eight.

94 10 8
                                    

john:
ten
nasilsin

ten:
normal
gibi

john:
hastanede nasıl geçti
kontrole mi gittin?

ten:
unutmamıssın hastaneye gideceğimi

john:
neden unutayim
sormayı bekledim umarım kötü bir durum yoktur diye

ten:
sagol
bilmşyorum kan değerlerim cok da iyi değil
geçen kontrole göre daha kötüymüşüm
sinirim bozuldu

john:
ne
sen sinirin bozulunca aglarsın

ten:
bu bilgiye nerden eristin

john:
hep ağladığını söylemiştin

ten:
aglamiyorum
sadece ne bileyim
o kadar dikkat etmistim her seye
ama duzelmiyor sagligim

john:
benim tatliligimdan mi oldu böyle acaba
saka
saka yaptım

ten:
şu an nabzım çok yuksek
yazamiyorum ellerim titriyor
yazicam sonra
dinlenmek istiyorum

john:
camına geleyim mi
iyi gelir belki

ten:
uğraşma simdi bosver aksam aksam
rahatını bozma

gelmiyorsun dimi?

john?

john:
cama çıksana

ten:
uğraşma demiştim
(görüldü)

"Nabzın kaç?"
"Şu an bunu mu soruyorsun?" dedim camdan sarkıp. "Evet soruyorum?"
"Bilmem, en son 125'lerdeydi."
"Neden yükseliyor?"
"Benim olur böyle."

"Yoksa ben geldim diye mi?"

"Böyle konuşacaksan gidiyorum." dedim utandığımı göstermemek için.

"Dur, o kadar kapına gelmişim."

"Sen nerde oturuyorsun?"

"Noldu? Evimi mi basacaksın."

"Bilemem, belki yağmurda ayaklarım senin evine götürür."

Gurur dolu bir yüz ifadesiyle baktı. "Sevdim bu cümleyi." dedi. "Ee soruma cevap... Nerde oturuyorsun?"

"Üst caddede ki yeni yapılan sitede. Babama ait orası."

"Babam demişken, dünden sonra konuştunuz mu hiç?"

"Hayır ama dün gece Amerika'ya döndü. Artık ev benim."

"Hala gülebilmene hayranım."

"Madem sordun bu kadar. Geleceksin yani evime."

"Nerden çıkarttın? Dün hasta olma diye seni evime aldım. Sormak hakkım." dedim. Telefonu çaldı, ceplerini yoklayıp kulağına götürdü."

"Efendim."

"Tamam gelirim şimdi. Chittaphon'un yanındaydım."

visne receli ★ johntenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin