Bölüm 13

1.1K 99 70
                                    

Gerçekten düşünceleriniz merak ediyorumm okurken yorum yapmayı unutmayın lütfen,,

---

Tae kampüse adımını atar atmaz valizini bıraktıktan sonra soluğu Jimin'in kapısının önünde aldı. Kapı açıldığında "Özür dilerim." demişti direkt. 

Jimin ani gelen özürle şaşırsa da sonradan anlamıştı nedenini. İlk başta "Öğrenmişsin." diyebildi sadece. Tae'den aldığı onaylama ile , "İçeri geç konuşalım." diyerek içeri girdi. Tae de onu takip etti. Oturma kısmını geldiklerinde. "Bir şey içer misin?" diye teklifte bulundu Jimin. Belli ki çok konuşacaklardı bir eşlikçi fena olmazdı. Tae'den "Hayır." karşılığını alınca aynı fikirde olmadıklarını fark etti. Ama Jimin, Tae ne kadar hayır dese de "Ben bize kahve yapıyorum." diyerek mutfağına doğru ilerledi. 

Kahveleri yaptıktan sonra kupaları eline alarak Tae'nin yanına döndü. Bir kupayı ona uzattıktan sonra koltukta bağdaş kurarak ona dönük bir şekilde oturdu. Aslında kahve yaparken Tae'nin dinlenmesine izin vermişti bir yandan. 

Jimin kahvesinden bir yudum aldıktan sonra "İşte şimdi konuşmaya başlayabiliriz." demişti ama Tae hiçbir şey dememiş boş bakışlarla elindeki kupaya bakmaya devam etti. Jimin onun konuşmayacağını anlayınca tekrardan konuştu. "Kendini suçluyorsun di mi?" diye sordu. Tae'nin ilk geldiği gibi özür dilemesi ve bu kadar durgun durması kesinlikle suçlu psikolojisinden geliyordu. Jimin istemeden Tae ile üniversitenin ilk döneminde yaptıkları, kendisini suçlamasını sağlayan, konuşmaya gitti. 

Tae ile yakınlaşmaya başladıkları zamanlardı. Tae'nin galerisinin turunu yapıyorlardı. Fikir tamamen ona aitti. Yakınlaşmalarını sağlayacağını iddia etmişti. İlk kez o zaman Jungkook'u görmüştü işte. Beraber sarıldıkları çok samimi bir fotoğraftı. "Bu çocuk kim?" diye sormuştu ilgiyle. Normalde diğer kimseyi sormazken ilk kez birisini sormasına şaşırmıştı Tae ama bozuntuya vermeden "Jungkook, bebeklik arkadaşım diyebilirim." diye yanıtlamıştı. Ardından Jimin ilgisini kaybetmeyen bir şekilde Jungkook hakkında birkaç soru daha sormuştu. Resimlerde gördüğü çocuk o an fazlasıyla dikkatini çekmişti ve hakkında daha çok bilgi öğrenmek istiyordu. Tae Jimin'in eski deneyimlerinden cinsel yönelimini biliyordu. Jimin biseksüeldi, bu yüzden Jimin'in ilgisini fark ettiğinde "Dostum hiç şansın yok, Jungkook bir spagetti kadar düz." demişti. Ve Jimin için Jungkook defteri hiç açılmamak üzere o gün kapanmıştı. Tanıştıkları güne kadar tekrar aklına gelmemişti bile. Jungkook, Jimin'in aklında hoş çocuk olarak kalmıştı sadece.

Jimin düşüncelerinden sıyrılıp tekrardan "Umarım kendini suçlamıyorsun." diye diretmişti. Tae'nin kendini suçlamasını istemiyordu. Tae sonunda konuşmaya karar verdiğinde "Belki de Jungkook'u ilk gördüğünde şansın yok, çocuk spagetti kadar düz demeseydim," diyerek gerçekten kendini suçladığı kurmaya başladığı cümleden baya belli oluyordu. Bu yüzden Jimin bunun önüne geçmek için sözünü kesip uyarıcı bir şekilde "Tae." demişti ona. Ama Tae'nin "Nerden bilebilirdim seni görünce haşlanmış spagetti olacağını." demesi uyarıyı almadığının habercisiydi. 

"Bu noktada kendi suçlamanın hiçbir mantığı yok Tae. Kendine bunu yapma lütfen." deyip kahvesinden bir yudum aldı. Ağzına gelen o tadı bastırmak istiyordu ve kahve bunun için güzel bir araçtı.

"Jimin suçlamayıp ne yapıcam? Her şeyi bok etmişim resmen. Başta senin önünü kestim, sonra Eun'a ben yardımcı oldum." sona doğru sesi titremeye başlamıştı, derin bir nefes aldıktan sonra devam etti. "Jungkook'un suratına bakamıyorum. O kadar kötü hissettiriyor ki. Seninle belki bir şansı olabilecekken ben o ihtimali ellerimle yok ettim. Bana seni anlatırken öyle kötü hissediyorum ki."

"Tae lütfen böyle yapma. Nerden bilebilirdin ki? Jungkook'un biseksüel olduğunu bile bilmiyordun. Sanırım o da bilmiyordu." Jimin cümleleriyle arkadaşına destek olmaya çalışıyordu ama pek yardımcı olmadığı Tae'nin değişmeyen tavrından belliydi. En basitinden hala suratına bakmamıştı ya da kahvesinden bir yudum bile almamıştı. 

SO GOOD| jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin