4. Bölüm; Neresi burası ??

75 19 7
                                    

Rüya...

Bunların hepsi bir rüya değil mi ?

Ben, Hun suo rüya görüyor olmalıyım..

Annem.. babam.. herkes-

Nerde ?

Neresi burası ??

Yoksa bu sefer gerçekten öldüm mü ?

Sorular altında ezilmek üzere bekleyen hun artık hun değildi.. hun bilinmeyen sebepten ötürü felçli kalmıştı.

Çok uzun bir süre..

Yani ben öldüm.. demek ölüm böyle birşey. Bu da iyi erlik beni bile kabul etmiyor ha ? Vay be arafta kalakaldım demek..

Uh ?

Siz kimsiniz ? Ah..? Ben ben konuşamıyorum ama neden neden ? Ben düşünebiliyorum ama konuşamıyorum bu gerçekten garip..

"Ben.."

Dao gözlerini açmış etrafını ciddi ciddi seyrediyordu.

"Ben nerdeyim ? Neresi burası ?" İçeri giren siyah saçlı 1.40 boylarında bir kız koşa koşa dao'ya sarıldı. Gözlerinden yaş akıyan kız dao'yu boğacak derecede sarıldığını fark edince başını eğerek geriye çekildi.

"Abii, ben.. ben çok korktum.. beni bırakıp gittiğini sandım. Sana ne olduğunu bilmesem de buraya getirdim.. burası Umut kasabası, bulunduğumuz yer ise Yahoo'nun reviri-" olayları bir bir anlatırken kapı açıldı. Dao'ya bir süredir bakan beyaz saçlı 60 yaşlarında bir adam oda'ya girmişti.

"Küçük demek uyandın. Kardeşin senin için çok endişelendi. Seni Ergekon dağlarından buraya kadar taşıdığını söyledi. Bu derecede bir sevgi uzun zamandır görmediğim türden.." yaşlı adam sesi kısılana kadar konuştu. O sırada ağlamaklı ifade ile onu dinleyen kız göz yaşlarını silip bir köşeye oturdu.

"Haklısınız bu küçük her ne kadar da farketmiş olsanız da sakat olduğu için en küçük pürüzde bile zarar görebiliyor." Kendi güçsüzlüğü yüzünden kardeşine yük olan bir abi..

"Sen neler diyorsun ?" Ona imalı şekilde bakan yaşlı adam duyduğu sözler karşısında şaşırmıştı.

"Anlamadım, ne demek istediniz kıdemli ?" Olayları anlamayan Dao sorgusuna başladı.

"Yani sen sakat mısın ?" Küçük bir kahkaha atan yaşlı adam başı döndüğü zaman arkasında bulunan koltukvari yere kıç üstü düştü.

"Evet yoksa nasıl sudan sebepler yüzünden yaralanayım ki ?" Bir kaşı havada olan Dao 15 yaşında olsada bir yetişkin gibi sorumluluklarını 10 yaşından beri biliyordu.

"Büyük çocuk, kendinden küçük çocuk için erkenden büyümüştü..."

"Ho ho, dediklerine bakılırsa sakat olduğunu söylüyorsun ama damarların sadece hasarlı yani yetişim yapman için sadece fi'yi içine çekmen lazım sonra ise temel fi alemine giriş yapıcaksın." Sözlerini duyunca gözleri açılan küçük kız yaşlı adama inanmayan gözler ile bakıyordu.

Çünkü o gözler 4 yıldır abisine zarar gelmesin diye her türlü belayı savuşturan birinin gözleriydi..

"Seni yaşlı bunak, abimi benden iyi mi tanıdığını sanıyorsun ? Ona her defasında siper olan ben, ona her defasında yardım eden ben, onu her defasında koruyan ben.." ağlamaya başlayan küçük kız yere diz üstü çöktü..

"Yani kıdemli diyor ki tüm bunlar olmadı yada olmamalı ama malesef hepsi yaşandı.." yaşlı adam kendisine bunak denmesine alışkındı gelen hastaları ölünce bir ton küfür ve hakarete maruz kalırdı. Şuanda küçük kızın ağzından duyduğu kelimeler belki onun için en hafif deneyim sayılırdı..

HUN SUOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin