Bölüm 12

1.2K 102 13
                                    

Jungkook geçirdiği üniversite dönemine şöyle dönüp baktığında bir dönemde yaşadıklarına inanamamıştı. Arkadaşlıkta hep yılların çok önemli olduğunu düşünürken nerdeyse dört ayda canı olan bir arkadaşa sahip olmuştu. Mingyu üniversitenin ona kattığı en güzel şeylerden biriydi. Hyunglarıyla o herkesin imrendiği, tiyatro kulübünün yönetim kurulu olmaları baya etkiliydi bu konuda, bir arkadaş grubu olmuştu. Eh o gruptan birisine aşık olmuştu, reddedilmiş sayılırdı, büyük bir kalabalığın karşısında tiyatro sergilemişti hem de sevdiği çocukla başrol olarak. 

Belki de hayatının en güzel ve en kötü günlerini yaşamıştı. Aşık olmayı hep mutlu bir eylem olarak görüyordu, Jimin'le karşılaşana kadar. Jimin önceki deneyimlerinin üstüne toprak atmıştı resmen. Jimin'e karşı hissettikleri hiçbirine benzemiyordu. Jimin'le tanıştıktan sonra cinsel kimliği oturmuştu. Jimin'den öncesi ve Jimin'den sonrası olarak ayırıyordu artık. Jimin'i miladı kabul etmişti. Çok gülmüştü ve çok ağlamıştı, çok sevmişti ama çok yıkılmıştı. Şu yarım döneme tüm hayatına sığdırmadığı kadar çok duygu sığdırmıştı.

Busan'a dönmek bu yüzden Jungkook'a çok iyi geldi. Dinlenmesi gerekiyordu. Tüm duygularını, tüm yaşadıklarını sindirmesi gerekiyordu. Busan'a geldiği gibi her şeyden uzaklaşmıştı. Sosyal medya hesaplarını kapatmış, ilk başta mesajlaşma gruplarına bile bakmıyordu. Ara tatili bitmek üzereydi ve Jimin'le sadece bir kere iletişim kurmuştu. O da çok kısa bir işetişimdi bu yüzden ne yaptığı hakkında bir fikri yoktu. Ondan uzak kalmak iyi gelmişti. Bazı şeyleri kafasında da kalbinde de oturtmuştu artık.

Busan'da geçirdiği ilk hafta evden dışarı adım bile atmamıştı. Genelde yatağında olsa da bazen annesinin davetiyle aile gecesi yapmak için salona gidiyordu. Ailecek oturup film izliyorlardı ya da sohbet ediyorlardı. Ailesi bazı şeylerin iyi gitmediğinin farkına olduğu için Jungkook'u zorlamıyorlardı. Jungkook geçirdikleri aile vaktinde, genellikle annesinin olsa da, annesinin ve babasının dizlerine yatarak sevdiriyordu kendini. Ailesine şımarmak ve onlardan ilgi almak da iyileşme sürecine çok iyi gelmişti. Karşılıksız sevgiydi onlarınki. Ailesine sahip olduğu için her gün şükrediyordu. Normalde suçlu ya da suçsuz aramıyordu ama Busan'da ki ilk haftasında yatağında geçirdiği sürede sırayla herkesi suçlamıştı. İlk başta Eun'u suçlamıştı. Bir anda gelip hayatlarına girmiş ve kurduğu dünyasını başına yıkmıştı. Sonra Tae'yi suçlamıştı. Gelip o sokmuştu bu kızı hayatlarına. Eğer Jimin'in doğum gününe çağırmasaydı ve Jimin'i şans ver diye darlamasaydı belki de bunların hiçbiri yaşanmayacaktı. Sonra suçlanma sırası Jimin'e gelmişti. Jimin eğer ona şans vermeseydi her şey farklı olacaktı. Bu süreçte Mingyu'yu bile suçlamıştı. Eğer yüzleş aranı düzelt diye tutturmasaydı o gün Jimin'in dairesine gitmezdi ve  o büyük yıkım yaşanmamış olurdu. Ama en son kendini suçlamıştı. Herkesin suçlamasını düşürmüştü ama kendininki daimi onunlaydı. Aklının bir köşesi ona sürekli 'Eğer aşık olmasaydın bunların hiçbiri yaşanmayacaktı.' diyordu. Sürekli kendine kızıyordu. İlk haftası böyle geçmişti işte.

Geçirdiği ikinci haftada hayata geri dönmeye çalışmıştı. En azından bir iki kere evlerinin bahçesine çıkmıştı, bir kere de markete gitmişti. Tae'nin isteklerini artık reddedemediği için onu evine çağırmış ve o gün Tae'ye her şeyi anlatmıştı. Her şeyi, tüm detaylarıyla. Sadece ana karakterin ismini vermemişti daha doğrusu verememişti. Bir de hikâyeyi bilerek cinsiyetsiz anlatmıştı. Tae'nin bir kız olduğunu düşünmesine izin vermişti. Nasıl diyecekti ki ben Jimin'e aşık oldum diye. Belki başta deseydi derdi ama olaylar bu kadar karışmışken diyememişti işte. Tae Jungkook'u dinledikten sonra ona sıkı sıkı sarılmıştı. 'Neden anlatmadın bana.' diye kızmak istese de yumuşak tavrını hiç bozmadan sormuştu. Jungkook da anlatamadım işte diyebilmişti sadece. Tae Jungkook'un o an kızılmaya değil desteğe ihtiyacı olduğunun farkındaydı bu yüzden üstüne hiç gitmemişti. Kime aşık oldun diye sormamıştı. Bunları bile zorla anlatmıştı zaten. Jungkook tekrardan şükretmişti Tae'nin varlığına. Bu konu üstüne uzun uzun dertleşmişlerdi. O günün sonunda Jungkook Jimin konusunda ilerleme kaydetmeye başlamıştı.

SO GOOD| jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin