"ateş kes!"

790 70 19
                                    

Ben geldimmm...

Çok geç oldu bölüm için farkındayım ancak yazmaya hiç zaman bulamadım.
Sınava hazırlandığım için öncelik sıramda değildi kitap bu sıralar.

Bölümü bu kadar beklettiğim için özür diliyorum.🙏

Medya: öylesine bir şarkı.

****

Duru'dan;

"Hepsi senin yüzünden! Ya ben sakin sakin işime gidecektim ne diye yıllar önce olan bir mevzu yüzünden beni nezarete atıyorsun ya? Hangi mantıkla canım arkadaşım (!)"

"Ayy! Nereden bilebilirdim ben işlerin bu noktaya geleceğini? Sadece biraz eğlence olsun dedim fena mı? Hem bana diyeceğine timine kız onlar albayı peşine takıp gelmiş."

" Pes. Gerçekten pes yani. Ne güzel üste çıkıyorsunuz komiserim ya hayran kaldım doğrusu!"

" Fısıldaşıp durmayın aranızda!" Diyerek bizi sert sesiyle böldü Faruk albay.

Titreyen kollarım ve saatlerdir asılı olmamdan kaynaklı gerilip ağrıyan vücudumla beraber, en ölümcül bakışımı son kez Burcuya atıp önüme döndüm.

Karakolda Burcuyu kovalarken Faruk albayın ensemden kedi gibi yakalamasının üzerinden yaklaşık altı saat geçti. Bu süre zarfında Faruk albay, ben ve Burcuya ceza olarak içtima yaptırmıştı, yaklaşık üç saattir de barfiks çubuğunda ayaklarımıza asılan ağırlıklarla beraber asılı duruyorduk ben bir yere kadar zorlanmadan gelebilsem de Burcu için aynı şeyi diyemeyeceğim.

Kendisi özel ekipte bulunabilecek kadar iyi bir polis iken bir albayın içtimasına tâbi tutulamayacak kadar kötü bir polisti.

Zaten ufaktan kayan parmakları da düşüncemi destekler nitelikteydi.
Bakışlarımı yavaşça Kayan parmaklarından çevirmem ile bana taraf yavru köpek bakışları atmaya başladı. Eğer emir almadan çubuğu bırakırsa yeni bir ceza alma ihtimali yüksekti. Attığı bakışlarla da onu kurtarmamı istediğini belirtiyordu. Bir yanım cezasının katlanmasını zevkle izlemek isterken , diğer yanım ise onun bu bakışlarına kıyamıyordu.

Kafamı Faruk albaya taraf çevirip yüz ifadesine baktım zerre mimik oynatmadan ifadesizce gözlerimin içine bakıyordu. Daha sonra odasının penceresinden bizi izleyen Kenan albaya kaydı bakışlarım ne yapacağımı zaten öngördüğünden kendinden emin bir şekilde bakıyordu.

Gözlerim odak noktasına tekrar Burcuyu alınca kabullenmişlik ile oflayıp, ona taraf kaydım. Sol elimi barfiks çubuğunun diğer ucuna atıp Burcu nun karşısına geçtim.

"Kendini yukarı kaldır ayaklarımı uzatıcam benden destek al." Diyerek ne yapması gerektiğini kısaca özetledim.
Kollarında kalan son güç kırıntılarıyla kendini çubukta yükseltirken iki ayağımı ona taraf yükselttim. Postalarımın üst kısmı ayak tabanına denk gelince daha sıkı asıldım çubuğa. Burcu ağırlığını hafif hafif ayaklarıma verirken Hafiften zorlansamda kendimi toparladım.

Burcu kollarının yükü azalınca rahatlarken bana mahçup bakışlar atıyordu. Bu hallerine daha sonra gülmeyi aklıma not ederken kafamı gökyüzüne kaldırıp zihnimi boşaltmaya çalıştım. Eğer içinde bulunduğum durumu unutursam güçsüzlüğümü de unuturdum.

Ancak üstümdeki bakışlarla bu pek mümkün görünmüyordu. Zira ölüm timi başta olmak üzere, intihar ve gölge timide merakla ve halimize acıyarak bize bakıyordu. Sadece onlarda değil nöbet tutan, önümüzden geçen askerlerde aynı bakışları atıyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 23 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KARA RUH  'gecenin Ruhu'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin