Jiaungu arabadan çekiştirerek indirip hastaneye doğru hızlıca yürüdük. Ben bile kafayı sıyırmıştım artık Jisung nasıl yaşayabiliyordu, üstelik onların gerçek olduğunu savunuyor şuanda savunmaya devam ediyordu
"Minho sana kanıtlayabilirim, onlar gerçek"
"Jisung iyi değilsin"
"hastaneye geçirme beni hasta değilim ben"
resepsiyonun önünde durup önümdeki kadının yaka kartına baktım ve konuşmaya başladım
"İyi günler Chaeryoung hanım, biz psikolog ile görüşmek istiyoruz" yanımdaki göz yaşları dolan jisungu işaret ederek
"sorununuz nedir"
"son zamanlarda sürekli cinleri gördüğünü söyleyip değişik hareketler yapıyor"
"Minho yapma Allah aşkına, onların gerçek olduğunu kanıtlayabilirim"
kadın,
"sizi doktor chana yönlendiriyim, fakat bugün dolu yarın saat 1 gibi gelebilirsiniz" bilgisayarına bir kaç bilgi girip elindeki kağıda bir şeyler yazdı ve bana uzattı
"tamamdır çok teşekkürler"
"geçmiş olsun"
çıkışa doğru yürüken azda olsa gözlerim dolmuştu. Son zamanlarda Jisungun bu değişimi beni mahvedecekti. Eğer böyle devam ederse ayrılmamıza bile sebep olurdu, evlenmeyi bile düşünürken.
Hastaneden çıkıp arabaya bindik. Jisung dayananamayıp ağlamaya başlamıştı. benim evime yetiştiğimizde kapıyı açıp jisungu içeri geçirdim. En doğrusu benim evimde kalmaktı. Jisung odama doğru koşup kendisini yatağıma attı. Hıçkırarak ağlamaya başladığında yanına yaklaşıp yüzünü avuçlarımın arasına aldım. Göz yaşlarını baş parmağımla sildim.
"Güzelim nolursun ağlama, yazık ediyorsun kendine"
"umarım birgün gerçeği görebilirsin"
"bak yine başladın, piskolojin azda olsa düzelsin diye bu eve getirdim seni sen hâlâ saçmalamaya devam ediyorsun"
"iyi madem öyle olsun"
***
şuan doktor Chanın odasının önünde bekliyorduk. Saat 1e geliyordu ve yakında görüşmemiz başlayacaktı. İçerden birileri çıktıktan 5 dakika sonra kapıyı tıklarıp jis ile beraber içeri girdim.
"İyi günler Chan bey"
"buyurun gelin oturun"
odası kocamandı. Kapının hemen yanında büyük bir dolap vardı, kapakları camdan olduğu için içeride dosyalar olduğu görünüyordu. Odanın camlarının önünde koyulmuş masa ve masanın önünde iki tane sandalye vardı. Diğer tarafta ise deriden uzun ve geniş bir koltuk vardı. Masaya doğru yaklaşıp önündeki sandalyelerin birine ben birine jisung oturdu
"ikinizin mi sıkıntısı var?"
"yok, ben sevgilisiyim kendini anlatamayacağını bildiğim için bende geldim sorun olmaz umarım" dedim göz ucuyla jisunga bakarak.
"yok sıkıntı değil, sizi dinliyorum"
Olan olayları kısaca anlattıktan sonra jisungun dolan gözleriyle buluştum. ben anlatırken ise Chan bey sürekli not alıyordu.
"ben yalan söylemiyorum lütfen inanın bana" dedi jis
uzun bir görüşmenin ardından doktor gerekli açıklamaları yapmış ve jisunguma şizofren teşhisi koymuştu. Bunu bende beklemiyordum. Tedavi için birkaç ilaç yazdı ve 2 hafta kullanmamızı eğer bir değişme olmazsa tekrar gelmemizi istemişti.
Hastaneden çıkıp arabaya bindik yol boyu hiçbir konuşmamız olmuyordu. Yol üstü bir eczaneye geçip ilaçları aldım ve evime döndük.
❈❈❈
bölüm çok gecikti sorry
o değilde çok saçma oldu gibi ya
offfyy
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Be Quiet |ᴹᶦⁿˢᵘⁿᵍ
Fiksi Penggemar"Sessiz ol duymasınlar" "kimler?" "onlar" "saçmalamayı bırakır mısın" Son zamanlarda sürekli cinleri gördüğünü söylediği için şizofren teşhisi konulan Jisung ve ona asla inanmayan sevgilisi Minho bir gece Jisungun aslında şizofren olmayıpta gerçekle...