Aramızda bir sessizlik çökmüştü Ferit abinin kurduğu cümleyle. Düşündüm uzunca düşündüm Korayın suçu yok ne demek diye düşündüm. Ama bulamadım cevabı. Bulamadığım gibi Ferit abi de sessizce bekliyor kelimeleri ağzından çıkaramıyordu..
....
Eve dönüyordum taksiyle. Fikrim dağınıktı. Arka koltukta pencereye düşen yağmur damlalarını izliyordum başımı cama söykeyerek. Ferit abinin dedikleri geldi aklıma: ''Silah sesini duyunca bayıldın Fırat. Ama bayılınca görmediğin bir şey vardı. O kurşun Korayın silahından çıkmadı. Benim silahımdan çıktı. Bunca sene Koray sadece beni korurken sen nefret ettin ondan. Ama dayanamadım Fırat. Söylemek zorundaydım bunu.''demişti.
Yeni bir yalan daha. Yine bir yalana kanmıştım. Taksi durduğunda kapının ağzında olmamama şaşırarak ''Neden durduk?''diye sordum şöför koltuğundakı adama. Cevabında bana ''Üzgünüm bayım ama hemen dönmek gerek.''dedi. Eve pek de mesafe yoktu ve Korayı kapıda bulup bulmayacağımı da bilmiyordum. Eğer ordaysa ne yapacağımı da. Bu yüzden burda inmek sorun olmadı. En azından gidene kadar düşünme fırsatım olacaktı.
Yolda irerlerken yağmurun saçlarımı ıslatmasına izin veriyordum. Çamur olmuş yolda hiç aldırmadan yürüyordum. Kafamı yere salmış yürürken eve az kaldığını fark etmemle kafamı yerden kaldırdım. Önümde gördüğüm şeyi belki tahmin edebilirdim ama yine de şaşırmıştım. Koray gitmemiş orada sırılsıklam bekliyordu. Vucudunun her yeri ıslanmıştı ama o oradaca oturup beni bekliyordu.
Yapmam gereken şeyi bilmiyordum. Suçsuzdu Koray ama yine de ben hâlâ ne yapacağımı bilmiyordum. Yanına hızla yaklaştım. ''Ne yapıyorsun ya burda?''dedim telaşla. Halsizdi. Kafasını yavaşca kaldırıp bana baktı ve zorla da olsa sırıtıp dedi ''Seni bekliyordum'' Neden bilmiyorum ama beni olduğumdan daha da kötü hâle soktu bu cümle. Umursamadan gitmiştim onu ama beni beklemişti.
Eğilip tek kolunu kafamın arkasına geçirip ayağa kaldırdım ıslak bedenini. Kapıyı açarak içeri geçtik zorda olsa. Odama geçirip yatağa uzattım. ''Neden bir anda umursuyorsun beni?''dedi gözlerini açarak. ''Biliyorum çünkü''dedim. Benden saklamasına kızmıştım ama katil olmamasına sevinmiştim yine de. Bunu duyunca şaşırdı ilk sonra her şeyi boşverer bir ifadeyle yatakta rahatladı yerini.
Elime bir dest kendi kiyafetlerimi alıp yanına geldim. ''Kalk üstünü deyiş hasta olacaksın''dedim. Aslında ona kızacak bir nedenim kalmamıştı artık ama yine de gururuma yediremiyordum bunu. Yatakta dikelerek yorgun bakış attı bana ve ardından dudakları ''Ben yapamam sen yapsana''demek için oynadı. Bıkmış bir nefes bıraktıktan sonra ellerimi tişörtüne attım. Tek hamlede çıkardım üzerinden lacivert tişörtü. Vucudunun kasları ortaya serildi. Islak olan kasları beni neredeyse kendimden çıkarıyordu.
''Hadi giyin''diyerek elimdeki tişörtü düzelttim. Tek hamlede elimden tutarak aşağıda sabitledi. ''Bence giymeyeyim ya çok sıcak''dedi. Havanın dondurucu soğukluğunda?
''Ne saçmalıyorsun?''dedim ''Hava buz gibi hasta olacaksın giy şunu''diyerek diğer elimle uzalttım tişörtü ona. Bu sefer diğer kolumu da tutarak ''Bak hatta sen de çıkar çok iyi olur''dedi. Nihayet anlamıştım ne demeğe çalıştığını. Ama yine de mala yatarak ''Hayır soğuk ben üşürüm''deyip kalkmayı denedim. Bir hamlede vucudumu yatakla bir edip üzerime çıktı kollarımı hâlâ bırakmadan. ''Ben seni ısıtırım''dedi. Derince yutkundum.
Tuttuğu kollarımı bırakmadan dudaklarını dudaklarıma dayadı. Dudakları dudaklarıma hakim olub sert darbelerle öpmeye başladı. Ben aklımda olan tüm soruları çöpe atarak karşılık verdim ona. Dudaklarımda bir süre oyalandıktan sonra boynuma doğru gitti dudakları. Sıcak nefesi öpücükler eşliğinde vururken boynuma benim nefesim kesilmişti...
Söylediği gibi çok sıcaktı.😉
...
Yıllar sonra mutluluğu bulmuştuk sanırım. Ara ara kötü geçen günlerimiz de oldu kötü haberler duyduk. Mesela Ferit abinin hapse girdikten 2 hafta sonra intihar ettiği haberi geldi. Büyük hüzne gömülmüştük. Ama üzülmem mi gerekiyordu bilmiyordum. Bu yüzden ağlamadım bile.
Bunun yanında iyi haberlerimiz de vardı. Mesela Mustafa ve Melek evlendi. Düğünde çok komik anlar yaşamıştık mesela. Mustafa darısı başınıza demişti. Sonra bana ''Sen tabi kız tapamazsın bu kafayla''diyerek laf attığında Koray kolunu boynuma salarak ''Kız aradığını kim söyledi demişti'' ardından eğilerek dudağıma küçük öpücük kondurmuş tabi bizimkiler de mal mal bakmışlardı.
Mustafa neyse kolay alıştı da Selim beni kenara çekerek ''Oğlum mal mısın amına koyayım bir erkekle hele erkeği geçtim seni kaçıran adamla... nasıl?'' falan da filan diye terslemişti beni. Bense tabi hiç umursamayıp ''Seni de görecez''demiştim. Tabi o gay deyildi bir kızla çıktı yıllar sonra. Ve evlendi.
Bense Korayımla mutluydum. O da benle.
Umarım aradığınız aşkınızla daha güzel bir hikayeniz olur😘😘😘
Evet. Hikaye bitti. Okuyan beğenen her kese teşekkür ederim.😘 Belki sevmediniz. Zamanınızı boşa harcadımsa üzgünüm.
Sizi seviyorum hoşçakalın💜💜💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Revenge (bxb)
RomanceKoray ailesinin intikamını almak peşinde olan bir katildir. Fırat ise Korelin intikam için kaçırıldığı bir kurbandır. Ama Korel daha Fıratı öldüremeden bir şeyler planlar dışında gelişir.... ❗NOTU OKUMADAN BAŞLAMAYIN❗ NOT: Hikayeyi okumaya karar ver...