" Hadi Tylor, hızlı ol!" demişti restoranttaki garson sinirli bir şekilde. Bıkkınlıkla nefes veren Tylor "Geliyorum!" diye cevap vermişti. Bugünlük mesaisi burada sona eriyordu. Garson ile birlikte mekandan çıktı ve eve doğru yol aldı. Hava kararmak üzereydi. Esen hafif rüzgar Tylor'ın saçlarını uçuşturuyordu. Yolunun üzerinde bulunan parkı görünce durdu. Çocukluğu burada geçmişti Tylor'ın. Sakin adımlarla parka ilerledi. Hava kararmak üzere olduğu için az sayıda çocuk vardı. Bir banka oturup onları izlemeye başladı. Yaşça diğerlerinden biraz büyük olan çocuklar, yeni keşfettikleri güçlerini diğerlerine gösterip hava atıyorlardı. Aklına kendi anıları geldi. Küçükken bu parkta güçleri olmadığı için diğer çocuklardan zorbalık görmüştü. Modu düştü Tylor'ın. Evet, onun hiç gücü yoktu *en azından öyle sanıyordu* . Bu olaydan dolayı bilge kişilerle birçok görüşme yapmıştı Tylor. Bilgeler ise "gücü olmayan senix yoktur, gücünü keşfedememiş senix vardır." Demişlerdi. Buna pek inanmıyordu Tylor ama içten içe çok dua ediyordu. Bir gün kendimi keşfedebileyim diye.
Parktaki çocuklardan biri eli ile yaptığı ışın topunun kontrolünü sağlayamadığı için ışın topu fırladı. Etrafta sekerek önüne gelen her şeyi yakmaya başladı. Tylor tedirgin olmuştu. Çocuklar korkarak kaçmaya başladı. Fakat içlerinden biri kahraman olmak ister gibi orada kalıp ışın topunun kontrolünü sağlayamaya çalışıyordu. Başarılı olamadı, ona doğru hızla gelen ışın topunu tutamayınca korktu. Ağlamaya başladı. Tylor çocuğun kaçamayacağını anladığı an hızla ayağa kalktı, çocuğa doğru koştu ve onu kolları arasına aldı. Sert bir cismin sol omzuna çarpıp yakması ile acı içinde inledi. Kontrolden çıkmış bir enerji topu her zaman tehlikelidir. Her ne kadar bir çocuk tarafından yapılsa bile. Çocuğun annesi endişeli bir şekilde koşarak Tylor'ın yanına geldi. "Ben çok üzgünüm, oğlum ile ilgilenmeliydim. İyi misiniz?" Tylor çocuğu bırakarak ayağa kalktı, omzuna dokundu. Eline gelen sıcak sıvı ile yüzünü buruşturdu. Bu sıvı senixlerin kanıydı. Hangi senix ırkından geldiğine göre değişirdi. Şeffaf ise bu hava ırkından geldiğinin göstergesidir. Siyah ise ateş, mavi ise su ve yeşil ise toprak elementinin ırkından gelmişsin demektir. "Hava ırkından mısın?" Bu kan türleri ise 18 yaşını geçtikten sonra belli olur. Annesi ve babası ile farklı ırktan gelen senixlerde olabilir. Irkını belli eden kanın rengini ilk kez gören Tylor, şaşkınlıkla kadına cevap verdi. "Şey...evet." kadın tekrardan özür dileyip çocuğu ile birlikte evlerine gitti. Tylor ise acı içinde omzunu tutarak eve yöneldi.
Bahçenin kapısını açıp içeri geçti Taylor. Annesi Teressa onu bahçede bekliyordu, gecikmişti. "Tylor, bu saate kadar neredeydin? Seni çok merak ettim." "Anne bir olay yaşadım. Bu yüzden geciktim." " Ne olayıymış bu ?" Tylor arkasını dönüp annesine omzunu gösterdi. Teressa şaşkınlık ve korku içerisinde oğluna yaklaştı. "Tanrım, bu nasıl oldu böyle? Sakın bana kavgaya karıştım deme!" "Hayır anne, kavga falan yok. Sadece bir çocuğu kurtardım o kadar..." "Peki, içeri geç oğlum." Tylor annesi ile birlikte eve girmişti. Babası Tom, elindeki ışın kılıçlarını koleksiyonuna ekliyordu. "Tom, buna bakmalısın hayatım." Tom ayağa kalktı ve eşinin yanına gitti. "Sorun ne Teressa? Tedirgin görünüyorsun." "Tylor, o hava ırkından" Tom şaşırmıştı. Onların ailesi hep toprak ırkından gelmişti. Tylor ailedeki tek farklı ırka sahip kişiydi. Tom yavaşça oğlunun yanına gitti."Yarayı göster evlat." Tylor arkasını döndü. Babası şaşkınlık içerisinde tekrar konuştu. "Bu çok şeffaf. Alışılmışın dışında. Teressa şimdilik yarayı kapatın. Yarın bilgelerle konuşmaya gitmeliyiz." "Hadi ama baba. Her seferinde elimiz boş dönüyoruz. Bir işe yaramıyor." "Tylor odana çık ve beni bekle." Tylor bıkkınlıkla nefes verip"Peki anne" demişti.
Teressa koltuğa oturmuş, düşünmeye başlamıştı . Daha sonra konuştu."Tom, sence olabilir mi?" "Emin değilim Teressa ama öyle gözüküyor."
Tylor odasına girip kapıyı kapatmıştı. Üzerindeki yanmış olan tişörtü çıkardı. Kan vücuduna bulaşmıştı. Bir bez aldı ve fazla kanı temizledi. İstemsizce eli yarasına gitti. Soğuktu, sanki yarasının etrafında bir rüzgar esintisi vardı. Etraf soğumaya başladı. Odada büyük bir esinti oluşuyordu. Etraftaki eşyalar havada uçuşuyor, birbirleri ile çarpışıp kırılıyordu. Ama camlar kapalıydı. Yarası yanıyordu Tylor'ın. Hiç acımadığı kadar acıyordu.saçlarının uçuştuğunu hissetti. Hafifledi, sanki havada gibiydi. Aynaya baktı, korkuyla bağırdı. O değişiyordu. Vücut parçaları yok oluyor ve yerine bambaşka bir parça geliyordu. Bu çok acıtıyordu. Bu sefer acıdan bağırdı Tylor. Bitmiyordu, geçmiyordu. Tek hissettiği esinti ve acıydı. Tek yapabildiği ise çığlık atmaktı.
Salondan sesleri duyan Tom ve Teressa korku ile yukarı çıktılar. Soğukluğu hissetmişlerdi. Aklındakinin artık gerçek olduğunu anlayan Tom konuştu"Teressa yaklaşma! O dönüşüm geçiriyor. Hemen bir haber tohumu yolla bilgelere. Bu işi tek halledemeyiz." Teressa, Tom'un dediğini yapmak için seraya gitti. Tom ise bütün cesaretini toplayıp kapıyı açtı. Oradaydı, oğlu dönüşümü tamamlamış, kendine gelmeye çalışıyordu.
Gözleri bembeyazdı ve göz bebekleri yok olmuştu. El ve ayak parmak uçlarından yukarı doğru giden gözle görünür bir esinti vardı. Havada duruyordu. Kıvırcık saçları bir bulut şeklini almıştı. Tylor dönüşmüştü. O hava elementinin sahibi ve gezegenin koruyucusuydu. Babası ile göz göze geldi Tylor. Tom gülümsedi ve elini uzattı. Tylor dokundu ama eli babasının içinden geçip boşluğa düştü. Bu onun bir özelliğiydi, o dokunulmazdı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORUYUCU
Fantasy4 farklı Senix. Sizin dilinizde ise 4 farklı insan, ayrı dünyaların insanları. Birbirinden haberleri bile olmayan bu 4 kişiyi kader, acımasız bir savaş için bir araya getirdi. Tek görevleri Shinex gezegenini kötülük âbidesi Mortus'tan korumak! Kitap...