03; varlığınla baş edemiyorum

1.7K 275 328
                                    

[03]

"Bizi yaşatan ben olacağım ve
sen, benim kurtuluşum olacaksın."

taehyung;

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


taehyung;

Masanın üstüne rastgele bıraktığım kitap yığınına diktiğim gözlerimi, uzun bir süredir kırpmadığımı fark ettiğimde sesli bir şekilde soluklanarak arkama yaslandım. Sızlayan gözlerimi dinlendirmek adına kirpiklerimin buluşmasını sağladığımda neyin içine düştüğümü, ne yapmam gerektiğini ve olduğum mekanı sorguluyordum. Gerçeklik algımı, bir yerde kaybettiğime ve rüya gördüğüme neredeyse emindim fakat olmadığını da adım gibi biliyordum.

Jungkook'a dokunarak çiçek açmasını sağladığım günün üstünden yaklaşık bir hafta geçmişti. Dediği gibi, sonraki sabahın erken saatlerinde bana programımı getirmiş, eğitim alacağım profesörlerden kısaca bahsetmiş, üniformamı nereden alabileceğimi göstermiş ve sonrasında beni koca bir bilinmezlikle yalnız bırakmıştı. Akademiye bağlı olduğunu belirten formaların, basit bir tişört ve kumaş pantolondan oluştuğunu düşündüğümde insanların farklı renklerde ceketler giydiğini fark etmem beni afallatmıştı. Sonrasında herkese bağlı olduğu soyun rengine ait bir ceket verildiğini öğrenmiş ve bu gerçekten nefret etmiştim.

Diğer insanlar gibi giyinip onlar gibi görünürsem fark edilmeyeceğimi, dikkat çekmeyeceğimi düşünsem de kucağıma bırakılan lacivert ceket; diğer herkesin içinden kolaylıkla sıyrılmamı sağlıyordu zira koca akademide bu renk cekete sahip olan tek kişi bendim. Üstelik, ölçülerime uymuyordu ve öğrenci işleri ile ilgilenen görevli; ceketi, deponun derinliklerinden çıkardığını, akademi tarihinde Thalette soyuna bağlı olan ikinci kişi olduğumu öne sürdüğünde kafamı bir yerlere gömmek ve sonsuza dek kimseyle yüzleşmek istememiştim.

Ceketin önceki sahibinin kaçtığını ve nereye gittiğinden kimsenin haberi olmadığını öğrendiğimde ona içten içe hak versem de, belki de yıllar öncesinde kaldığını düşündüğüm olayın üstünden yalnızca on dokuz yıl geçmiş olması tüylerimi ürpertmişti. Hala yaşıyor olma ihtimalinden korkmuş muydum yoksa bu, beni rahatlatmış mıydı emin değildim.

Günlerdir boyumu aşan ve sindirmeme bile izin verilmeyen bilgiler arasında boğuluyordum. Eğitimin fiziksel bir yanı olduğunun ve sahada çalışmam gereken günlerin yaklaştığını biliyordum fakat öğrenmem ve okumam gereken o kadar çok kitap vardı ki, teorik dersleri atlatabileceğimi dahi düşünmüyordum.

Her zaman meşgul ve çalışmalarla dolu bir hayatım olmuştu. Genelde günlük yemeğimi çıkarabilmek, kaldığım yıkık dökük odanın kirasını ödeyebilmek ve biraz da olsun hayata tutunabilmek için çalışırdım. Öğrenciyken bazı şeyler benim için daha kolaydı, devletten aldığım burs beni inanılmaz rahatlatıyor, iş yükümü azaltıyordu fakat yetişkin hayatına adım attığımdan beri, gün geçtikçe yarı zamanlı çalıştığım işler ve borçların içerisinde boğulmuştum.

hesperusHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin