-3-

164 9 1
                                    

"Oturmuş saatlerdir uyumami bekliyorsun. Uyuyamiyorum iste Rose, bekleme daha çok, saat geç oldu"

Suratı düşmüştü, o rüyadan sonra uyuyabilir misim gibi davranıyordu. Vücudum yorgundu ama gözlerim bile bir uyku belirtisi göstermemişti.

Uzandığı koltuktan kalkıp, tezgahın yanında dikilen benim yanıma geldi.
Arkadan sarılınca tepki göstermedim geriye doğru çekilince arkama dönüp bende ona sarıldım.

Benim için o kız kardeşten öte değildi fakat onun bana ne hisler beslediğini bilmem beni ondan uzaklastırıyordu.

"Bugün burada seninle kalsam olur mu?"

Içimde tuttuğum nefesimi dışarıya üfledim.

"Konuşmuştuk Rose, sen benim için  sadece bir kız kardeşsin, o kadar"

Rose, sarılmayı bırakmadan cevap verdi.

"Ama ben senin için sadece bir kız kardeşten ibaret olmak istemiyorum."

"Rose, biliyorsun ben Lisa yı seviyorum."

"Nolur da onu sevmesen de beni sevsen?"

"Sence kimi sevip sevemeyecegime ben mi karar veriyorum? Elimde olan bir şey değil."

"Olmayacak bir ilişkiyi neden bekliyorsun ki?"

Neden mi bekliyorum?
Beklemiyorum ki sadece vazgeçemiyorum.

Ağlamaya mı başlamıştı? Suratını kapatmış olduğu omuzum ıslanıyordu.

"Tamam Rose, kal"

Ne diye bilirdim ki?
Hem biraz gurursuz bir insan da olabilirdim. En azından ona karşı.

Her zaman yanimda olmaya çalışırdı. Ben ise kovardım.
Yani daha onceler de hayır boyle davranmazdım ama bana beslediği duyguları bana açınca ister istemez değiştim. Bunu bende fark ediyorum ama elimden bir şey gelmez.

Saçını okşayıp, omuzuna vurdum.

"Git benim yatağımda yat, ben burada yatıcam."

"Olmaz! sen niye burada yatıyorsun? Yatağında yat ben burada yatarım."

Gözlerim yeterince bıkkın bakmıyor muydu? Bir de ısrar mı ediyordu?

"Ben uyumucam zaten Rose, git yat"

Durup bana öylece baktı. Doğruydu, o yüzden susmuştu.

Başını sallayıp yukarıya çıktı. Arkasından dolaptan isteyeceği şeyi alıp giymesini söylemeyecektim. Çok kez kalmıştı. Çok kez de kiyafetlerimi giymişti. Alışıktı.

Pencerenin yanında durup. Dışarıya baktım. Canım sıkılıyordu ama çok yorgundum. Uykum vardı ama uyuyamiyorum.

Bu böyle devam ederse sınır kat sayim giderek artacak gibi duruyor.

Cebimde ki telefonu çıkartarak instagram a girdim.
Lisa yeni bir story paylaşmıştı.
Zaten sırf Lisa için hesap açmıştım.
Story i açınca şaşırdım.

Pijamalı bir fotoğrafı vardı. Yanında jisoo duruyordu ve arka da ki evde jisoo nun eviydi.

Durdum. Derin nefes aldım.
Lisa, jisoo da mı kalıyordu?
Ve jisoo nun benim üst komsum olması durumunda bir sorun yoktu.

Benim, ona kendimi göstermem gerekiyordu.
Benim burada yaşadığımı bilmesi gerekiyordu.
Neden bilmiyorum ama öyle olması gerekiyor gibiydi.

Telefonu cebime atıp.
Üzerime giyinmek için yanima ceket aldım.
kapıya koşar adım çıktım.

"Jungkook?"

Ayakkabılarımı giyinip Rose a doğru döndüm.

"Gelicem birazdan"

Kapıyı çekip suratına kapattım.

Merdivenleri ikişer ikişer çıkarak kapinin onunde durdum.
Elim zile dokununca beynim durdu.

Ya lisa kapıya çıkarsa!
Ne için gelmiştim ben buraya?
Ne istemek için veya ne sormak için gelmiştim.

Kapı açılınca nefesim bir anlık da olsa tutmuştum.
Ama çok şükür ki jisoo çıkmıştı.

Kapıyı açtığı gibi büyük bir şok la bana baktı.

"Jungkook?"

Normalde böyle tepki vermezdi. Sanırım içeri de lisa var diye boyle tepki veriyordu.

Lisa dan hoslandigimi herkesin bildiği gibi jisoo da biliyordu.

Yutkundum. Sessizce konuştum, lisa duyamamalıydı.

"Lisa içerideymiş, beni içeriye alsana!"

Jisoo durdu. Ne yalan uyduracagini düşünüyordu.

"Ne dicem lan ben lisa ya! Jungkook gelmişte bizimle otursun mu dicem?"

Başımı salladım, güldü.

"Kafayı sınırdın sanırm-"

"Kim gelmiş jisoo?"

Lisa nın sesini duyan ben iyice gülümseyince, jisoo daha çok tedirgin oldu.
Koşar adım mutfaktan tabak alıp elime tutuşturdu.

Elimde duran meyve tabağına bakınca kahkaha attim. Bi bunların yanında karnım agirincaya kadar gülebiliyordum.

"Rezil olucam ama hadi neyse"

Lisa cevap alamayınca, kapının yanına doğru gelmişti. Elimde ki meyve tabağını alan jisoo yalandan gülümsedi.

"Ay ya çok teşekkürler bana meyve getirmişsin jungkook!"

Gülmemek için kendimi zor tutarken bakışlarım lisa ya kaydı.
Saçlarını toka ile havadan topuz yapmış mavi pijamalarıyla karşımda duruyordu.

Şaşırmıştı sanırım, bir bana bir meyve tabağına bakıyordu çünkü.

"Zahmet etmeseydin ya! Neyse hadi git! sana hadi iyi aksamlarr!"

Tam suratıma kapatacakken lisa durdurdu.

"Oturmak istemez misin biraz?"

Dur, ne?

                            
                        ____________

Hiç bir idolü böyle düşündüğümden değil, bu sadece kurgu.

Okuduğunuz için teşekkürler💙




şanssızlıktık | liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin