Miran - Olurda dönüşüm olursa inan bu muhteşem olacak?
Orkun - Çokta değişme, en azından senin hâlâ oralarda bir yerde kalabildiğini bileyim. Kendine iyi bak!
Miran- Sende kendine iyi bak, iyileş... Derdin olursa da ara ha, bil ki her daim telefonum senin için açık olacak. Kendine iyi bak!
Dedi ona son kez sarılarak, elbette ki bu bir veda idi. Bunu da hepsi net bir şekilde anlamıştı hatta Çakırbeyli ailesinin gözleri dolmuş haldeydi. Miran Han ise kuzeninden ayrıldıktan sonra ona yakın gelen Süleyman Bey ile sarılmıştı. Dede Bey'in zararı asla yoktu, Süleyman Bey iyi insandı. Merhametli vede torunlarını her zaman eşit severdi.
Süleyman B - Nereye gidersin? Bari onu de...
Dedi ama cevap yoktu, Miran sadece onunla vedalaşıp elini öpmüştü. Süleyman Bey ise gözünden akan yaşla onun başını göğsüne gömerek saçlarına uzun bir öpücük kondurmuştu.
Süleyman B - Sende babam gibisin be yavrum, kırılınca içine kapanıyorsun.
Diyince ne demek istediğini anlayanlar göz yaşına boğulmuştu. Bu olayın benzerini Hakan Bey'de yaşamıştı, ikizine kırılıp çekip gitmişti ama o giderken veda bile etmemişti. Süleyman Bey'de bu olaydan bahsediyordu, baban gibi gidiyorsun demek istiyordu. Miran Han ise acı bir sesle şunu fısıldamıştı.
Miran - Bu farklı dede, ben annesizlikten - babasızlıktan gidiyorum.
Süleyman B - Pişman olursun, hem Ziya'da senin âni kararlarından bazen pişmanlık duyduğunu söylerdi.
Dedi ondan ayrılarak, diğerleriyse neyden bahsettiğini anlamaya çalışıyordu. Miran Han ise başını iki yana sallayarak şunu söylemişti.
Miran - Bu öyle birşey değil, bu şeyle eski olayların arasında dağlar kadar fark var. Hem biliyorum ki bu vedam her daim benim iyi ki yapmışım dediğim tek şey olacak.
Süleyman B - Gitmeden Ziya'ya uğrayacak mısın?
Miran - Biz 1 hafta önceden veda ettik, beni beklemez. Sorun değil!
Yıllar Sonra...
( Not: yeni sezon asıl şimdi başladı, bundan sonra Miran'ları da resmi yazacağım. "Bey - hanım" gibi...)
Miran Han ailesiyle birlikte Giresun'a taşınmış, orda yeni bir hayat kurmuştu. Müteahhit idi, işini tamamen eline almıştı. Birde kendine ait kocaman bir şirketi vardı. Burda olduğunu sadece Orkun vede Ziya Bey bilirdi, başka kimse bilmiyordu. Bu arada evlatları büyümüştü, şirketin yanı sıra mandıra kurmuştu. Maral ise bu mandırayı işletiyor, hafta sonu çocuklarla çalışıyorlardı. Tabi Miran Han benim işim var, toplantım var diye işten kaçıyordu. Eşi bunu elbette ki bilirdi ama yinede birşey demezdi. Bilmezden gelirdi.
(Not - Umarım yaşları doğrudur, neyse buna pek takılmayın.)
Miran Han - 45, Orkun 44 - Maral 45 ....
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
