Karanlık bizi bulduğunda

50 2 0
                                    

Gözlerimi araladım,yataktaydım efken beni dün dizi izledikten sonra yatağa bırakmış olmalıydı. Elimi sağ taraftaki kısma attım. Efken yanımda yoktu onun yerine buz gibi çarşaf vardı. Ayağa kakmamla efkenin banyonun kapısını açması bir oldu. İkimizde aynanda " günaydın" dedik. Gülümsedim,oda gamzelerini gösterecek şekilde gülümsedi. Efken " bugün elbise almaya gideceğiz, elbiseni aldıktan sonra kahvaltı yapar,eğer istersende kuaföre geçer orda bakımını yaptırırız. "Tamam,olur dışarda hem uzun zamandır kahvaltı yapmamıştım " dedim. "Tamam on dakikaya hazırlan ben aşşağıdayım" dedi. Başımı sallamakla yetindim. Efken odadan çıktıktan sonra yatağı topladım ve saate baktım bugün günlerden 28:11:2023 ,ve saat 08:00 'di. Üzerimi değiştirebilmek için dolabıma ilerledim,dolabı açtım hava soğuk olduğu için üzerime kapşonlu siyah switshirt giydim altıma rahat olabilmek siyah eşofman giydim. Makyaj masama ilerledim. Kedim mia makyaj masamın üstünde uyuya kalmıştı. Tüylerini biraz okşadım, kucağıma aldım ve yatağa yatırdım. Makyaj masasının koltuğuna oturdum,kendime baktım. Solmuş haldeydim Babamın yaşamasına bile umut besleyemiyordum. Ama kafamda takılan bir soru vardı " Babam yaşıyorsa neden şimdi karşıma çıkmak istemişti" düşüncelerdeyken bir yandan da saçımı tarıyordum. 5 ekimi geçeli bir aydan fazla olmuştu,çok şaşkındım ama aynı zamandada mutluydum. Çünkü kimse ölmemişti. Kimsenin ölmemesine ne kadar mutlu olsamda bu işin içinde bir şey olduğunu düşünüyordum. Daha fazla oyalanmamamak için ayağa kalktım mianın mama kabına mama koydum,miayı öptüm ve kapıyı açıp odadan çıktım. Aşağıya indim, efken arabaya yaslanmış telefonla uğraşıyordu,gelmiş olduğumu anlamış olucakki bakışlarını telefondan çekip bana baktı. Telefonunu cebine koydu ve arabanın sol kapısını açtı. Arabya bindim ,kapıyı kapatarak diğer taraftan dolanarak sürücü koltuğuna geçti.

Yarım saat sonra

Efkenle elbisemi seçmiştik. Şimdi sabahtan beri ikimizinde guruldayan midesini doyurmak için deniz manzaralı bir restorana gelmiştik. Efken siparişleri verdikten sonra bana döndü " Nasıl beyendin mi burayı"dedi. Gülümseyerek " Evet çok güzel bir manzarası var" dedim. Umarım manzaranın güzelliği kadar yemeklerde güzel olurdu. Saate baktım saat 15:50 olmuştu zaman ne kadar çabuk geçiyordu. Çok şükür yemeklerimiz gelmişti. Garson "afiyet olsun "dedi ve arkasını dönerek gitti. Yemekler çok güzel kokuyordu. Efkene " mesleğin ne ?" Diye sordum. Tanıştığımızdan beri doğru dürüst konuşamamıştık. "Pilotluk okuyordum ama annemin ölümünden sonra bırakmak zorunda kaldım" dedi efken sorumu cevapsız bırakmayarak. "Neden bırakmak zorunda kaldın"diye sorumuda tazeledim. "Babama işleri konusunda hep annem yardım ederdi,Annem ölüncede iki kardeşimde okuyunca en büyük kardeş olarak babama yardım etmekte bana kaldı " dedi. Ardından " senin ailen nasıl biriydi " diye bu sefer efken bir soru yöneltti. "Çok az biliyorum annemin kızlık soyadı yılmaz mış, banada anneannem anlatmıştı, annemin bir kız bir de erkek kardeşi varmış, Babamın ise tek bir kız kardeşi varmış, yani anlayacağın çok bir şey bilmiyorum" dedim. Masada duran sudan bir yudum aldım. Efken " sence baban yaşıyor olabilir mi "dedi. Hiç düşünmediğim bir soru değildi işte tamda bende bunu merak ediyordum."bilmiyorum ben bir yaşındayken kendini asmış ben 6 yaşındayken bir gün yetimhanedeki müdürün odasından geçiyordum, kendini asmış öyle duymuştum hatta hayatımda bir kere gidebilmiştim o da çok küçükken ondan sonra bir kere bile gidemedim, ama anneminkine sıksık giderim"dedim. Tabi son bir ay hariç şaka maka bir aydır annemin mezarını ziyarete gidemiyordum. Babamın yaşamasını isterdim tabi ama yıllar sonra karşıma geçip ben senin babanım diyen adamı asla Babam olarak görmezdim. Efken yemeyin ücretini ödedikten sonra kalktık.

4 saat sonra
 
Efkenle kuaföre geçip benim makyajımı yaptırdık ardından üzerimizi değiştirerek efkenin amcasının olduğu düğüne doğru yol aldık.

Efken yola odaklanmış bir şekilde arabayı sürüyordu. Tam bir saattir yoldaydık. " efken düğüne ne zaman varırız ve çok kalabalık olurmu" diye sordum. " beş dakikaya orda oluruz ve tabiki düğün bu kalabalık olur " dedi . Sitreslenmiştim hayatım boyunca hep kalabalık ortamlardan kaçmışımdır. Ellerim titremeye başlamıştık elimin üzerinde bir sıcaklık hissettim ve elime  baktım efken elimi tutmuştu. Gözlerine baktım "sakin ol ,biliyorum kalabalık ortamlara girmedin ama beraberiz merak etme " dedi. Birazcık daha sakinleşmemi sağlamıştı. "Teşekkür ederim ,her şey için iyiki yanımdasın " dedim. Siyah geniş bir demir kapı açıldı efkenle içeri girdik ve arabayı park etti. Arabadan indik ve efken elini elimin içine aldı ve sıkıca tuttu. Beraber geniş kırmızı halının  üzerinde yürümeye devam ettik. Geniş salonun içine girdiğimizde herkesin gözü bizim üzerimizdeydi. Efken boş bir masa buldu ve orya doğru ilerledik. Efken masaya iki kokteyl söyledi. "Sabahtan beri söyleyemedim elbisen çok yakışmış gözlerimi senden alamıyorum" dedi efken. Kızardığımı hissettim. "Teşekkür ederim" dedim. Yanımıza efkenin kardeşi laren geldi. "Kamelya elbisen çok çok yakışmış "dedi. "Teşekkür ederim ama biraz daha böyle iltifatlar alırsam şımarıcam şimdi " dedim bende gülümseyerek. Ardından " sininkide çok yakışmış "dedim. Gerçekten yakışmıştı siyah saçlarına siyah elbise,benim elbisem ise turuncu ve yeşil gözlere beyaz bir elbise çok sade ve güzeldi. "Efken ben bir lavaboya gidip geliyorum"dedim. Gerçekten çok sıkışmıştım. "Tamam dikkat et " dedi efken. Lavabo üst kattaydı giriş kapısının orda görmüştüm. Merdivenlerden yukarı çıkmaya başladım. Sağa saptım lavabo sağ taraftaydı,lavaboya girdim.

Efken yalımın anlatımından

Kamelya lavaboya gitti,ardından Babam aradı. "Efendim Baba " dedim. Babam telaşlı bir sesle "efken beni dinle kamelyanın babası yaşıyor,yaşıyor beni duyuyor musun, babası yaşıyor kamelyayı sakın yanından ayırma,babası onu bulursa bu hiç iyi olmaz beni duyuyor musun. Birazdan yanınızdayım kamelyayı gözünden ayırma "dedi ve telefon kapandı. Kamelyanın babası yaşıyordu bu nasıl olabilirdi. Kamelya,kamelyayı almak için merdivenlerden koşar adımlarla çıktım. Lavaboya doğru hızlı adımlarla yürümeye devam ettim. Kafamdaki soruları susturmam gerekiyordu. Lavabonun kapısını açtım,"kamelya" diye bağırdım. Kamelya yoktu,yoktu kafayı yiyecektim. Tedirgin bakışlarımı etrafa çevirdim. Ya kamelyanın babası kamelyayı çoktan götürürdüyse.


Kamelyanın Anlatımından
  
5 dakika önce

Lavabodan çıktım ve ellerimi yıkadım. Efken beni merak etmiş olmalıydı. Tam kapıyı açıp çıkıcaktımki,benim yerime kapıyı siyah takım elbise giymiş iki kişi açtı. "Görmüyormusunuz burası kızlar tuvaleti " dedim. Adamlardan daha iri yarı olanı, esmer olan adam kaş ,kol hareketi yaptı "pardon çekilir misiniz çıkıcam" dedim. Yavaş,yavaş gerilmeye başlıyordum. Tam bir adım atıcaktımki ağzımda hissettiğim bezli el beni durdurmuştu. Vücudum terlemeye başlamıştı, çığlık atmaya gücüm kalmadı ve adamın kollarına yıkıldım gözlerimi kapamamak için zorluyordum ama uyku bedenimi esir alamaya hızla devam ediyordu. Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.
Daha  fazla dayanamayarak gözlerimi yumdum. Tek duyduğum şey "kızı sağ salim babasına yetiştirelim" diğer taraftan "bu kız çok asi biyan önce götürelimde patron kızmasın "olmuştu.
Ve kendimi uykunun acı kollarına bırakmamak için ne kadar çok çabalasamda başarısız olmuştum.






Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 01, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Gün  batımında açan çiçek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin