Jungkook kucağındaki kediyi severken bir yandan da Jimin ve Tae'nin oyununu izliyordu. İki kişilik bir oyundu. Oyunun iki kişilik olması açıkçası Jungkook'un işine gelmişti. Jimin'e karşı oynamak istemiyordu. Tae ile oynarken de çok hırslanıyordu ve bu hırsı çirkinleşmesini sağlıyordu. Bir keresinde Tae ile oyun oynarken o kadar sinirlenmişlerdi ki Tae oyun kolunu Jungkook'un kafasına fırlatıp evi terk etmişti. Bir hafta sinirden konuşmamışlardı. İşte tam olarak bu yüzden o ikisinin oynamasına izin vermişti Jungkook, ikili ilişkilerine zarar gelsin istemiyordu. Yani en azından Jimin'in evinde.
Ama artık sıkılmıştı. Tek odakları oyun olan ikilinin dikkatini çekebilmek için "Hey acıkmadınız mı hala?" diye sordu.
Tae gözünü televizyondan bir santim bile oynatmadan konuştu. "Ben acıkmış olabilirim."
Tae'nin cümlesinden sonra Jimin de tam olarak Tae gibi yanıtladı Jungkook'u. "Ben de acıktım. Ramen vardı evde yapabiliriz."
"Jungkook rameni güzel yapar, biz bu eli oynarken sen de ramen yapsana. Noluur."
"Ben yaparım ama toplanmaya asla yardım etmem."
Oyun oynayan ikili sanki bunu bekliyormuşçasına aynı anda "Olur!" demişlerdi. Jungkook ikilinin onaylamasından sonra kucağındaki kediyi koltuğa bırakıp mutfağa geçti. Katu da peşinden gelmişti. Jungkook'un ayağına sürtünüp duruyordu. Katu kesinlikle ilgi arsızı bir kediydi. Ne kadar çok seversen sev daha çok sevgi istiyordu. Jungkook şu an ramen yapmayacak olsa Katu'yu kucağına alıp sevmeye devam ederdi. Ama yapması gereken bir ramen vardı. Katu'yu görmezden gelmeye çalışarak, ki asla kıyamıyordu, altı tane ramen paketini aldı ve hazırlamaya başladı. Ramen hazır olunca ocağı kapatıp, rameni tencereyle beraber beyaz masanın ortasına koydu. Ardından "Hadi beyler." diye seslendi.
"Tamam geliyoruz şu tur bitsin."
Tae'nin cümlesi üzerine göz devirdi Jungkook. Onlar için o kadar uğraşmıştı. Diğer ikiliyi beklemeden masaya, kendi koltuğuna oturdu. Sanki Katu Jungkook'un oturmasını bekliyormuşçasına oturduğu gibi kucağına oturmuştu. Diğer ikili masaya gelebildiğinde Jungkook hem ramenini yiyor hem de Katu'yu seviyordu.
"Sağ ol Kook." demişti Jimin, masaya oturmadan önce. Jungkook önemli değil dermişçesine kafa sallamasıyla yanıtladı.
"Finallere de az kaldı ya." dedi Tae.
"Off hatırlatmasan olmaz mıydı?" diye isyan etti Jungkook. Vizeleri ne kadar iyi gelse de finaller gözünü korkutuyordu. Vizelerden sonra çok fazla konu işlenmişti ve tüm dönemin konularına nasıl çalışacağı konusunda endişeleniyordu.
"Olmazdı en asli görevim seni sinir etmek Kook." bunu dedikten sonra bir de dil çıkarttı Tae. Gerçekten asli görevi Jungkook'u sinir etmekmiş gibi davranıyordu bu aralar. Ve başarıyordu da.
"Neden ya ben ne yaptım sana oğlum."
"Hissediyorum Jungkook, benden gizlediğin bir şeyler var ayrıca Mingyu denen çocukla çok yakınsın. Bu da beni sinir ediyor. Senin yüzünden sinir olduğum için de senin de sinir olman gerektiğine karar verdim. Bu yüzden elimden geldiğince seni sinir edeceğim." Jungkook'un en sinir olduğu şeyi yaparak konuştu. Jungkook'un en sinir olduğu şey = ağzında yemek varken konuşulması.
"İğrençsin Tae ağzında yemek varken konuşma diye bin kere dedim."
"Sen sinir ol diye." deyip üstüne ağzını açtı. "Aaağğ."
"Pisliksin ya kapat şu ağzını. Jimin hyung şuna bir şey de."
"Bir şey." demişti Jimin gülerken ardından ekledi. "Bugün ben de sinir oldum sana Kook kusura bakma. O yüzden aranıza giremem."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SO GOOD| jikook
Fanfiction[TAMAMLANDI] Jungkook en yakın arkadaşının en yakın arkadaşına ilk görüşte tutulmuştu.