8| 24 Şubat 1947

3 0 0
                                    


"Sevgili günlük,

Bugün deneylerin 4. günü ve ben bir haftayı tamamlayabileceğimden emin değilim.

Bugün beni dehşete düşüren birçok bilgiyi aynı anda öğrenmemden midir nedir başım feci derecede ağrıyor.

Sana da anlatayım mı? Kaldırabilecek misin? Peki öyleyse anlatıyorum.

Bugünkü deney de psikolojik bir deneydi.Fark ettiysen artık deney(?) değil direkt deney diyorum çünkü bize her şeyi anlattılar.Tüm gerçekleri öğrenince verdiğimiz bilinçli (bağırmak vs.) ve bilinçsiz (kalp atış hızı vb.) tepkileri ölçtüler.

Ve tüm bu öğrendiğim gerçekler arasından beni en çok sarsan ise şu anda 100 kişiden yalnızca 62'sinin hayatta kalmış olması.Efendim,onlara ne mi oldu?

Günlük nerden bileyim nasıl öldüklerini! Ya kahırlarından öldüler Abutalip* gibi (bu karakteri bir Kırgız yazarın kitabında okumuştum) ya da deneylerdeki fiziksel testlere dayanamadılar her ne kadar amaç ölmememiz olsa da.

Sadece 4 gün oldu günlük.Sadece 4 günde 38 insan...Hatta çocuk! Savaş etiği ve ahlakî değerler dersinde öğrendiklerimize ne oldu!?

Neyse, lafı dolandırmadan sana da anlatayım her şeyi.

Burası hiçbir zaman bir yetimhane olmamış meğersem. Yani devlet kayıtlarında öyle geçmesine rağmen. Aslında amaç üstün bir insan ırkı yaratmakmış.

Shigaraki Tomura adında bir adammış her şeyin başı. Küçükken gördüğü muameleye karşın daha zeki bir toplum yaratmak istemiş ve ağaç yaşken eğilir hesabıyla çocuklardan başlamış deneye.

Deney diyorlar çünkü işlemlerinin işe yarayıp yaramadıklarını test ediyorlarmış şu an. Birkaç düzine insan toplanmış üstün insan yaratmaya çalışıyor işte.

Saçmalık.

Çift olmamızın nedeni ise psikolojik testleri yapabilmekmiş. Sıkı sıkıya bağladığın insanları ayırmak, onlara verebileceğin en ağır hasardır sonuçta değil mi?

Cidden günlük bunların hiçbiri zekâ seviyemi aşan şeyler değil ama yine de aklım almıyor. Bunu da açıklayabilirler mi o aptal deneyleriyle? Ha, ne dersin yapabilirler mi?

Hiç sanmıyorum biliyor musun! Onlar bilime en ufak bir katkı sağlamayı bırak tam tersi daha da zarar veren insanlar.

AGGGHH GÜNLÜK BAŞIMIN AĞRISINA KATLANAMIYORUM!

Sanki epifiz bezimden gözlerime doğru küçük bir kurt hareket ediyor ve geçtiği yerleri derin bir boşlukla kaplıyor. Üçüncü gözümü mü çıkarıyorum yoksa günlük, söylesene mümkün mü? Onu da yaparlar mı deneyleriyle?

ahlzhqvşuzvqşzqsoüj bugün çok komiğim

Neyse bak ne anlatacağım sana, Bakugou şu an dizimde yatıyor.

beklemiyordun değil mi sjskskzkakzpmqp

Doğrusu ben de beklemiyordum, bir anda gelip kolunu kaldır dedi ve dizime yattı.(şu an saat 8.31 ve o uyuyor.)

Çok yumuşak günlük. Uyuyuşu çok yumuşak. Tişörtüme gömdüğü yüzü, göğsünde birleştirdiği kolları, gözlerini kapatışı...

Bu iki oldu biliyorum ama,

Sence o da beni böyle seviyor mu?

Umarım seviyordur. Köpekbalığı olmamı o istedi sonuçta.(Adımdan bahsediyorum)

Biliyor musun günlük adımızın olmamasının da bir sebebi varmış. Birbirimize kendi bulduğumuz isimlerle seslenmemizin daha güçlü bir bağ oluşturacağını düşünüyorlarmış. Sadece ikimizin kullandığı isimler çünkü bunlar. Normalde herkes bana 12, Bakugou'ya ise 38 der. Bu da deneyevine geliş yaşımızla ilgiliymiş.

Mesela ben bir yaşımda geldim, 12 aylıkken yani. Bakugou ise benden iki yaş büyük olduğu için 38 aylıkken alınmış oluyor.(Arada 2 ay kadar bir fark da var ama önemsiz.)

Ona çoğu kez nerden geldiğini, ailesini hatırlayıp hatırlamadığını sordum ve hepsinde de 'Hatırlamıyorum.' dedi günlük.

Bilemiyorum, belki de gerçekten hatırlamıyordur. Ama öyle olsa bile müdürün odasındaki denek dosyalarından kendiyle ilgili her şeyi bulabilir, öyle değil mi?

Belli bir sınıra kadar kendimizle ilgili -varsa-video/fotoğrafları görmemize ve bilgi edinmemize izin veriyorlar. Ben bu hakkımı kullanıp yıkık bir sinagogun önünden alındığımı öğrendim. Büyük ihtimalle de ailem Yahudi'ydi.

Bunu öğrenmek bana bir şey kattı mı diye sorarsan, açıkçası hayır. Sadece geçmişe olan merakım gittiği için geleceğime odaklanmam artık daha kolay.

Neler diyorum günlük, görüyor musun sen şu bir cambazdan bile kıvrak olan dilimi! Geleceğe odaklanmakmış, pardon da ne geleceği?

Bak yine dikkatimi dağıtıyor şu çocuğun güzelliği. Böyle olmaz ki ama iyice aptal aşıklara benzedim.

Bir de üstün insan olacağım, böyle üstün insan mı olur?

Neyse günlük, bugünlük bu kadar yeter. İlk kez sayfa bitmeden bitiyorum günümü ama yapacak bir şey yok. Buraya budalalıklarımı yazmaktansa dizimde yatan Bakugou'yu izlemeyi tercih ederim.

Bir gün seni aktardığım belleği Shigaraki Tomura'nın bir taraflarına sokmak dileğiyle!

Kirishima

_______________

Abutalip*: Cengiz Aytmatov'un "Gün Olur Asra Bedel" romanından bir karakter. Yazdığı yazılar nedeniyle tutuklandığında çocuklarına ve karısına olan hasretinden dolayı kalp krizi geçirerek ölmüştür.

50 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin