"İyi geceler." dedim, eve dönüyordum gece olmuştu. "Tek dönebilecek misin hyung?" dedi sanki küçük çocukmuşum gibi. "Tabii ki döneceğim. Araba boşuna icat edilmedi." dedim şakasına. Bir süre yüzüme baktı, bir taraftan elim onun elleri arasındaydı. Boşta kalan ellerimle saçlarını okşadım, "Yarın erkenden geleceğim. Merak etme.", "Geç kalma olur mu?"
Tebessüm ettim, "Sen saçlarınla oynandığında uyurdun.""Oynasana, bir kaç dakika bile olur."
Kıyamıyordum. Bacağını kenara çektiğinde yanına oturdum. Gözlerini kapatmıştı hemen. Yarın taburcu oluyordu ve onun yorgunluğunu hepimiz anlayabiliyorduk. Sağ elim onun ellerinde, sol elim aşık olduğum koyu kumral saçlarındaydı.
-Her siyah kedinin, turuncu bir kediye ihtiyacı vardır.-
"Gitmek zorundayım. İyi geceler." diyip saçlarını öptüm. Elimi onun kenetlediği elinden çektiğimde uyuduğunu anlamıştım. Hissetmemişti bile gittiğimi.
"Yarın görüşürüz jeong."
1 gün sonra.
Sanırım erken gelmiştim. Odaya girdiğimde jaehyun daha uyanmamıştı bile. Çantamı koltuğun köşesine bırakıp yanına oturdum. O kadar güzel uyuyordu ki... Saçlarını okşadım, gördüğüm en yakışıklı erkekti. Onu sevmemin sebebi tipi değildi. Neden seviyordum bende bilmiyordum ama bu hayatımda gördüğüm en yakışıklı erkek olduğunu değiştirmezdi. Belki de benim gözümde en yakışıklıydı. Baş parmağımla yanağını okşadım, o uyuyorken ondan utanmıyordum, yanına yaklaşıyordum, saçlarını öpüyordum.
Saçlarını okşadığım esnada başında ki elimi tuttu. "Ah! Uyanık olduğunu bilmiyordum." diyerek sıçradım. "Sorun değil, günaydın." dedi yarı kısık gözleriyle. Sabahları ilk uyandığında sesi çok kalın oluyordu, "Günaydın."
Gözlerini geri kapattı ve derince bir nefes verdi, "Demek eve dönüyorum ha?"
"Taburcu oluyorsun, hastanede kalmak istemediğine emin misin?" diye sordum. "Eve gitmek istiyorum."
"Evde sana bakacak biri var mı?" diye sordum. Bir süre elini alnına koyup düşündü. "Kendi kendime bakabilirim.". "Hayır jeong. Yapılması gereken bir sürü pansumanın var, hepsini kendi başına yapamazsın. Biriyle kalmalısın."
"Annem burada değil. Sende biliyorsun. Hem burada olsaydı da, neyse işte. Annemin bana bakmasını istemiyorum. Yetişkinim, kendime bakabilirim." Tam yatağın yanından kalkıyordum ki kolumdan tuttu, "Nereye gidiyorsun.", "Hiç bir yere." dedim. "O zaman yanımda otur.". Yanına geri oturduğumda kolumu bırakmadı. "Otelde ki hizmetçilerden birini tutarım, halledebilirim, kendime bakabilirim. Merak etme."
"Jeong."
"Seninle kalmamı ister misin?"
Jaehyun sanki onu kurtarmışım gibi minnettar gözlerle bana baktı. "Bunu benim için yapar mısın?"
"İyileşene kadar yanında kalabilirim."
Birden yattığı yerden doğrulup boynuma sarıldı. O an hiç bir şey yapamıyorum gibiydi. "Teşekkür ederim." diye fısıldadı. Kollarımı beline bağladığımda kokusunu içime çektim, "Rica ederim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
visne receli ★ johnten
ChickLit"vişnenin verdiği o ekşi, yüz buruşturan tadı asla bir kirazdan alamazsın." +jaeyong, xiaodery, dowoo