Aile konuşması

136 20 115
                                    

Çakırbeyli'ler.

    Ikizlerin doğum günü boş geçmişti çünkü gelen giden yoktu. Doğum günü çocukları yoktu, gelmemişti. Orkun Bey'de bir neden sunmuştu, o nedende kuzeniyle kutlayacak oluşuydu. Gelmemiş olsalar bile hepsi Miran Bey'in dönmesine sevinmişti. Süleyman Bey torunuyla görüşmek istiyordu, zaten onun torununa bir zararı yoktu. Tek kaygısıysa küçük torundu, Miran Bey onu görmemişti, kardeşini tanımıyordu. Murat Han kardeşini bayağı bir severdi ama diğerini de isterdi. Üveyleri de severdi çünkü onlar sadece babalarının bir hatasıydı, tek hataları buydu. Murat Han bunu asla suratlarına vurmaz, susardı çünkü onların masum olduğunun farkındaydı. Miran Bey ise onlardan nefret ederdi, aileden uzaklaşmıştı. O an gelmiş olan Hakan Bey ve Murat Bey ile hepsi onlara bakmıştı. Onlarsa boş yerlere oturmuşlardı.

Süleyman B - Torunumu gördünüz mü?

Murat B - Evet, Orkun ile birlikteler ve bir barda içiyorlar.

Süleyman B - Miran içki sevmez ki...

Hakan B - Değişmiş, bizi görüyor ama görmezden geliyor. Oğluma yakın olduğum kadar uzağımda, benden nefret ediyor. Birde Han'ı öğrense kim bilir neler olur?

Dedi mırıldanarak, pişmandı. Ilk defa yeni bir çocuk yaptığına/ koyduğu isme karşı pişmanlık duyuyordu. Ateş Bey ise göz devirerek şunu söylemişti.

Ateş B - Orkun sizi uyarırken aklınız neredeydi amca? Eminim ki Miran'da bu ismi sakin karşılamayacaktır.

Rüzgar B - Hem ismini koydunuz, hemde onun ardından evlenilip yeni bir üye yapıldı. O varken niye evlenmediniz amca? Allah bilir neler düşünmüştür, sonuçta illa ki yengemle olan evlilik haberiniz gitmiştir. Orkun'u dinlemediniz, o da çekti gitti. Maşallah o da yüzümüze bakmaz oldu, ailemiz 2 üyeyi aynı anda kaybetti. Girdikleri gibi çıktılar, daha doğrusu birisi girmeden çıkmayı tercih etti ya...

Dedi acımasızca, yetişkin olunca yaptığı hatayı fark etmişti. Kuzeni kriz geçirirken yardım etmemişti, bunun üzerine ondan binlerce kez özür dilemişti. Sonunda Miran Bey onu affetse bile o kendini affedemiyordu. Yaptığı şeyden o bile utanç duyarken kendini affetmezken Miran Bey onu affetmişti. Gerçekten sevecen bir kuzeni vardı ama pek belli etmiyordu, edince de inanı kendine hayran bırakıyordu.

Rüzgâr B - Biz mutluyduk, Orkun'la sevindik. Miran geldiğindeyse ikinci defa mutlu olduk ama sonra ikisini bir kaybettik. Ikiside bu malikhaneden içeri girmez oldu, gerekmedikçe önünden bile geçmiyorlar.

Hakan B - Bu benim hatam değil, ben ailemi toparlamak istedim.

Dedi mırıldanarak ama hepsi durmuştu, pişmandı ama bu pişmanlığını açıklayacak kişi ona uzaktı. Yüzüne bile bakmaktan geri duruyordu, bu da çok zoruna gidiyordu.

Rüzgâr B - Olmadı, bu olmayış Orkun'u da bizden aldı. Yeğenlerimin doğum gününü kutlayamadık bile, gelmediler. Miran'ın çocuklarıysa allah bilir şuan kaç yaşındadır. En son onları Ediz'in yaş gününe gördük.

Çınar B - Orkun dönmeyi düşünmüyor bile, üstüne birde şehirden uzaklaşmak istiyormuş.

Diyince hepsi şoka gitmişti çünkü bunu beklemiyorlardı. Oysa ikizinin gidecek oluşundan haberdardı, bunu da sonunda deme gereği duymuştu. Bu erkenden alınan bir karardı, kesin o da aileden habersiz bir şehire çıkıp iz kaybettirecekti.

Murat B - Sen ne dersin oğlum?

Çınar B - 1 senedir bu düşünce içinde, yeni yengemle evlenir evlenmez gidecekmiş ama nereye gideceğini demiyor.

Murat B  - Sen ne zaman öğrendin?

Çınar B - Başından beri! 

Ateş B - Biz neden şimdi öğreniyoruz?

Diğer Yarım 2 " Evren Farkı"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin