıyı gördüm. O an yaşananlar bir bir zihnime akın etmeye başladı. En son hava saldırısı düzenlenmişti. Sonra...
Sonrası yoktu bende. Sanırım ufak bir beyin sarsıntısı yaşamış olmalıyım ki, bilincimi kaybetmişim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA RUH 'gecenin Ruhu'
Literatura KobiecaAskeri ve gerçek ailem kurgusudur!!!! Kıdemli yüzbaşı Duru Adin Bolatlının yaşam hikayesi...