"DNA testine son 1"

3.5K 251 21
                                    


Medya; öylesine bir şarkı

Lütfen kitabın sonundaki açıklamalara bakın...

Duru'dan;

Anlattım. Daha bir kaç saat önce korkudan, deli gibi titrememi sağlayan olayı en umursamaz halimi oynayarak anlattım Hayal'e.

İstihbaratçı olmamın en sevdiğim yanı buydu heralde. İçimde ne denli büyük fırtına koparsa kopsun bunu ben istediğim sürece dışardan bakanlar görürdü.

Bu durum beni eskisi kadar aciz göstermezdi.

Sahi bunu söylemekte çok kolay değil mi?

Eskiden güçsüz, aciz, babasından şiddet gören, evleneceği kararı verilirken kendisine danışılmayan, ve en önemlisi bir mal gibi pazarlandığını duyan ben için ağır geliyordu.

Bütün bunlar geçmişte katlanılmazdı benim için. Hâlâ da öyle. Dile getirmem asla o günleri. Beni çok iyi tanıyan timim, anka yoldaşları, abim hatta Emrah abim bile bilmez benim tam olarak neler yaşadığımı.

Abim ve Emrah abim sadece evlilik olayını bilirler. Peki ya öncesi. 'kara günlerim'. Bilmezler. Diğer herkes gibi onlarda o günleri bilmezler. Bu yüzden kara ruhum ya. Kimse bilmese bile ben o 'kara' günleri unutmam. Unutamam. Kendime yapacağım en büyük ihanet olur bu.

Hayal uzunca bir süre sessiz kaldı. Sanırım şuan ya bir çıkış yolu arıyor. Yada benim bu kadar umrumda değil adlı konuşmam sonucu akli dengemden şüphe ediyor.

Hayal'i biraz tanıyorsam birinci seçenek muhtemel.

Zaten bu yüzden ilk ona anlattım yaa. O hiç birimiz gibi değil. Olaylara tamamen çözüm odaklı yaklaşır. Bende dahil çevremdeki hemen hemen herkes. Kabullenmez, bağırır, çağırır, sinir olur, üzülür ama asla bu gibi salak saçma bir durum karşısında sakin kalamaz.

Gözlerini masanın üzerinden birbirine kenetlediği ellerinden alıp bana baktı.
"Canım benim, şimdi öncelikle sakin olmalıyız. Kendin dedin olay bir şüpheden ibaret. Kesin değil. Abine anlatırsak şuan çok üzülür. Sana olan düşkünlüğü malûm. O yüzden önce şu konuya bir açıklık getirelim. Duruma göre abine beraber anlatırız." Tatlı bir tını ile sakince konuştuktan sonra durup hafif soluklandı. Bu süre de de tepkimi gözetmekten geri kalmadı.
"Ara istersen hastaneyi. Yarın beraber gideriz Diyarbakır'a. Hem mahkeme gözetimi altında olması da iyi oldu. Suçlu olanlar cezasız kalmaz. Hadii ara!"diyerek tamamladı konuşmasını.

Sıkkın bir nefes aldım. Yetmedi. Bu testi kabul etmem abime ihanet sayılır mı düşüncesini geri plana itemedi bu nefes.
Bahane üretmek istedim o an sadece. Gitmemek için yeterli bir sebep. Ama ne?
Gitmeme ne engel olabilir? Düşün Duru.
Düşün. Düşün. Düş- Buldum!

"İyi de yarın olmaz. Bugün ev bakacağım. Yarın kızlar gelecek. Temizlik yapacağım. yerleşeceğim. Asla olmaz. Başka zamana kalsın ya. Hatta ne yapalım biliyor musun? Boşverelim biz ya. Valla bak. Hiç gerek yok. Hem aradan 27 yıl geçmiş. Geçmişi kurcalamaya da hiç gerek yok."

'sen ciddi misin?' dercesine baktı yüzüme. Ve bu bakış şuan ikinci seçenek olan aklî dengemden şüphe etme bakışı olduğuna adım kadar Duru'yum.

Ne var canım Emin değilim ben Duru'yum. Duru. Duru Adin Bolatlıyım ben!

"Onunda çözümü var yengesinin gülü. Ben şimdi kızları ararım bu akşamdan gelirler. Hastaneden izin alırım bugün erken çıkmam ve yarın izinli olmam konusunda. Evi tutarsın sende bu sürede. Gelirim. Temizliği yaparız. Yerleşirsin yarına kadar. Hiç kaçışın yok. Boşa bahane üretme. Hadi bakalım ara!"

KARA RUH  'gecenin Ruhu'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin