Arabada susmuş öylece oturuyorduk. Gözlerim ara sıra ona kayıyordu. Pencereden dışarıya doğru bakıyordu. Kisa sarı saçlarına böyle yakından bakmak, dokunmak istememe neden oluyordu.
Konu açmak amacılığıyla sordum.
"Seo-jun ile ne zamandır çıkıyorsun?"
Ilk başta sustu, sonrasında bana dönerek cevap verdi."İki ay falan oluyor sanırım."
"Anladım"
Bana bakıyordu, görebiliyordum ama ona dönemiyordum. Kıpkırmızı kesildigim kesin di de,
Gerisini bilemiyorum."Ne zamandır seo-jun u tanıyorsun?"
"O boksa başladığından beri tanıyorum."
"Peki sen boksa ne zaman başladın?"
"On sene oluyor."
Şaşırdı."İlgini çektiği için mi boks yapıyorsun?"
...
"Aslına bakarsan hiç de ilgimi çekmiyor."
"E o zaman"
Sustum."Kız kardeşim boksörleri çok severdi. O zamanlarda da ona bir söz vermiştim. Boksör olacağım diye ondan yani ben sadece sözümü tutuyorum."
O an aklıma geldi. Sarı saçları geldi aklıma.
Yutkunamadım, göğsüme bir acı oturmuştu sanki....
Kırmızının yanması ile durdum. Pencereyi açıp, dışarıya doğru kafamı çıkarttım.
Geri kafamı içeriye sokup lisa ya döndüm.
O ise zaten çoktandır beni izliyordu.
O güzel gözlerine baktım, uzun uzun tüm ayrıntılarına kadar dikkatle baktım, hiç birini atlamadan. Öyle saatlerce durabilirdim ama en sonun da önüme döndüm. Yeşil ışık yanmıştı, arabayı tekrar çalıştırıp yola devam ettim."Ailen gelmiyor mu?"
Maçtan bahsediyordu. Tek ailem babam olduğundan, o da zaten gelmezdi."Babam mı o gelmez"
Hâlâ daha bana bakıyordu. Direksiyonu çevirip sağa döndüm."Peki ya kardeşin? Hani boksörleri seviyordu."
Arabayı boş olan yere doğru park ettim. Daha sonrasında anahtarı çıkartıp elime aldım.
"O ve annem hayatta değiller."
"Özür dilerim"
"Sorun değil, bilmiyordun"
Kapıyı açıp indim. Oda aynısını yaptı. Arabayı kilitleyip gelmesini bekledim.
Birlikte içeriye girdik. İçeriye girmemizle seo-jun u görmemiz bit oldu.
Dalga geçiyorsun değil mi?
Benlik bir sorun yok kızın başı yanacak.Lisa, seo-jun a sarılıp elinden tuttu. Seo-jun ise bana bakıyordu.
En sonunda pek de takilmayip koridorda ilerledim,soyunma odasına girdim.Şortumu giyinip üstüme de siyah tişörtümü geçirdim.
Soyunma odasından çıkıp büyük salona giriyordum ki, bulanık görmeye basladim. Elim ile başımı tutup. Büyük salona girdim. Yana doğru bakınca lisa yı gördüm. Seo-jun u izliyordu. İzlenecek neyi varsa. Yanında da jennie ve Taehyung vardı.
Beni fark ettiklerinde jennie bana seslenerek el salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
şanssızlıktık | liskook
FanfictionKos koca okul da en güzel kız oydu sanki, Kısa belirgin sari saçlarıyla, çekik kahve gözleriyle, ben burdayım diyiyordu adeta Ona bakmamak elde değildi ki, bakmamazlik gibi bir uğraşım olsun. Gözlerim, okul içerisin de de sürekli bir arayış içindey...