06; nereye ait olduğumu bilmiyorum

1.9K 284 383
                                    

[06]

"Deja vu, yalnızca yorgunluk
sanrılarından mı ibarettir?"

"Deja vu, yalnızca yorgunluk sanrılarından mı ibarettir?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

taehyung;

Fazla merakın, bir yerde, sürekli bela açtığını ve şahitlik etmek dahi istemediğim olayların içine karışmama sebebiyet verdiğini adım gibi biliyordum. Mutluluğun, cehaletten ve farkında olmama durumundan doğduğuna ise emindim fakat bunları bildiğim halde hala bir şeyleri gereğinden fazla merak etmem ve her şeyi, bir an önce öğrenme isteğim; kendimi istemediğim konumlara sokmama neden oluyordu.

Yanaklarımı şişirerek üstümde emanet gibi durduğuna emin olduğum kıyafetlerin bedenime verdiği ağırlığa alışmakla uğraşırken diğer yandan Namjoon'un dediği şeyleri dinlemeye çalışıyordum fakat ona her döndüğümde yanında bekleyen ve şifacı olduğunu öğrendiğim bir kızla şakalaşıp duran Jungkook, odağımın karışmasına neden oluyor ve bambaşka düşüncelere yol açarken asıl noktayı kaçırmamı sağlıyordu.

Gördüğüm en turuncu saçlara ve yüzünün her noktasına serpiştirilmiş gibi duran çillere sahip olan kızın, nişanlı olduğunu öğrendiğimde ona karşı aldığım ve benden bağımsız gelişen kıskançlık duygularını bir kenara bırakmayı başarsam da Jungkook'u yanımda istemekten kendimi alıkoyamıyordum. Yine de, Jungkook'u ilk defa bir konuda bu kadar hevesli gördüğüm için onu izlemekten de ayrıca keyif alıyordum.

Öğrendiğim kadarıyla her ayın yirmi birinci günü başlayan ve dört gün süren, bazen günlerin süresi değişiyordu, 'Av Günleri' diye sıfatlandırdıkları zaman diliminin içerisine girmiştik. Genelde Atrahasis ordusunda olanların katıldığını ve sınırlarda yer alan ormanları gezinerek etrafı temizlediklerini öğrenmiştim fakat tam olarak neyi avladıklarını bildiğim söylenemezdi.

Yalnızca otuz kişilik bir ekip oluşturuluyor, herkes gruplara ayrılarak üstüne düşen görevi yapıyordu fakat lider olan Namjoon'un ayarladığı sistem ile orduda yer alan herkesin elbet bir kere katılmasını sağladığını Jungkook bana anlatsa da tamamen kavradığımı düşünmüyordum. Bir anda içine düştüğüm düzen ve işleyişi hakkında çoğu şey, tam olarak mantıklı gelmiyor ve öğrendiğim her bilgi, havada süzülmekten öteye gitmiyordu ve bu duruma gereğinden fazla alışmıştım.

Orduda yer alan öğrencilere ayrılan kısım, akademinin geri kalanından çok daha farklıydı. Akademiyi çevreleyen sütunlardan, kabartmalı süslemelerden, büyük tablolardan ve özenle yapıldığı belli olan heykellerden eser yoktu.

Askerler için yapılan üç farklı bina vardı fakat binalar, dağın eteklerinde yer alan mağaralar gibi görünüyordu zira her yapı; özenle dağın içerisine yerleştirilmiş ve tamamen kamufle edilmişti. Hizaya girdiğimiz oldukça geniş alanın ise eğitim alanı olduğunu sağ tarafta yer alan hedeflerden, sırayla dizilen yüksek tabakalardan ve yer yer farklı renklerle, farklı amaçlar için belirlenen çizgilerden anlayabiliyordum.

hesperusHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin