-4-

154 10 2
                                    

Su an balkonda durmuş, lisa nın yanında oturuyorum. Şaka mı bu? Bugünleri de mi görecektim? Cidden!

"Lisa, bu komsum jungkook, jungkook, lisa"

"Jungkook evet, seni biliyorum"
ŞOK

Acaba o da mı benden hoslaniyorda beni biliyor!

"Nereden biliyorsun?"

Gülümsedi.
Her gülüsünde ben böyle olacaksam, sanırım ölürüm.

"Sınıfta ismin çok geçiyor. Duymamak elde değil."

Beklentim çöktü. Bundan mıydı yani?

Ne bileyim yakisikliyim diye de mi gidip araştırmadı?

Jisoo gülmemek için kendini zor tutuyordu.
Gözlerimi devirdim.

"Ama sen beni bilmiyorsun, gerçi nereden bilebilecektin ki? Tanışalım."

Lisa elini uzattı. cidden elini mi sıkıcaktim, bırak elini ona mı dokunacaktım?

Jisoo kolumu cimcirince elini tutup sıktım.

Bir saat öylece elini tutabilirdim ama rahatsız olur diye istemeye istemeye elimi geri çekmiştim.

Bu konuşmanın ardından sessizlik oldu.

"Eee jungkook, boks falan nası gidiyor?"

Jisoo ortamın sessizligini fark edip bana yönelmişti. Başımı lisa dan çevirip jisoo ya döndüm.

"İyi jisoo, nası olsun."

Yalandan gülümseyerek dudaklarını birbirine bastırdı.

Bilerek yapıyordu, şerefsiz

"Doğru, sen boksördün değil mi?"
Lisa, söze atlayınca başımla onayladım.

Nedense boksör konusu her ne zaman açılsa geriliyordum. Bu kişi tanımadığım biri olsa bile,

Lisa nın üstünde ki uzun kollu pijamaya takıldı gözüm. Gözümü alıyordu, yanarlı dönerli mavi bir rengi vardı.
Kafamı jisoo ya döndürüp üstünde ki pijamaya baktım.

"Kırmızı ayıcıklı?"

Kahkaha attım. Jisoo kızarıp dudaklarını birbirine kapattı.

Lisa anlam veremeyen gözlerle bakınca gülerek cevap verdim.

"Jisoo nun imkansız crushının pijaması, bunu almak için böbreklerini satıyordu!"

Lisa, şaşırıp kaldı.
O sırada jisoo yanıma gelip beni yumrukluyordu.

"Şaka yapıyor tabiki! Öyle bir şey yok!"

Lisa, şu halimize gülüyordu. Rezil mi olmuştuk?
Çok takınmadım çünkü o gülüyordu.

Jisoo nun kolunu tuttum.

Gözleri fal taşı gibi açılınca,

"Noldu?"

"Üşüyor musun? Ellerin buz gibi"

Cidden yanıma aldığım ceketi giymemiştim. Siyah tişört ile oturuyordum ama üşümüyordum.

"Hayır, üşümüyorum"

"veya hasta mısın, renginde gitmiş çünkü."
Aldım, ondandır.

"Yo hayır, bu benim kendi ten rengim"
Yalan

Jisoo yanımda duran ceketimi üzerime örtüp, yerine oturdu.

"Hastalanma da,yarın maçın var"
Onayladım.

"Seo-jun u tanıyor musun?"
Gergin olma kook sakin

"Sevgilin olanı seo-jun u mu?"
Sustu, çok ciddi oldu kook!

"Evet, çok bilindik biridir."
Senin sayende tanıdım. Yoksa boksör olması ismini bileceğim anlamına gelmez.

"Neden sordun?"

"Onunda yarın macı var, seninle mi acaba?"

"Evet"
Cevap verecekken benim yerime jisoo cevap verdi.

"Orada olacağım."

"Erkek arkadaşın sonuç olarak, tabiki de orada, onun için olacaksın."

Suratını büzdü.

"Yaa, evet"

"Yarın okula gelecek misin jungkook?"
Jisoo soğuk havayı dağıtmaya çalışıyordu.

"Hayır"

Lisa, kaşlarını çattı.

"Cidden, ffarkediyoum da neden okula gelmiyorsun?"

Jisoo, bana dönüp oksurunce, olayı şakaya vurdum.

"Boksör olacağım için okumaya ihtiyacım yok."

Lisa tam konuşacakken,

"Babası, zengin"

Jisoo beni düzeltince gözlerimi devirdim.

"Ha anladım Ama arada okula geliyorsun,seni görüyorum."

Görüyorum demek sana bakıyorum demek, aman tanrım! Bana bakıyormuş!

Jisoo, bir cevap bulamayınca sustu.

"Sevdiğim bir kız var, onu görmek için geliyorum."

Lisa bası ile onaylayıp, hafifçe güldü.
Üzerine alın.

"Bu gün burada mı kalacaksın lili?"
Lili? Hay ağzıma!

"Lisa"
Sasirdi.

"Evet,kook"

Kook?

                        ____________

Uzun süre bölüm atmadım. Özür dilerim.

Bu bölümu de biraz hızlı yazdım. Yazım yalnışı olabilir.

Sırada ki bölümü umarım hızlı atarım.

Okuduğunuz için teşekkürler!💙

şanssızlıktık | liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin