SO GOOD| jikook

Bölüm 5

Neden buradayız diye düşünüyordu Jungkook. Daha doğrusu neden burada olduklarını biliyordu. Tiyatro kulübü toplantısı yapmak için toplanmışlardı ama neden Jimin'in evi olmak zorundaydı? İşte tam olarak bunu düşünüyordu. Toplantıyı daha mantıklı bir yerde yapabilirlerdi. Jimin'in evine mantıksız demiyordu tabii ki de sadece bu evde olunca odaklanamıyordu istemsizce. Jimin ile geçirdikleri vakitler geliyordu aklına. Odaklanmaya çalıştı. Önündeki daha önce kek yaptıkları bira bardağına bakarak hayatı sorguluyordu ya da. Jungkook'u bu kısır döngüden kurtaran şey Tae'nin sesi oldu.

"Evet beyler burada bulunma sebebimizi biliyorsunuz zaten." ayağıya kalkmış bir şekilde konuşma yapmaya başladı. Normalde Jimin'in yeri olan baş köşeye kavga ile "Ben kulüp başkanıyım" diyerek kendi sandalyesini koyup geçmişti.

Yerine oturup devam etti cümlelerine. "3 haftayı bitirdik bile ama hala ne sergileyeceğiz belli değil. Daha bunun seçmeleri var, provası var, vizeler var çartı var curtu var ara vermek zorunda kalacağız yani dostlarım bir tık geç kalmış gibiyiz o yüzden bugün ne yapacağımıza kesin olarak karar veriyoruz. Fikri olan var mı?" diyerek önündeki su bardağında bulunan şarabından yudum aldı. Masada derin bir sessizlik oluşmuştu.

Sonunda sessizliğe dayanamayıp "Ben diyorum size Romeo ve Juliet yapalım diye ama kabul etmiyorsunuz." ilk konuşan oldu Jimin.

Anında reddetti başkan. "Olmaz çok klasik." Tae'nin cümlesinden sonra Jimin'in yüzü hemen düştü. Kesinlikle Romeo ve Juliet yapmak istiyor gibi duruyordu. Jimin'in düşmüş suratı Jungkook'u derinden yaraladığı için kendine göre elinden gelen en mantıklı şeyi yapmaya çalıştı.

"Bence Romeo ve Juliet olabilir. Yazarlarımız bu sene daha yoğun oldukları için senaryo yazamıyorlar ama senaryoda birkaç değişiklik yapabiliriz. Karakterlerin özellikleri gibi." Jungkook'un bu cümlesi masadakilerin dikkatini çekmişti ve asıl amacı olan "Jimin'i mutlu etme projesi" de başarıya ulaşmıştı. Bu durum için kendini tebrik etti. Omegaverse evrenindeki kurdu onunla gurur duyuyordu şu an büyük ihtimalle.

"Aslında mantıklı mesela karakterleri eşcinsel yapabiliriz böylece ailelerin karşı çıkmasının sebebi değişmiş olur. Farkındalık da oluştururuz gibi." dedi Yoongi.

"Yoongi'ye katılıyorum güzelce harmanlayabiliriz böylece konuyu. Modern ve geçmiş gibi." diye destekledi Namjoon.

Tae biraz düşündükten sonra konuştu. "Mantıklı. İtirazı olan yoksa bu fikir kabul edilmiştir. Canımız yazarlarımızın elinden öper senaryo. Bizim yapacak bir işimiz yok şimdilik. Toplantı amacına ulaştığına göre bitmiştir. Konu bulamayacağız diye çok stres yapmıştım rahatladım şimdi. Hadi oyun oynayalım kalk Jungkook." diyerek toplantıyı ani bir şekilde sonlandırdı Tae. Çalışmıştı da denilebilir.

"Otur şuraya Tae. Daha konuşmamız gereken şeyler var." diye azarladı Yoongi. Tae Yoongi'nin sözü üstüne somurtarak geri oturdu koltuğuna.

"Şimdi senaryo nasıl olacak. Hepimiz erkeğiz o yüzden karakterlerimiz gay olmalı ve kimler olacak." dedi Hoseok.

 "Benim sevgilim var ben olamam." diyerek başrol olmaktan kaçtı Jin. Asıl sorun şimdi başlamıştı. Kimse başrol olmak istemiyordu. Başrol olmak= fazladan, fazladan, ÇOOOOK fazladan rol ezberlemek demekti.

"Benim de sevgilim var ona bakılırsa." Jin'in kaçmasına tepki gösterdi Namjoon.

"Ne güzel işte siz ikiniz olun zaten sevgilisiniz." 

"Olmaz Kihyun tiyatro kulübüne ilgili değil." dedi Namjoon.

"Pardon? Sevgiline söyle ona bilet satmıcam. Tiyatro kulübüne nasıl ilgili olmaz. Götüm." sahte bir sinirle konuştu Tae.